TÜSİAD'ın askerlere sunduğu gizli rapor

Güncelleme Tarihi:

TÜSİADın askerlere sunduğu gizli rapor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2002 01:44

Hürriyet, TÜSİAD'ın Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Büyükanıt'a geçtiğimiz günlerde sunduğu raporu ele geçirdi.

TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan başkanlığında zaman zaman Ankara'da görüşmeler yapan ekip, geçtiğimiz günlerde başta ordunun önemli kademeleri olmak üzere, ilgililere DSP'deki dağılma öncesi 5 sayfalık bir ‘‘seçim senaryoları’’ notu sundu. Buradan çıkan sonuç, iş dünyasının ‘‘geniş tabanlı oluşum’’ isteklerini artırdı.

DEVLET Bakanı Kemal Derviş'in dün CHP Lideri Deniz Baykal ile yaptığı uzun görüşme, birçok kişi için sürpriz oldu. Ancak bu görüşme sürpriz sayılmamalı, aksine yeni görüşmeler ve platformu mümkün olduğunca genişletme çabalarının daha da yaygınlaştırılması beklenmeli. Çünkü koalisyon liderlerinin aldığı 3 Kasım'da baskın seçim kararı, kargaşanın netleşmesi yönündeki çabaları da yoğunlaştırdı.

Derviş'in geçen gün Ankara'da yakın dostlarıyla yediği yemekte ‘‘Yüzde 12-13 oy alacaksak seçime hiç girmeyelim daha iyi’’ dediğini öğrendik. Bizce de Derviş bu kaygısında çok haklı. Derviş'ten beklenen de, en azından Hükümetin büyük ortağı olabilecek bir girişimin içinde yeralması. Derviş, şimdi bunun arayışında...

Sadece Derviş değil iş alemi de bu arayışın içinde. Çünkü yapılan anketler, bir erken seçim sonrası siyasi hayatı kaosa sürükleyebilecek tablonun çıkacağını gösteriyor.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Denreği'nin (TÜSİAD) siyasi partiler, seçim kanunları ve tahminleriyle ilgili danışmanı Prof. Dr. Seyfettin Gürsel Haziran 2002 tarihi taşıyan ‘‘Erken Seçimin Muhtemel Parlemento bileşimleri ve Hükümet Seçenekleri’’ isimli bir çalışma hazırladı. Bu çalışma hazırlandığında henüz DSP'deki dağılma başlamamıştı. TÜSİAD yönetimi geçtiğimiz günlerde Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında bu raporu, Genel Kurmay İkinci Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri başta olmak üzere, ilgili yerlere iletti. Şimdi Ankara'da devlet koridorlarında TÜSİAD'in dağıttığı bu bilgi notu konuşuluyor.

AKP ÖNDE, SOL ERİYOR

Mevcut seçim sisteminin simülasyon modelinin veri tabanı 18 Nisan 1999 genel seçimlerinin oy dağılımı dikkate alınarak yenilenmiş. Daha önce 1995 ve 1999 seçimlerinde sınanarak güvenilirliği ispatlanmış olan simülasyon modeli ile böylelikle hata payı oldukça düşük sonuçlar elde edilmiş.

Temel senaryo TÜSİAD için Mayıs 2002 yılında gerçekleştirilen kamuoyu yoklamasının belirlediği oy dağılımı olarak alındı. Bu kamuoyu yoklamasının başlıca bulguları şöyle özetleniyor:

AKP egemen parti olarak temayüz etmektedir. AKP ikinci parti olarak gözüken DYP'nin yaklaşık 16 puan üzerindedir.

DSP hemen hemen çökmüştür ve barajın altında kalabilir. CHP oy oranını büyük ölçüde artırdığı halde merkez sol oylar 99 seçimlerinde toplam yüzde 30 iken son yoklamada yüzde 20'yi bulmamaktadır.

Yüzde 10 barajını 5 parti (AKP, DYP, ANAP, CHP, MHP) geçebilmekte ancak MHP ve ANAP'ın oy oranları baraja yakın çıkmaktadır.

Bu temel senaryoya göre AKP 242 milletvekili çıkarabiliyor. AKP böylece açık farkla birinci parti olurken lideri de Başbakan oluyor ve parlemento aritmetiği açısından diğer 4 partinin herhangi birisiyle hükümeti kurabiliyor.

KOALİSYON SENARYOLARI

‘‘Bu senaryonun belirlediği hükümet seçenekleri AKP'nin hangi asgari oy oranına kadar geçerlidir?’’ sorusunun yanıtı aranmış ve 2. senaryoda AKP'nin oy oranı hükümet seçeneklerini değiştirmemek koşuluyla düşürülmüş ve aranan asgari oy oranının yüzde 25 olduğu anlaşılmış. AKP'den alınan 5.3 puan diğer partilere dağıtılmış. Böyle bir durumda da AKP-DYP veya AKP-ANAP toplam sandalya sayısı 276'yı aşıyor.

MHP ya da ANAP'ın barajın altında kalması halinde yapılan senaryolarda ise AKP'nin çıkaracağı milletvekili sayısı önemli ölçüde artıyor. ANAP veya MHP'nin barajın altında kalması halinde AKP tek başına iktidar olamıyor ama AKP'nin mutlak çoğunluğu sağlayacağı senaryo araştırılıyor. AKP'nin yüzde 33 oy alması halinde tek başına iktidar olacağı görülüyor.

ŞİDDETLİ İSTİKRARSIZLIK

Araştırmada MHP ve ANAP'ın barajı geçememeleri halinde AKP'nin mutlak çoğunluğu hangi asgari oy oranından itibaren sağlayabileceği de aranmış ve AKP'nin yüzde 26 oy alıp, DYP ve CHP'nin de sırasıyla yüzde 15.2 ve 13.3 oy almaları halinde AKP'nin 278 sandalye ile çoğunluğu sağlayacağı görülmüş.

Bu senaryo için yapılan değerlendirme ise şu: ‘‘Bu senaryoya ‘Şiddetli istikrarsızlık' senaryosu adını verebiliriz. Çünkü yüzde 26 oy ile AKP'nin tek başına iktidara gelmesi ne seçmen çoğunluğu tarafından, ne de devletin etkili kurumları tarafından meşru olarak görülmeyecektir.’’

‘AKP değişmezse yine 28 Şubat olur’ uyarısı

PROF. Seyfettin Gürsel'in TÜSİAD için hazırladığı 5 sayfalık araştırma bilgi notunun ‘‘sonuç’’ bölümü de özetle şöyle: ‘‘Mayıs 2002'de yapılan kamuoyu araştırmasının öngördüğü, oy dağılımında köklü değişiklikler olmadığı takdirde yapılacak bir erken seçimden çok yüksek bir olasılıkla AKP-ANAP ya da AKP-DYP koalisyonu çıkacaktır. Bu hükümet seçenekleri toplumsal uzlaşma açısından değerlendirildiğinde kaçınılmaz olarak istikrarsızlık yaratacağını öne süremeyiz. Bu seçeneklerle ilgili istikrarsızlık endişesinin kaynağı esas olarak Türkiye'de tarihsel olarak benimsenmiş olan laiklik anlayışında AKP'nin köklü değişiklikler yapmak isteyeceği, bu değişikliklere de toplumun büyük çoğunluğunun, özellikle de Silahlı Kuvvetler'in karşı çıkacağı şeklinde özetlenebilir. İlk defa bir kamuoyu araştırmasında seçmenlere hangi partiyi iktidarda kesinlikle görmek istemedikleri sorulmuş ve seçmenin yüzde 58.8'inin hükümette yer almasını istemediği parti HADEP olarak ortaya çıkmıştır. Ondan sonra seçmenin hayli olumsuz baktığı parti DSP'dir. AKP'yi kesinlikle hükümette görmek istemeyenlerin oranı ise yüzde 28.1'dir. Bu sonucun anlamı AKP'nin seçmenin çoğunluğu tarafından merkeze yakın görüldüğü ve seçmenin çoğunluğunun yukarıda tanımlanan kaygılara sahip olmadığıdır. Sonuç olarak AKP ile bağlantılı istikrarsızlırk endişesi, bu partinin merkeze yakın söyleminin ne ölçüde güvenilir olduğu ve iktidara geldiğinde Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle çelişecek girişimlerde bulunup bulunmayacağına bağlı olarak revam edecek ve dağılacaktır.’’

DSP Cem ve Derviş'le ‘yeni oluşum’ yapsaydı yükselirdi

PROF. Seyfettin Gürsel'in TÜSİAD için yaptığı seçim sonuçlarına dönük çalışmada son olarak temel senaryonun dışına çıkılarak, DSP'nin İsmail Cem ve Kemal Derviş eksenli bir yeniden yapılandırma çerçevesinde oylarını büyük ölçüde artırdığı 20-21 düzeyine çıkardığı ve bu artışı da AKP'ye giden oylarını geri alarak ve kararsızlar ile CHP'den de bir miktar oy aktararak gerçekleştirdiği varsayılıyor. Yeni girişim daha ortaya çıkmadan Haziran ayında yapılan bu tahmlin çerçevesinde, parlamentoda DSP-ANAP-CHP çoğunluğunu hangi oy dağılımlarının çıkarabileceği araştırılmış. Simülasyonlar sözkonusu çoğunluğun ancak DYP ile ANAP arasında oy dağılımının köklü biçimde değişmesi gerektiğini göstermiş.

Bu duruma dönük yapılan iki ayrı senaryoda da AKP önde gidiyor. Ancak, DSP'deki İsmail Cem ve Kemal Derviş'li bir ‘‘yenilenme’’nin AKP'nin de oy oranını epey düşürebileceğini ortaya koyuyor.

Yüzde 10 barajı düşse koalisyon kurmak zorlaşır

PROF. Seyfettin Gürsel’in TÜSİAD için hazırladığı araştırmada AKP'nin birinci parti olmaya devam etmekle birlikte kamu oyu araştırmalarının tahmin ettiği kadar yüksek oy alamayacağı, aynı zamanda da DSP'nin Ecevit sonrasını oluşturamaması sonucu tamamen çöktüğü, dolayısıyla da CHP'nin oy oranını artırdığı öngörülmüş. Buna göre AKP-CHP hükümet seçeneği hariç iki partili koalisyon olanaklı olmuyor.

Araştırmada zaman zaman gündeme gelen yüzde 10 barajının düşürülmesi durumunda ne olacağı hesaplanıyor ve buradan çıkacak sonucun koalisyon hükümetleri kurmayı iyice zorlaştıracağı saptaması yapılıyor.

Bu senaryolarda DSP-ANAP-CHP çoğunluğu için (279 sandalye) DYP kılpayı barajı geçtiği takdirde üç partinin oy toplamının yüzde 48'e ulaşması, DYP barajın altında kaldığı takdirde de üç partinin oy toplamının yüzde 45'e ulaşması gerektiği anlaşılıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!