Yoksula fazla kart vereni ben kötü bankacı sayarım

Güncelleme Tarihi:

Yoksula fazla kart vereni ben kötü bankacı sayarım
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2005 01:44

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, bankaların gelir düzeyine bakmaksızın herkese kart dağıttığı yönündeki değerlendirmelere, ‘Bunu yapan zaten kötü bankacıdır’ yanıtı verdi. Özince, ‘Toplumun en yoksul kesimine kredi kartı vermek marifet değildir’ dedi.

KREDİ kartları konusunda sektörün genelini kapsayan bir düzenlemeye gerek olmadığını savunan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacıların kaynaklarını ‘körü körüne batacak’ kredilere yönlerdirmek istemediklerini de vurguladı. ‘Toplumun en yoksul kesimine kredi kartı vermek marifet değildir’ diyen Özince, bunu yapanı da ‘kötü bankacı’ olarak nitelendirdi.

AB NORMLARINDA OLURSA:

TBB yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bankacılık sektöründeki mevcut durumu, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından hazırlanan Kredi Kartları Kanun Taslağını ve taksit uygulamalarını değerlendiren Ersin Özince, yapılmak istenen düzenlemeleri şöyle değerlendirdi: ‘AB (Avrupa Birliği) doğrultusunda yapılacak düzenlemeler bizi rahatsız etmiyor, benzer düzenlemelere ‘hayır’ diyen bir üyemiz yok. Varsa bir problem ya da banka özelinde alınacak önlem, kimse karşı değil. Topu topu kaç banka kaldığımızı görüyorsunuz. Yeni bir yasaya ihtiyaç yok demiyorum ama 4389 sayılı kanun BDDK’ya istediği özel önlemleri düzenleme yetkisi verdi.’

YOKSULA KART MARİFET DEĞİL:

Risk santralizasyonunun etkin yapılmasının gerek kişisel, gerekse kurumsal krediler açısından önemli olduğuna dikkat çeken Özince, ‘Biz risklerimizi körü körüne batacak kredilere yönlendirmek istemiyoruz. Bunu yaparsak, sermayedarımız da bize kızar’ dedi. Bankaların müşterilerine gelirinin üzerinde limit ve gelir düzeyi sınırlı kişilere birden fazla bankanın kart verdiğine ilişkin değerlendirmeler üzerine de Özince, ‘Toplumun en yoksul kesimlerine kredi kartı verip de çok sorunlu kredi yaratmak ve bu doğrultuda da karşılık ve sermaye gereksinime meydan vermek, bir bankacı için marifet değil’ diye konuştu. Özince, ‘Bunu bir bankacı, hele bugünün ortamında hiç istemez. Onu yapan bankacı varsa zaten kötü bankacıdır’ dedi.

YAZARKASA GİBİ:

Bankaların birbirinden farklı kart uygulamaları olabileceğini de belirten Özince, sözlerine şöyle devam etti: ‘Özellikle belli bir bilinç düzeyinin altındaki tüketicilere sahip çıkılması isteniyorsa, buna itirazımız yok. Eğer tüketiciyi koruyorsak, kredi kartının bugün ülkede toplumun çok yararına olduğu genel tespitini yaparak başlayalım. Kredi kartı bugün bu ülkede yazarkasa olmuş bir ürün. Kredi kartıyla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç varsa da bunun sektör genelinde yapılmasına gerek yok. Trafikte istiap haddinin üzerinde yük yükleyeni tutuyorlar. Aramızda böyle bir banka var mı onu da bilmiyoruz, böyle bir rahatsızlık da düşünemiyoruz. Ama böyle bir durum varsa, BDDK’nın olay bazında çözümlemelerine de itirazımız yok. Otorite gelse deseki ‘ey İş Bankası, senin şu düzenlemeyi yapman gerekiyor’, ‘yapmıyorum’ demem mümkün mü? Kredi kartları bizim için olmazsa olmaz bir konu değil. Şu ya da bu kesimin arzusu doğrultusunda bir kanun çıkarsa biz de bal gibi uyarız. Hiç öyle protesto yapacak durumumuz yok.’

Yer yarılsa bazı bankaların birinci konusu kartlar değil

TAKSİT
konusunda otoritenin (BDDK) üye bazında yapacağı yönlendirmelere kimsenin itirazı olmayacağını dile getiren Ersin Özince, bu konuda şöyle konuştu: ‘Otorite nazik bir jestle ‘ilgili bankalar kendileri önlem alabilirler mi’ diye bir temenni de bulundu. Acak değil taksit, kart konusuyla bile bazı üyelerimizin ilgisi yok. Bankacılık sektörünün tamamı, yer yerinden yarılsa, kredi kartı krizi olsa birinci konusu kredi kartları olayı olmayabilir. Birliğin elinde otoritenin elindeki veriler yok, üyelerimizin hangisi risk altında bilmiyoruz. Biz bankacılar olarak hatalı uygulamalar varsa üye bazında değerlendirilmesine karşı değiliz. Belki de öyle üyemiz yoktur.’

Taksit ekonomiyi destekliyor ama çekidüzen verilmeli

KREDİ
kartıyla taksik uygulamasına BDDK’dan ‘kendi aranızda çözün, yoksa ben çözeceğim’ uyarısı alan bankaların genel eğilimi, uzun vadeli promosyonların artırılmaması ve dayanıklı tüketim mallarıyla sınırlandırılması yönünde. ‘Taksit uygulamalarının şirket satışlarını olumlu etkilediği ve genel olarak ekonomik faaliyeti desteklediği’ yönündeki değerlendirmeye ilaveten Bankalar Birliği’nce benimsenen görüş şöyle: ‘Son dönemde taksitli harcamaların büyük bir kısmı perakendeciler tarafından fonlansa dahi, taksit sayısının ve taksitli işlemlerin artması, taksitlerin çok kısa vadede tüketilen kal ve hizmetleri de kapsaması ve kredi kartlarına ilişkin özendirici uygulamalar bankalar açısından beklenen ekonomik faydayı olumsuz etkilediği gözlemlenmektedir.’

Rekabet yasaları gereği bankaların bu konuda ortak hareket edemeyeceğine dikkat çekmekle birlikte genel eğilimin bu yönde olduğunu dile getiren Ersin Özince, şunları söyledi: ‘Biz bankacı olarak böyle büyüyerek gitmesini arzu etmiyoruz. Mümkünse dayanıklı tüketim mallarına yönelmesi yönünde bir kanaatimiz var. Ama toplumun da buna ihtiyacı varsa, bunu banka dışında kuruluşlar sağlayacaktır.’

BDDK’yla ters düşmeye çekinmeyiz

BDDK ile aralarında problemi bulunup bulunmadığının sorulması üzerine ‘aralarında herhangi bir iletişim problemi bulunmadığını’ dile getiren Ersin Özince, şöyle konuştu: ‘BDDK ilgili kanun taslaklarını internette açıklayarak sadece bizi değil, tüm kamuoyunu da bu iletişime dahil etti. İletişim sorunumuz yok. Tartışmaktan bir rahatsızlık olacağını düşünmüyoruz. BDDK ile ters düşmekten de ayrıca çekinmiyoruz.’

Sorunlu kart oranı yüzde 4.37

TBB
Genel Sekreteri Ekrem Keskin tarafından aktarılan verilere göre Türkiye’deki mevcut durum şöyle: Bankalararası Kart Merkezi (BKM) kayıtlarına göre, kart kullanımının nihai tüketici harcamaları içindeki oranı yüzde 19.7 oldu. 23 milyon ücretli çalışana karşılık 27 milyon kredi kartı var. Merkez Bankası verilerine göre de, sorunlu kredi kartlarının oranı son 3 yılda yüzde 1.38’den yüzde 1.51’e yükseldi. Toplam kredi kartı alacağı geçen yıl 13.9 milyar olurken, sorunlu kredi kartı alacağı 608.3 milyon YTL oldu. Sorunlu kredi kartı alacağının toplam alacağa oranı ise yüzde 4.37 olarak belirlendi.

Fon’a alıma ‘son verilmesin’ demedik

FON
’a banka alımına son verilmesine ilişkin bankaların yaklaşımını da aktaran Ersin Özince, ‘Bizden bir tane banka çıkıp ‘devam etsin’ demedi’ dedi. Kendilerinin de böyle bir gereklilik kalmadığını ifade ettiklerini aktaran Özince, ‘Kişisel kanaatim bankacılık artık AB normlarına yaklaştığına göre, banka tasfiyesiyle ilgili kuralları da o doğrultuda belirlemekte yarar var’ diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!