Ekonomik gerçekler ve sosyal kaygılar

FİNANSAL kriz gelişmiş ülkelerde hızla reel sektöre kayıyor.

Her krizde olduğu gibi, bu krizde de ilk darbe alan reel sektörlerden biri otomotiv sektörü oldu. Amerika’da şimdi üç büyük otomotiv şirketi çok zor durumda. Dünyanın başka yerlerinde de durum farklı değil. Otomotiv satışları hızla düşüyor.

Otomotiv sektörünün Amerika’nın sanayileşme ve toplu üretime geçiş sürecinde çok önemli bir yeri var. Dolayısıyla, ekonomik katkıları yanında sektörün Amerikalılar gözünde hissi bir konumu da var. Ama, Amerika’da otomotiv sektörünün küresel gelişmelere ayak uyduramadığı da bir gerçek. Hızla pazar payı kaybediyor.

KURTARMAYA DEVAM

1970’li yıllarda yaşanan petrol şokları sonucunda dünya benzin tasarrufunu öne çıkaran otomobil tüketimine ve üretimine yöneldi. Başta Japonya olmak üzere, Uzakdoğu ülkeleri göreli olarak ucuz işgücünden de kaynaklanan nedenlerle küresel piyasada bu sektörde de ağırlığını artırmaya başladı. Amerikan şirketleri hızlı değişime ayak uyduramadılar. O dönemde, Chrysler mali açıdan zor duruma düştü. Carter İdaresi şirketin 6 milyar dolar civarındaki borçlarına garanti vererek şirketin batmasını engelledi.

1980 ve 1990’lı yıllarda petrol fiyatlarının reel olarak (bazı dönemlerde nominal olarak da) gerilemesiyle yakıt tasarrufunu öne çıkaran otomotiv sektörü üretimi üzerine baskılar hafifledi. Amerikan şirketleri fazla bir uyum göstermeden yollarına devam ettiler.

2000’li yıllarda petrol fiyatlarının yeniden artışa geçmesiyle otomotivde yakıt tasarrufu yeniden gündeme geldi. Amerikan şirketleri büyük ölçüde yeniden hazırlıksız yakalandılar. Finansal krizin derinleşmesiyle borç bulmakta tıkanmalar yaşanmaya başladı. Küresel talebin düşmesiyle de, bu sektörde büyük zararlar oluştu. Sektörün geldiği büyüklük düşen talep (yaklaşık yüzde 30) karşısında ekonomik olmaktan çıktı. Şimdi, Amerikan otomotiv şirketleri yeniden kurtarılmayı bekliyorlar. Yakıt tasarruflu otomobil üretimine geçmeleri için devletin Amerikan otomotiv şirketlerine verdiği 25 milyar dolar kimseye yetmedi. Kaldı ki, o paralar zaten zararların finansmanında kullanıldı.

En büyük otomotiv şirketi General Motors (GM) iflas aşamasında. Söylendiğine göre, GM’in acilen 10 milyar dolara ihtiyacı var. Ama, önümüzdeki birkaç yıl içinde kendine gelebilmesi için ek 30 milyar dolara daha ihtiyaç duyabilir.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Amerikan devleti böyle bir desteği otomotiv sektörüne vermeli mi? Otuz yıldır kendine çekidüzen verememiş bir sektörün suni teneffüsle yaşatmanın maliyeti ortada. Diğer taraftan, bu sektördeki ve bu sektörün tedarikçisi durumundaki yan sektörlerde yaratılan istihdam önemli bir kaygı. Konunun küçümsenmeyebilecek sosyal bir boyutu var. Bu sektörden ekmek yiyenler çok büyük bir çoğunlukla siyasi yelpazenin Demokratlar tarafında yer alıyor.

Bütün bu gerekçelerle içinde yaşanan krizden çıkabilmeleri için otomotiv sektöründeki şirketlere devlet yeniden yardım yapacak gibi görünüyor. Kongrenin Demokrat kanadı ve yönetimi devralacak Obama 50 milyar dolara yaklaşan yeni bir kurtarma paketi oluşturma gayreti içinde. Bu şirketler bir süre daha yaşayacaklar. Ama, ileride yeniden devlete muhtaç olmaları da çok büyük bir olasılık.

GM’in hisse senedi fiyatı 1940’ların başındaki düzeye geriledi. Şirketin eski CEO’larından birinin 1950’lerde Hazine Bakanı olmasından sonra söylediği söz ilginçtir: "GM için iyi olan, Amerika için de iyidir."

Bu söz o dönem için belki doğruydu. Ama, GM’i yaşatmanın ekonomik mantığı artık tartışılır hale geldi. Yaşatılacaksa, daha çok sosyal kaygılarla konuya yaklaşılacak. Sosyal kaygılarla alınan kararların ekonomik mantığı olmadığında "sürdürülebilirlik" sorunu er ya da geç yeniden gündeme gelecek.
Yazarın Tüm Yazıları