TÜSİAD: Sıra tarih ve felsefe kitabında

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD: Sıra tarih ve felsefe kitabında
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2001 14:02

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) coğrafya kitabından sonra, tarih ve felsefe kitabı hazırlamayı da gündemine aldı.

TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, Avrupa Birliği üyesi olmayı amaçlayan, hem ekonomik hem siyasi hem de sosyal anlamda gelişmiş ülkeler liginde oynamayı arzu eden bir Türkiye'nin, her şeyden önce eğitim sistemindeki eksiklikleri, aksaklıkları gidermeye çalışması gerektiğini söyledi.

TÜSİAD tarafından hazırlatılan "Coğrafya 2001" başlıklı raporu, düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı.

Tuncay Özilhan, raporun tanıtımında yaptığı konuşmada, söz konusu raporun TÜSİAD'ın diğer çalışmalarına benzemediğini, çalışmanın aslında eğitim konusunda gerçekleştirdiği bir dizi çalışmanın devamı niteliğinde olduğunu bildirdi.

Özilhan, 1994 yılında yayınlanan "Türkiye'de ve Dünyada Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji" başlıklı rapor ile TÜSİAD'ın Türk eğitim sistemini gündemine aldığını belirterek, 1999 yılında da "Türkiye'deki Mesleki ve Teknik Eğitimin Yeniden Yapılanması' başlıklı rapor ile bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.

Tuncay Özilhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu süreçte TÜSİAD'ın eğitim konusuna eğilmesi ilginç bir gelişme olarak değerlendirildi. Oysa ki, Avrupa Birliği üyesi olmayı amaçlayan, hem ekonomik hem siyasi hem de sosyal anlamda gelişmiş ülkeler liginde oynamayı arzu eden bir Türkiye'nin, her şeyden önce eğitim sistemindeki eksiklikleri, aksaklıkları gidermeye çalışması gerekiyor.

Geleceğimizi planlarken, o geleceği yaratacak olan çocuklarımızın, gençlerimizin fırsat eşitliği sağlanarak çağdaş normlara göre eğitilmelerinin zorunlu olduğunu kavramak gerekiyor.

Buradan bakıldığında, eğitim konusunun sadece TÜSİAD'ın değil, her kurum ve kuruluşun ve elbette en başta devletin öncelikli gündem maddesi olması gerektiğine inanıyoruz. Şu anda bütçeden eğitime ayrılan pay yüzde 3.5 civarında, OECD ülkelerinin ortalaması yüzde 5.7 olduğunu göz önüne alacak olursak bu rakamın en az yüzde 5 düzeyine çıkarılması sağlanmalıdır."

OECD ÜLKELERİ İLE KARŞILAŞTIRMA

Türk eğitim sistemindeki bazı konuları OECD ülkeleriyle de karşılaştıran Özilhan, satın alma gücü paritesine göre 1999 yılında orta öğretimde 15 yıl ve üzeri hizmet vermiş bir öğretmenin, Türkiye'de yılda 9 bin 355 dolar kazanırken OECD ülkelerindeki ortalamanın 28 bin 629 dolar olduğunu bildirdi. Özilhan, "Bu sıralamada Türkiye sadece Çek Cumhuriyeti ve Macaristan'dan daha iyi durumda" dedi.

Özilhan, öğretim saati başına verilen ücretin Türkiye'de 16 dolarken, OECD ülkelerinde ortalamanın 41 dolar olduğuna işaret etti.

Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 30, ortaöğretimde 16, OECD ülkelerinde ise bu rakamın ilköğretimde 18, ortaöğretimde de 14.6 olduğunu kaydeden Özilhan, 5 yaşındaki bir çocuk için beklenen toplam eğitim yılının Türkiye'de 10.6 yıl, OECD ülkelerinde ise 16.7 yıl olduğunu bildirdi.

"ÖĞRENCİLER ÖĞRENİYOR AMA NE ÖĞRENİYOR?"

Ortaöğretimde ortalama yıllık öğretim saatinin 576 saat, OECD ülkelerinde de ortalamanın 715 saat olduğunu ve 13 yaşındaki bir öğrenci için yıllık eğitim süresinin Türkiye'de 864 saat, OECD ülkelerinde ise 946 saat olduğunu dikkat çeken Özilhan, şöyle devam etti:

"Burada özel sektör açısından sevindirici bir rakamı da vermek istiyorum. Özel sektör eğitim harcamaları Türkiye'de yüzde 400 artarken, OECD ülkelerinde ortalama yüzde 40 artmıştır.

Rakamlar eğitim sistemimizin durumunu gözler önüne seriyor. Ancak Türkiye'nin eğitim sorunu sadece eğitime bütçeden ayrılan kaynağın yetersizliği, üniversitelerin yapılanması, mesleki eğitimin sorunları, öğretmenlerin gelir düzeyinin düşüklüğünden ibaret değil. Eğitimin içeriği yani müfredat da mutlaka ele alınması gereken bir konu. Öğrenciler öğreniyor ama ne öğreniyor?"

OKUTULAN KİTAPLAR YETERSİZ

Özilhan, okutulan kitapların ne denli çağın gerisinde kaldığını tartışıp durduklarını belirterek, hemen hemen hepsinin eski sorgulanabilen bilgilerle dolu olduğunu ve genç bir beyni hayata hazırlamakta önümüzde uzanan bilgi çağının gerektirdiği bilgi ile donanımı kazandırmakta, son derece yetersiz olduğunu savundu.

Bugün herkesin eğitimsiz bir insanın bilgi toplumunun imkanlarından faydalanabilmesi, ona ayak uydurabilmesinin olanaksızlığını bildiğini vurgulayan Özilhan, "Eğitim sistemimizi içeriği ile birlikte yeniden yapılandırmadan küresel rekabet koşullarında ayakta durmamız çok zor" diye konuştu.

Özilhan, OECD ortalamasına göre Avrupa ülkelerinde 20 öğrenciye bir bilgisayar düştüğünü, eğitim amaçlı internet kullanımının da yüzde 76 olduğunu vurgularken, "Modern dünya bilgi çağını yaşamaya çoktan başladı. Biz ise hala onu yakalamaktan söz ediyoruz" dedi.

Tuncay Özilhan, şunları kaydetti: "Bu düşüncelerin bizi getirdiği nokta, bir ders kitabının nasıl olması gerektiği üzerine düşünmek olduğu. Sonuçta bugün elimizde olan coğrafya kitabı güncel bilgileri içeren sorgulamaya ve bilgiyi geliştirmeye yönelik, yurttaşlık bilincinin yanı sıra dünyadaki güç dengelerinden, kültürel mirasın önemine, çevre bilincinden, küreselleşme kavramının incelenmesine kadar modern bir bireyin tüm temel algı noktalarına hitap etmeye çalışan bir kitap olarak ortaya çıktı. Aynı yaklaşımla bir tarih ve bir de felsefe kitabı hazırlamak da TÜSİAD'ın gündemindedir.

Bu örnek kitabı, çağdaş bir ders kitabı olarak değerlendiriyoruz. Bu kitabın yardımcı ders kitabı olarak okutulmasının Türk eğitimine büyük katkıları olacağına ve müfredat değişikliği konusunun daha geniş tartışılmasını sağlayacağına inanıyoruz. "
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!