Yılmaz: Faiz konusunda pardon demedik

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz: Faiz konusunda pardon demedik
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2006 15:05

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gerek fiyat istikrararı gerekse açık enflasyon hedeflemesi konusunda topluma, piyasa oyuncularına ve katılımcılara "pardon" demediklerini söyledi.

Yılmaz, "Finansal İstikrar Raporu"nun ikincisini açıklamak üzere düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, uygulamakla yükümlü oldukları programı uyguladıklarını belirterek, "Bu programın uygulanması esnasında bir takım inişler çıkışlar olabilir. Biz bu inişleri çıkışları hedefe yönlendirmek durumundayız ve aldığımız kararlarda bu inişleri çıkışları azami ölçüde orta vadeli hedeflerle uyumlu hale getirmeye yöneliktir. Dolayısıyla herhangi bir şekilde pardon dememiz söz konusu değildir" diye konuştu.

"TOZ DUMAN YATIŞMIŞ DEĞİL"

Yılmaz, faiz artırımının da son gelişmelerin bir sonucu olacağını belirtirken, "Fakat bu yansımanın ne kadar olacağı, süresinin ne olacağı konusu bugün itibariyle kestirmek pek mümkün değil çünkü henüz ortalıktaki toz duman yatışmış değil" dedi.

Durmuş Yılmaz, kura hangi seviyede müdahale edileceğine ilişkin soruyu yanıtlarken dalgalı kur rejiminde kurun seviyesi konusunda herhangi birşey söylemediklerini ve kur garantisi verilmediğini anımsattı. Yılmaz, "Kur riski tamamen piyasaların üzerindedir. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın kurun seviyesini şu olmalıdır gibi bir söylemi yoktur. Kur tamamen piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirleniyor. Merkez Bankası piyasadaki dalgalanmaya bakıyor, volatiliteye bakıyor, volatilitenin elbette bir hesabı var. İstatistik hesabı var, standart sapmalara vesairelere bakılıyor. Fakat bu hesaplama mekanik bir hesaplama değil. Belli seviyelere geldiği zaman buralarda müdahale edilir gibi bir yaklaşım söz konusu değil" dedi.

"FAİZ ARTIRIMINDA BİR GECİKME YOK"

Faiz artırımı konusunda bir gecikme olup olmadığına ilişkin olarak da şunları kaydetti: "Ben geciktiğimizi düşünmüyorum. Baştan beri o gelişmeleri biz çok yakından takip ediyoruz. Söylediğim gibi bizim gelişmelere herhangi bir şekilde reaksiyon vermemiz gerekiyorsa ki gerektiği zamanlar oldu, yaptık. Bunun nedenlerini, niçinlerini, nasıllarını öğrenmek durumundayız. Dolayısıyla bizim açımızdan faiz kararında herhangibir gecikme söz konusu değil. Bugün itibariyle sonucunun olumlu olduğunu görüyorum ama uluslararası piyasalarda gelişme hepinizin malumu. Dolayısıyla bizim dışımızda önemli gelişmeler var. Bizim aldığımız faiz kararının sonucu elbette bu uluslararası piyasalar tarafından da etkileniyor. Ama bugün itibariyle aldığımız kararın sonuçları olumlu."

Piyasaların tepkisinin aşırı olup olmadığına ilişkin olarak da Yılmaz, şunları kaydetti: "Bankalarımızın açık pozisyonlarıyla ilgili olarak, faiz dışı fazlayla ilgili olarak, bütçe uygulamalarıyla ilgili olarak ve yapısal reformlarla ilgili olarak 9 Mayıs öncesiyle 9 Mayıs sonrasında değişen nedir? Ekonomimizin makroekonomik temelleri önceki neyse bugün de aynı. Ama şöyle de bir gelişme oldu bu da inkar edilemez. Dolayısıyla burda piyasa oyuncusunun gelişmeyi dikkate alarak elbette bir risk algılaması vardı. Bir beklentisi vardı ve bu beklenti içersinde buna tepki verdi. Bunun aşırı olup olmaması tamamen piyasa katılımcısının kendi bileceği iş bunun ikinci bir etkisi bizim için önemli. Onun bu algılamasının sonucu piyasada yaptığı davranış bizim için önemli. Ve biz bunu dikkate alıyoruz."

"EKONOMİ NORMALLEŞMELİ"

Yılmaz, erken seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve İran'a olası saldırı gibi konularla ilgili gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek, "Bu bizim zaten takip etmememiz gereken bir konu. Biz bunları bizim dışımızda gelişen ancak bizim veri setimizde dahil edilmesi gereken veriler olarak dikkate alıyoruz ve aldığımız kararlara da mümkün olduğu kadar yansıtmaya çalışıyoruz" dedi. Yılmaz, artık ekonominin normalleşmesi gerektiğine işaret ederek, "Aldığımız kararlar normal bir ekonomide nasıl çalışıyorsa bizimde kararlarımız bu şekilde çalışmalı. Bizim gayretimizde bu yöne yönelik" dedi. Alınan son faiz karırının gelişmiş bir ekonomide nasıl işlev görüyorsa Türkiye'de de o şeklide işlev görmesini sağlamayı amaçladıklarını anlatan Yılmaz, "Ama bu risklerden bizim dışımızda, görmemezlikten gelmiyoruz. Bunları da bir veri olarak kabul ediyoruz" dedi.

"BAŞKAN YARDIMCILARINI BEN ÖNERDİM"

Yılmaz, başkan yardımcılıklarına yapılan atamalar konusunda siyasi telkin aldığına ilişkin iddiaları da şöyle yanıtladı:
"Merkez Bankası Başkan Yardımcılıklarının nasıl atanacağı hususu Bankamız Kanununda açıkça belirtilmiş durumda. Bu konuda Merkez Bankası Başkanı, Başkan Yardımcılarını hükümete teklif eder, hükümette bunu üçlü kararnameye dönüştürür ve yayımlanır. Şu ana kadar atanmış başkan yardımcılıklarının tümü tarafımdan hükümete yazılı olarak bildirilmiş ve hükümette bunları uygun görmüştür. Basında şöyle bir şey çıktı. Siz sormadınız ama ben cevap vereyim. Mehmet Beyi (Mehmet Yörükoğlu) ben nereden tanıyorum? Mehmet Bey, bana kimin tarafından empoze edildi? Bu tür üstü kapalı yazılar okumadım değil. Ben mehmet Beyi 1 ay öncesine kadar evet tanımıyordum. Ancak şunun farkındaydım ki Prof. Dr. Fatih Özatay'dan boşalan yere bir akademisyenin atanması gerektiğinin ihtiyacı ve bilinci içindeydim. O nedenle bir arayışı içindeydim. Bir tanıdığım bana Mehmet Bey'den söz etti ve ben Mehmet Bey'i Ankara'ya çağırdım. Kendi odamda 45 dakika kadar bir görüşme yaptım. Sonra bana bir CV'sini vermesini istedim ve CV'sinde Bilkent Üniversitesi'nden olduğunu ve Erdem Bey'e Mehmet Bey'i tanıyıp tanımadığını sordum. O da tanığını söyledi. İki hafta sonra ben Mehmet Bey'i tekrar Ankara'ya çağırdım. Ankara'da sosyal tesislerde tekrar bir yemek yedik ve Merkez Bankası'na başkan yardımcılığının ne gerektirdiğini, nasıl bir sorumluluk gerektirdiğini kendisine izah ettim. Mehmet Bey'le mutabık kaldık ve hükümete yazılı olarak ben teklif ettim. Mehmet Bey'in atanması süreci bu şekilde gerçekleşti. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın yönetsel istikrarı açısından yapılması gerekenlerin tamamı tarafımdan yapılmıştır."

"TMSF'NİN HERHANGİ BİR TİCARİ BANKADAN FARKI YOK"

Yılmaz, TMSF'nin döviz satışına ilişkin olarak da TMSF'nin piyasa düzenlemek gibi bir yetkisi olmadığını ve TMSF'nin de zaten böyle bir yetkisi olduğunu söylemediğini ve bu şekilde davranmadığını kaydetti. Yılmaz, "TMSF bir Kamu kuruluşudur ancak bizim nazarımızda para politikası uygulamaları açısından herhangi bir ticari bankadan farklı değildir. Nasıl bir ticari banka kendi işlemlerini kendi çıkarları doğrultusunda yapıyorsa burda bir tüccar gibi davranıyorsa TMSF'de böyle davranmalıdır ve davranmıştır" dedi. Ancak piyasaların işleyişi açısından bütün bankalarla görüştükleri gibi TMSF'yle de görüştüklerini anlatan Yılmaz, "Görüşmeye de devam ediyoruz. Bilgi toplamak bizim asli görevimiz. TMSF'nin herhangi bir şekilde belirleyici rolü yoktur ve bu şekilde davranmamıştır" diye konuştu.

"BANKALARIN KREDİ VE KUR RİSKİ SAĞLAM"

Bankaların kredi ve kur riskinin ne olduğuna ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, "Bankalarımızın gerek kur riskine karşı gerekse kredi riskine karşı bünyeleri son derece sağlamdır ve son derece sağlıklıdır. Dolayısıyla son gelişmelerin bankalarımızın gerek kur riski gerekse kredi riskini çok önemli etkisi olmamıştır. Olmuştur fakat çok önemli değildir" dedi. Yılmaz, sermaye yeterlilik artışının çok fazla değişmediğine de işaret etti.

Niyet mektubunun gönderilmesi konusunda Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının beklenilip beklenmediğine ilişkin olarak da niyet mektubunun gönderilmesinin haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıla ilgisinin bulunmadığını kaydetti. Yılmaz, "Bu devam eden bir süreç, devam eden bir işlem. O nedenle zamanlaması kesinlikle Temmuz ayında Haziran için açıklanacak enflasyon rakamlarıyla ilişkili değil" dedi. Haziran ayı için yüzde 8.5'lik belirsizlik aralığının üst sınırında bir feragat olup olmayacağına ilişkin olarak da Yılmaz, "Biz mevcut programı devam ettiriyoruz" diye konuştu.

Bankacılık sektöründeki yabancı payının artışına ilişkin endişelere katılmadıklarını da söyleyen Yılmaz, "Bizim tasarruf açığımız var. Yabancı sermayeye ihtiyacımız var. Hele hele gelen yabancı sermaye doğrudan yabancı yatırımı olarak gelir ve burda da yatırım yaparsa çok daha iyi olur. Dolayısıyla benim bir endişem yok" diye konuştu.

"MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI"

Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ilişkin açıklamalar anımsatılarak, bu açıklamalara ihtiyaç duyulup duyulmayacağına ilişkin olarak, "İnşallah duymayız. Çünkü bizim dışımızda ne tür bir gelişme olacağını bilmiyoruz. Bizim sorumluluğumuz fiyat istikrarını sağlamak ve bu fiyat istikrarına giden yolda da kullanabileceğimiz enstürmanı bağımsızlık optimum bağımsızlığımızı uyggulamak ve kararlarımızı kendimiz oluşturmak ve kendimiz almak" dedi. Buna herhangi bir şekilde doğrudan veya dolaylı bir müdahale olursa buna bir tepki vereceklerini de kaydetti. Yılmaz, "Dolayısıyla bizim şimdiden böyle gelişmeler ve müdahaleler olacaktır diye bir şey söyleyemeyiz. Olamaması gerekir diye düşünüyoruz. Çünkü hükümetle Merkez Bankası ilişkileri yasada nasıl olacağı açıkça yazılmıştır" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!