Emin Çölaşan: Açıklama

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

ÖNCEKİ gün burada çıkan ‘‘Tıpta Siyaset’’ başlıklı yazım için ‘‘Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı’’ Prof. Dr. Uğur Dilmen'den gelen açıklamayı size iletiyorum.

Verdiğim yanıtı hemen ardından okuyacaksınız. Açıklama aynen şöyle:

‘‘23 Mayıs 2000 tarihli köşenizde yazdığınız haber tamamen yanlıştır.

1- Üniversitemizin Sayın Fethullah Gülen'le bir ilişkisi yoktur.

2- Hemşirelik Yüksek Okulu'na yeni öğrenci alımı YÖK tarafından yasaklanmamıştır. Ancak 25 Ocak 2000 tarihli Üniversite Senatosu kararı Fatih Üniversitesi tarafından YÖK'e iletilmiş ve bu talep YÖK tarafından uygun bulunmuştur. (Okulu kendileri kapamışlar!)

3- Ankara'daki Ahmet Örs Hastanesi'nin Tıp Fakültesi Hastanesi olmasına YÖK'ün izin vermediğini bildirmektesiniz. Oysa bu hastane üniversitemizin kuruluşuyla birlikte YÖK'ün izniyle Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olarak 1996 yılından beri hizmet vermektedir.

4- Yazınızda bahsettiğiniz, 15 gün önce olduğunu söylediğiniz olay soruşturulmuş, çocuk doktorları arasında 35 yaşlarında badem bıyıklı birinin olmadığı ve son bir ay içinde Anadolu'dan bu şekilde herhangi bir fakir çocuk gelmediği ve tedavi masraflarının karşılanması için herhangi bir talep bulunmadığı anlaşılmıştır. Hastalarımız arasında farklı dil, din, ırk, milliyet ve siyasi görüşte insanlar bulunmaktadır. Meslekdaşlarımız da hastalarımıza hekimlik yeminlerine sadık kalarak hizmet etmektedir. Farklı ülkelerin temsilcilikleri defalarca teşekkür belgeleri sunarak hizmetlerimizi takdir etmişlerdir.

5- Yazınızda bahsedilen Kamuran Zeren'in manşetten verilen haberi de tamamen yalandır ve bu konuda gerekli açıklama Rektörlüğümüzce yapılmış olup, hukuki işlemler başlatılmıştır.

Köşenizde bu yazımıza yer vermenizi diler, konuyla ilgili asılsız haberlere alet olmanızdan duyduğum üzüntüyü bildiririm. Saygılarımla.’’

***

Hocam bu sözleriyle kamuoyunu yanıltmayı amaçlıyor. Şimdi ben ona yanıt veriyorum:

1- Fatih Üniversitesi ile Fethullah Gülen'in ilgisi yokmuş! Buna kargalar bile güleceği için bu kadarla yetiniyorum.

2- Bir üniversite, hemşirelik okulunu durup dururken niçin kapatır?.. Çünkü orada genç kızlara türbanlı eğitim veriliyordu. YÖK, bu okulun eğitime böyle devam edemeyeceğini Fatih Üniversitesi'ne defalarca ve sözlü olarak bildirmişti. Bunun üzerine kapatıldı.

Başka bir deyişle, YÖK'ün yaptırımlarına karşı önlem alındı... ‘‘Onlar kapamasın da, biz kapamış olalım’’ denildi. Kamuran Zeren'in haberindeki tek somut yanlış da buydu.

3- Yazımda sözünü ettiğim Ankara'daki Ahmet Örs Hastanesi, Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olarak 1996 yılından beri hizmet vermekte imiş.

Şimdi ben soruyorum:

Bu tıp fakültesi nerededir? Ankara'da mı, İstanbul'da mı, Hakkári'de mi, yoksa uzayda mı? Kaç hocası, kaç öğrencisi vardır? Beni lütfen davet etsinler, orada hoca ve öğrencilerle resim çektirelim!

Böyle bir fakülte káğıt üzerinde var ama gerçekte yok. Hocası yok, öğrencisi yok, yeri yurdu yok.

Fatih Üniversitesi yıllardan beri öğrenci kontenjanını artırmaya çalışıyor ve ayrıca ismi var cismi yok tıp fakültesine öğrenci almak için çaba harcıyor. Buna izin verilmiyor.

Bu gibi kesin gerçekleri çarpıtmanın, ‘‘Kamuran Zeren'in haberi tamamen yalandır’’ demenin bir anlamı var mı?

4- Ahmet Örs Hastanesi'ndeki olay kesin doğrudur. Getirilen fakir hasta çocuğun ailesi için doktor bey hastane görevlisine ‘‘Bunlar hangi kesimden?’’ diye sormuş, Fazilet Partili olduklarını öğrenince masrafların vakıf tarafından karşılanmasına onay vermiştir.

Prof. Dr. Uğur Dilmen önceki gün beni telefonla aradığında, doktorun ismini de kendisine vermiştim. Yanıtında badem bıyıktan söz ediyor ama ismin üzerinde hiç durmuyor.

***

Sevgili okuyucularım, hakkında yazı yazdığım kişi ve kuruluşların yanıt hakkına büyük saygı duyuyorum ve onları buradan size iletiyorum.

Bu hak çoğu kez kötüye kullanılıyor.

Yine de yayımlıyorum.

Örneğin Fatih Üniversitesi'nin Fethullah Gülen'le ilgisi olmadığı iddia ediliyor. İnsaf yani!

Halen Amerika'da yaşayan ve Türkiye'ye gelemeyen saygıdeğer hocaefendimiz Fethullah Gülen'i bile neredeyse inkár edecekler!

Allah'ın ve bütün kullarının bildiği gerçekleri saklamaya kalkışmanın gereği var mıdır?

Kaldı ki, bu gerçekleri en iyi bilenler de, o cemaatin kullarıdır!

Yazarın Tüm Yazıları