TÜSİAD'ın 31. Olağan Genel Kurulu

Güncelleme Tarihi:

TÜSİADın 31. Olağan Genel Kurulu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2001 00:00



Bülent Eczacıbaşı, Fransız Parlamentosu'ndaki oy avcılarının, sözde Ermeni soykırımının tanınmasını öngören yasayı kabul eden kararıyla gelişmekte olan Türk-Fransız ilişkilerine en büyük darbeyi vurduklarını söyledi.
Haberin Devamı

TÜSİAD'ın seçimli 31. Olağan Genel Kurul toplantısında açılış konuşmasını yapan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Fransa'nın aldığı kararın ne Ermenistan'a ne de çeşitli ülkelerde yaşayan Ermenilere yarar sağlamayacağını belirtti.

Eczacıbaşı, "Çağımıza yakışmayan bu kararı büyük bir üzüntüyle karşılıyor, esefle kınıyoruz" dedi. Güncel konulara ilişkin görüşlerini de açıklayan Eczacıbaşı, yıl sonu itibariyle program hedeflerine ulaşılmamış olsa bile titiz bir bütçe uygulaması ve parasal disiplinle enflasyonun son 14 yılın en düşük düzeyine indirilmiş olmasını çok olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

Eczacıbaşı, "Ülkemize gelişme yolunu açabilmek için istikrar programını başarıya ulaştırmaktan ve siyasi sistemimizdeki tıkanıklıkları giderecek reformları uygulamaya koymaktan başka çaremiz olmadığını düşünüyoruz" dedi.

Son 10 yıla bakıldığında övünç duyulabilecek bir gelişmenin ortaya konmadığının açık olduğunu söyleyen Eczacıbaşı, Türkiye'nin kişi başına milli gelirinin ortalama yüzde 1.9 oranında büyüdüğünü, Türkiye'nin, kişi başına milli geliri AB ortalamasının 7'de 1'i düzeyinde kalan ve 3 bin doları aşamayan bir ülke olarak 21. yüzyıla adım attığını, çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşmakta Türkiye'nin bir 10 yılını daha kaybettiğini vurguladı.

Bülent Eczacıbaşı, yetersiz büyüme düzeyinin Türkiye'nin sosyal sorunlarını her geçen gün biraz daha artırdığını, toplum kesimlerini birleştiren, bütünleştiren sosyal ve kültürel politikalar üretmemiş olmamızın da toplumsal sorunları ağırlaştırdığını belirtti.

İstikrar içinde hızlı büyüme

Eczacıbaşı, Türkiye için çıkış yolunun istikrar içinde hızlı büyümeden, çok çetin bir sorun olan gelir dağılımı dengesizliğinin çözümünün de ekonomik büyümeden geçtiğini söyledi.

Eczacıbaşı, Türkiye'de sadece jeolojik fay hatlarıyla değil, kökleri tarihe uzanan toplumsal fay hatlarıyla da yaşamakta olduğumuza işaret etti.

Eczacıbaşı, şunları söyledi: "Toplumumuzun bu yapısı, Türk, Kürt, İslamcı, laik, sağcı, solcu, Sünni, alevi ayrımcılığını kullanarak, bu fay hatlarını sürekli aktif halde tutmak ve toplumda depremler yaratmak isteyenlere zaman zaman cesaret veren niteliktedir.

Geçtiğimiz yılda insanlarımızı birbirine düşürmek isteyen ve amaçlarına ulaşmak için teröre sapan örgütlerin vahşeti hangi boyutlara vardırabildiğini gösteren olaylar yaşadık. Aynı yıl içinde hizbullah terörü ile aşırı sol örgütlerin terörü ile ve bölücü terörle mücadele etmek zorunda kaldık.

İçinde bulunduğumuz değişim sürecinde hızlı kentleşme, dışa açılma ve küreselleşme gibi etkiler de sosyal dokuyu geriyor ve zorluyor. Toplumsal yapımızdaki kırıkların derinleşmesi çok eksenli kutuplaşmalara dönüşmesi tehlikesi beliriyor. Dış dünyayı bırakıp birbirimizle uğraşarak enerjimizi yitirmeye başlıyoruz.

Orataya son derece tehlikeli bir kısır döngü çıkıyor: Daha çok kavga, daha az ekmek... Bu döngüyü mutlaka önlememiz gerekiyor. Çünkü sosyal sorunlarımız alarm veriyor." Eczacı başı, Türkiye için çıkış yolunun istikrar içinde hızlı büyümeden, çok çetin bir sorun olan gelir dağılımı dengesizliğinin çözümünün de ekonomik büyümeden geçtiğini söyledi. Eczacı başı, bütün bu nedenlerle uygulanmakta olan istikrar programının başarıya ulaşmasının yaşamsal önem taşıdığını vurguladı.

Akıllara durgunluk veren yolsuzluklar

Yıllar boyunca akıllara durgunluk veren soygunlarla devletin ve toplumun soyulmasının, yüzbinlerce insana iş yaratacak düzeydeki muazzam kaynakları yok ettiğine işaret eden Eczacıbaşı, şöyle konuştu:

"Toplumun kanı emilmiş... Türkiye bataklıkta koşmaya çalışan bir atlete benziyor, hızımız kesiliyor, enerjimiz tükeniyor. Sülükler sivrisinekler her yanımızı sarmış nefes alamıyoruz. Üstelik en kötüsü bataklığı sulayan devletin kendisi.

Yolsuzluklarla mücadele başarıya ulaşırsa hükümetimiz tarihi bir dönüm noktasını gerçekleştirmiş olacaktır. Bu sonuca ulaşmak için öncelikle bu güne kadarki yolsuzlukların hesabının sorulması gerekiyor. Bu da Türkiye'de yeni yolsuzlukların önünün kesilmesine, kamunun rant yaratma olanaklarının ortadan kaldırılmasına bağlıdır.

Bunun somut anlamı ise özelleştirmenin gerçekleştirilmesi ve kamu yönetiminde saydamlaşmanın sağlanmasıdır. Bu çözümler toplum tarafından giderek benimsenmekte ve gerekli düzenlemelere karşı çıkanlar hakkında kuşkular duyulmaktadır. Yolsuzluklarla mücadelede herkesi hükümete destek olmaya çağırıyoruz. Bu yolda en son noktaya kadar gidilmesini ısrarla talep ediyoruz. Yolsuzluk bataklığının kurutulmasını istiyoruz."

AB yıpratıcı polemiklere neden oluyor

Türkiye'nin geleceği açısından en yaşamsal konuların başında gelen AB'nin de yıpratıcı polemiklere neden olduğunu gördüklerini söyleyen Eczacıbaşı, "Sürdürülen tartışmalar bu alanda bir toplumsal uzlaşmanın yolunu açabilecek nitelikte değildir. Oysa AB üyeliği gibi egemenlik haklarının bir kısmından vazgeçilmesini içeren tarihsel bir dönemecin toplumsal uzlaşma olmadan benimsenmesi düşünülemez" dedi.

TÜSİAD'ın görev ve sorumlulukları

TÜSİAD'ın kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin önem taşıyan tüm sorunlarıyla ilgili araştırmalar yaptığını, çözümler ürettiğini, görüşlerini kamuoyuna ve karar odaklarına yansıttığını vurgulayan Eczacıbaşı, TÜSİAD'ın kurucuları tarafından belirlenen uzun vadeli ülke yararlarını, temsil ettiği kesimin çıkarlarının önünde tutmak ilkesine her zaman bağlı kaldığını söyledi.

TÜSİAD'ın enflasyonla mücadelede ağırlığını koyduğunu, vergi reformunu hiç gündeminden düşürmediğini, kayıt dışı ekonomi ayıbından kurtulmak gerektiğini, kayıt dışı işçi çalıştırılmasının önlenmesini savunduğunu dile getiren Eczacıbaşı, şunları söyledi:

"Son dönemlerde Türkiye'nin önünü tıkayan en ciddi darboğazların siyasi sistemin işleyişinden kaynaklandığı inancıyla TÜSİAD siyasi sistem reformu, insan hakları ve demokrasinin geliştirilmesi konuları üzerinde yoğun çalışmalara yönelmiştir.

Türkiye'deki siyasi sistem sorunları çözülmediği sürece ekonominin de temel sorunları çözülmeyecektir. Ekonomi kendi kurallarıyla değil siyasetin kurallarıyla yönetildiği sürece ülkemizde ne ekonomik istikrar ne rekabetçi bir özel kesim görmemiz mümkün olacaktır.

Bazı kesimler TÜSİAD'ın siyasi sistem ve ekonomik istikrar gibi konularda ahkam kesmeyi bırakarak kendi işine bakmasını savunmaya devam edebilirler. Ancak böyle bir TÜSİAD'la, özel kesimi rekabetten, dışa açılmadan, vergiden ve istikrar tedbirlerinden korumak için çalışan bir TÜSİAD arasında çok ince bir çizgi bulunduğunu hiç unutmamalıdırlar."

TÜSİAD'ın önerileri tam anlamıyla uygulanmadı

İlkelerinden hiç taviz vermeden yaptığı etkin çalışmalara rağmen TÜSİAD'ın savunduğu politikaların ve geliştirdiği önerilerin hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanmadığını ifade eden Eczacıbaşı, "Neredeyse 30 yıla yaklaşan bir süreç içinde yayınlanmış olan TÜSİAD raporlarının sonuç ve öneri bölümlerini hükümet politikalarıyla karşılaştıranlar bu gerçeği kolayca görebilir. Bunda siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin TÜSİAD'a yaklaşımları önemli bir rol oynamıştır."

Kamu yöneticilerinin TÜSİAD'ı zenginler kulübü olarak görmekten kurtulmaları gerektiğini söyleyen Eczacıbaşı, TÜSİAD'ın rakip olarak algılandığını, hiçbir işbirliği partneri olarak görülmediğini vurguladı.

Eczacıbaşı, önümüzdeki dönemde Ekonomik ve Sosyal Konsey ve benzeri mekanizmalarla kurumlaştırılmasını umdukları diyalogun Türkiye'ye çok şeyler kazandıracağını kaydetti.

Doğru siyasi kararların oy kaybına yol açmayacağı ortamı sivil toplumun yaratacağına işaret eden Eczacıbaşı, TÜSİAD'ın ve diğer sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'yi popülizm belasından kurtarma yolunda topluma ve siyasetçilere verecekleri en büyük hizmetin bu olduğunu söyledi.

TÜSİAD'daki görevinden çok büyük onur duyduğunu ifade eden Eçczacıbaşı, TÜSİAD'ın 21. Yüzyılın Türkiye'sine çok önemli hizmetler vereceğini sözlerine ekledi. (aa)

  • TÜSİAD'ın yeni başkanı Tuncay Özilhan
  • Yücaoğlu: "Türkiye'nin geleceğini şekillendireceğiz"
  • Kayhan: "TÜSİAD'ın gündemi Türkiye'ninkinden ayrı olmayacak"
  • Özilhan: "TÜSİAD'ı daha ileri götürmek için çalışacağız"
  • TÜSİAD yönetimde görev dağıtılım

  • Haberle ilgili daha fazlası:

    BAKMADAN GEÇME!