Ellemek ellememek...

BEN bu iktidarın en çok ‘Ellememe’ politikasını beğeniyorum.Diyelim ki ekonomide IMF’nin genel kararlarını ellemedikleri için başarı sağlıyorlar.Zaman zaman ellemeye kalkmıyorlar değil.Ama IMF ‘Yine ellediniz’ diye kızıyor.Ellemekten vazgeçiyorlar.Ve ekonomi iyiye gidiyor.Kimi zaman Başbakan’ın bakanlarını toplayıp ‘Biraz ellesek...’ diye görüş istediğini; ama ilgililerin ‘IMF elletmiyor’ dediklerini biliyoruz. Yok dayanamayıp elledikleri zaman...İşte o zaman siz gazetelerde ‘IMF ile bunalım’, ‘IMF ile kriz’ şeklinde haberler okuyorsunuz.Ve ellemiyorlar.*Türkiye’nin dış politikasını ABD, içerdeki yasal düzenlemeleri AB, ekonomisini IMF yönettiğine göre, bunlara elleyecek çok az yer kalıyor:İç güvenlik, sağlık, eğitim, çevre-mevre...Sırayla başlıyorum:İç güvenlikte; sokakların halini anlatmama gerek yok. İnsanlar ne sokakta ne de gece evlerinde güven içindeler.Sağlıkta; hastanelerin önündeki acı haykırışları, hasta ve yaşlıların isyanını, yaşanan rezilliği haftalardır izliyorsunuz. Eğitimde; YÖK’ten öğrenci affına, Kuran kurslarından din eğitimine kadar, içinden çıkılmaz bir hal aldı eğitim.Çevrede; 2-B Yasası ile ormanı, meraları, korulukları, doğayı, çevreyi satmaya kalktılar, bir insanlık suçudur bu.*Elledikleri zaman böyle oluyor.Hızlı trenden zina maddesine kadar ellemeye kalktıklarında neler oldu gördünüz.Yine de doğal olarak dayanamayıp ellemek istiyorlar.Muhtemelen kendi aralarında oturup ‘ellemeyi’ kararlaştırıyorlar. Başbakan’ın televizyonlarda sağ işaret parmağını havaya dikip, sol elini göğüs cebine koyup ‘Kalbi duygularla’ size ‘El atıyoruz’ dediğini duyuyorsunuzdur.Ve elliyorlar...‘Şakkk...’ diye bir tokat...Pardon, ‘şak’ diye olmuyor her şey, berbat ediyorlar.Elledikleri zaman olmuyor.Ellemezlerse oluyor...