Elektrikte bizi neler bekliyor?

Güncelleme Tarihi:

Elektrikte bizi neler bekliyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2017 17:21

DÜNYA nüfusu artmayı, kaynaklar daralmayı sürdürürken, gelecekte bazı sektörlerin stratejik önemi artacak.

Haberin Devamı

Örneğin tarım bunlardan biri, diğer bir sektör hiç şüphesiz enerji. Gelin birlikte bazı verilere bakalım: 2040 yılına kadar dünya çapında enerji tüketiminin yüzde 30 artış göstermesi bekleniyor. Diğer yandan, dünyada halen 2 milyar kişinin sürdürülebilir bir enerji kaynağına erişimi bulunmuyor. Enerjide bu farkın kapanması ve enerji talebinin daha dengeli olması önem taşıyor. Uzmanlara göre, bu farkı kapatırken değişimin öncüsü temiz enerji olacak. Diğer bir önemli konu ise akıllı şebeke teknolojileri olacak.

Akıllı şebekeler, geçtiğimiz ocak ayında yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nun da önemli gündem maddelerinden biri oldu. Dünya Ekonomik Forumu’nun son analizlerine göre, önümüzdeki 10 yıl içinde elektrikteki dönüşümün net ekonomik katkısı 3.3 trilyon dolar olacak. Bu çok büyük bir rakam. 3.3 trilyon dolar sayesinde ne olacak? Daha güvenilir, dayanıklı, verimli elektrik sistemlerine sahip olacağız. Ayrıca hem karbon salımı düşerken, hem müşteriler için yeni hizmet alanları, hem de elektrik sektöründe birçok yeni iş imkânının ortaya çıkması bekleniyor.

KİŞİYE ÖZEL TÜKETİM
Geçtiğimiz on yıla bakarsak, inovasyon ve teknolojinin hayatımızı nasıl değiştirdiğini rahatlıkla görebiliriz. Örneğin akıllı telefonlar. Akıllı üretim. Giderek artan bağlantılar… Hatta yakında daha büyük ölçekte sürücüsüz arabalar. Dijital devrimden nasibini almayan sektör hemen hemen yok gibi. Günümüzde elektrik sistemi de benzer, hayat değiştiren, hızlı tempolu bir yörüngede. Ve tabii dönüşümün yaşandığı tüm diğer sektörlerde olduğu gibi, dijital teknoloji ilerlemelerinin yıkıcı yeniliklerinin merkezinde yine tüketiciler duruyor. Tüketicinin sisteme daha entegre olduğu, tüketiminin kişiye göre özelleştiği, talebe göre şekillendiği ve giderek merkezcilikten uzaklaşan bir yapıdan bahsetmek yanlış olmaz. Dördüncü sanayi devrimi bir yanda devam ederken, Dünya Ekonomik Forumu’na göre, elektrik sistemini de değiştirmek için muazzam bir fırsat yatıyor.

ÖNE ÇIKAN ÜÇ TREND
Burada da üç trend dikkat çekiyor:
1) Isınma ve ulaşım gibi alanlarda giderek daha çok elektriğin kullanılması,
2) Daha merkezi santrallerden elektrik üretilmesinden, daha dağıtık bir üretim yapısına geçilmesi; güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile depolama teknolojileri sayesinde enerjinin tüketimin olduğu noktalarda üretilip, dağıtılması,
3) Akıllı ölçüm ve akıllı şebekeler; bu sayede hem şirketler, hem tüketiciler elektriği daha iyi ölçerek, tüketim ve maliyetleri daha verimli hesaplayabilecek. Halen birçoğumuz enerjinin nasıl üretildiğini veya en iyi tüketim zamanının hangisi olduğunu bilmiyoruz. Birçok evsel tüketici, elektriğin fiyatının pik talep gibi faktörlere bağlı olarak gün içinde değiştiğini dahi bilmiyor. Ancak birbiriyle konuşan cihazlar enerji maliyeti ve tüketimi göz önüne alındığında, artık enerji kullanımımızda da proaktif olma şansımız var. Tabii tüm bunlar için elektrik şebekesinin de akıllanması, dijitalleşerek bağlantıların artması önem taşıyor.

TÜRKİYE’DE DURUM NE
Bugün dünyada kullanılan enerjinin yüzde 16’sı konutlarda, yüzde 49’u sanayide, yüzde 8’i ticari binalarda, yüzde 27’si ise ulaşımda kullanılıyor. Sadece Türkiye’de enerji tüketimini yüzde 20 azaltmanın karşılığı 60 milyar dolar. Akıllı şebeke sistemiyle tüketilmeyen her megavat saat güç için karbon emisyonu azalıyor ve üretilmeyen her megavat saat için de atmosfere 1 ton daha az karbon salınıyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi akıllı şebeke sistemleri, tüketicilere daha çok bilgi ve kontrol sağlıyor. Enerji üretimi ve tüketimi bu sayede veri merkezlerinden yönetilebiliyor. Ulaştırma, sağlık ve trafik sinyalizasyonu gibi konularda uzaktan kontrol sağlanabiliyor. Böylece elektrik enerjisinin daha üst seviyede güvenli ve güvenilir olarak tüketilmesi de mümkün oluyor. Elektrik dağıtım şirketleri de özelleştirme sürecinin tamamlanmasının ardından işletme maliyetlerini düşüren Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) ve elektronik sayaç kurma çalışmalarına ağırlık vermeye başladı. Uzaktan okumalı sayaçların sayısı 2010 sonunda 50 bin civarındayken, 2015 yılsonu itibarıyla ise Türkiye genelinde 450 bine yaklaştı. Akıllı sayaçlar sadece tüketimi ölçmüyor, aynı zamanda abonenin kullanım alışkanlıklarını da dikkate alarak en ucuz tarifeden elektrik satın almasına imkân sağlıyor. Kayıp ve kaçak elektrik kullanımı da akıllı sayaçlar sayesinde kolayca tespit edilerek minimum düzeye indirilebiliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!