Ekrem Dumanlı: İhtiyacı olan kazandı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2009 00:56
BEŞİKTAŞ-Fenerbahçe derbisini Kara Kartal kazandı; hem de 3-0 gibi farklı bir skorla. Bu sonucu ihtiyaç belirledi. Beşiktaş’ın zafere duyduğu inanç bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu. Zor günler yaşayan Kartal’ın kredisi adeta tükenmişti. Şampiyonlar Ligi’nde alınan kötü sonuçlar, ortaya konan kalitesiz futbol, transferlerde yapılan büyük hatalar, yönetime karşı isyan bayrağı açmaya ramak kalan taraftar, şampiyonluk yarışında büyük puan farkıyla karşı karşıya kalma korkusu... Bütün bunlar birleşince Beşiktaş’ın kazanmaktan başka alternatifi kalmamıştı. Farklı galibiyetin sebebini bu durum belirledi.
Farz edin ki bu maç Fenerbahçe’nin 3-0’lık zaferiyle sonuçlanmış olsaydı; Türkiye bugün neyi tartışacaktı? Daha açık söylemek gerekirse Fener’e yenilip ligden kopmuş bir Beşiktaş’ta Başkan Yıldırım Demirören görevine devam edebilir miydi? Ya da Şampiyonlar Ligi’nde yaşanan hayal kırıklığını ve ligdeki kötü gidişatı Fenerbahçe mağlubiyeti bambaşka bir çizgiye taşısaydı Mustafa Denizli, görevine devam edebilir miydi? İşte bu korku, Kartal’ı ateşledi.
Beklenen oldu
Beşiktaşlı oyuncular kendilerine yakışan bir özgüvenle mücadele etmek zorundaydı. Başka çare de kalmamıştı zaten. Ya Fener’i yenecek seyirciyle barışacaktı ya da ortaya çıkacak kaosta gerilim üstüne gerilim yaşayacaktı.
Stresle başlayan Fenerbahçe maçının zaferle sonuçlanması, hem taraftarla oyuncuları barıştırdı, hem de yöneticileri büyük bir krizden kurtarmış oldu. Maç öncesi yazımda da bu durumun önemli olduğunu zor durumdaki Kartal’ın, Fenerbahçe maçlarında diriliş yaşadığını söylemiş, örnekler vermiştim. Beklediğim gibi oldu ve Kartal bir kez daha zor günlerden Fenerbahçe sayesinde kurtuldu.
Bu kurtuluşun uzun zaman devam edebilmesi için zafer sarhoşluğuna girmemek, lige daha ciddi sarılmak, sorumluluk almak gerekiyor. Aksi takdirde Fenerbahçe zaferi sonrasında unutulan bütün hesaplar tekrar ortaya çıkar ve kötü yönetimin de kötü futbolun da hesabını vermek çok zor olur.
Farz edin ki bu maç Fenerbahçe’nin 3-0’lık zaferiyle sonuçlanmış olsaydı; Türkiye bugün neyi tartışacaktı? Daha açık söylemek gerekirse Fener’e yenilip ligden kopmuş bir Beşiktaş’ta Başkan Yıldırım Demirören görevine devam edebilir miydi? Ya da Şampiyonlar Ligi’nde yaşanan hayal kırıklığını ve ligdeki kötü gidişatı Fenerbahçe mağlubiyeti bambaşka bir çizgiye taşısaydı Mustafa Denizli, görevine devam edebilir miydi? İşte bu korku, Kartal’ı ateşledi.
Beklenen oldu
Beşiktaşlı oyuncular kendilerine yakışan bir özgüvenle mücadele etmek zorundaydı. Başka çare de kalmamıştı zaten. Ya Fener’i yenecek seyirciyle barışacaktı ya da ortaya çıkacak kaosta gerilim üstüne gerilim yaşayacaktı.
Stresle başlayan Fenerbahçe maçının zaferle sonuçlanması, hem taraftarla oyuncuları barıştırdı, hem de yöneticileri büyük bir krizden kurtarmış oldu. Maç öncesi yazımda da bu durumun önemli olduğunu zor durumdaki Kartal’ın, Fenerbahçe maçlarında diriliş yaşadığını söylemiş, örnekler vermiştim. Beklediğim gibi oldu ve Kartal bir kez daha zor günlerden Fenerbahçe sayesinde kurtuldu.
Bu kurtuluşun uzun zaman devam edebilmesi için zafer sarhoşluğuna girmemek, lige daha ciddi sarılmak, sorumluluk almak gerekiyor. Aksi takdirde Fenerbahçe zaferi sonrasında unutulan bütün hesaplar tekrar ortaya çıkar ve kötü yönetimin de kötü futbolun da hesabını vermek çok zor olur.