TÜSİAD: Döviz dalgalarında boğuluruz

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD: Döviz dalgalarında boğuluruz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2001 14:55

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski, sanayicilerin dalgalı kurdan kaynaklanan sıkıntılarını aktarmak amacıyla Devlet Bakanı Kemal Derviş'ten randevu talep ettiklerini belirterek, "Dövizde dalgaların boyutlarını görmezsek boğuluruz" dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kaslowski ile Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Haluk Tükel, dalgalı kur sistemine ilişkin rahatsızlıklarını açıkladılar.

Aldo Kaslowski, şunları söyledi: "Sıkıntımız bir kere net olarak şu, döviz kurunda bu aşırı dalgalanmalardan kesinlikle rahatsızlığımız var. Çünkü hiç birşey tespit edemiyoruz. Borcunu ödeyen firma vadesi gelse bile (Bugün mü doğru, yoksa biraz beklesek düşer mi?) diye düşünüyor. Fiyat yapılandırması da imkansız hale geliyor."

Bu konudaki rahatsızlığın son derece yüksek olduğunu ifade eden Kaslowski, "Bu böyle devam edemez. Döviz kuru stabil olmazsa, korkuyorum ki üretimin daha da fazla düşmesine ve istihdam kayıplarına neden olacak. Bu bizi büyük endişeye sevkediyor. Böyle olunca, işsizliğin artmasıyla herkesin son günlerde söz ettiği sosyal huzursuzluklar da artacaktır" diye konuştu.

"Dövizde dalgaların boyutlarını görmezsek boğuluruz" diyen Kaslowski, mümkünse bu dalgalanmanın seviyelerinin belirtilmesi, bunun tutturulabilmesi için güvene ve Merkez Bankası'nın aktif bir rol oynamasına ihtiyaç bulunduğunu bildirdi.

MİLLET DÖVİZİN ÜZERİNE YATTI

Genel Sekreter Haluk Tükel de, Şubat ayında yaşanan döviz krizinden sonra ekonominin ciddi bir durgunluk içine girdiğine işaret etti.

Kurda bu kadar önemli ve hızlı değer kaybından sonra ekonominin reel anlamda daralmasını beklemek gerektiğini vurgulayan Tükel, şöyle dedi:

"Genellikle bu kadar önemli kurun değer kaybından sonra, bu kadar önemli daralmadan sonra, bir noktadan sonra kur da enflasyona yansır, ondan sonra yavaş kur değerlenmeye başlar, öngörülebilir hale gelir. Ekonomide bütün iş yapan birimler yavaş yavaş ekonomik kararlar alarak dip noktadan çıkarlar.

Şimdi Türk ekonomisinde şu anda dip noktasından çıkabilmek için karar almaya imkan verecek göstergeler oluşmadı. Çünkü piyasalar oluşmadı. Döviz piyasası 30-40 milyon dolar. Millet dövizin üzerine yattı, oturuyor. Bekliyor fiyatı belirlensin diye. Keza TL'de de öyle. Faizin hangi noktada oluşacağı, yani hem faiz, hem kur değişkenleri mevcut makro ekonomik dengeye uyumlu noktaya gelmedi."

"EKONOMİ DİP NOKTADA DURUYOR"

Kurun bir günden ötekine yüzde 5-10 oynayamayacağını belirten Tükel, "Bu tür oynaklıklar öngörülebilirliği önlüyor. Ekonomi dip noktada duruyor, çıkış emaresi görmedik. Büyük istihdam düşüşü var. En büyük firmalar işçi çıkarma noktasına geliyor" dedi.

Tesis edilen makro dengelere rağmen hala bir kur ve faizin teşekkül etmediğine dikkat çeken Haluk Tükel, şöyle devam etti:

"Kur hala değer kaybediyor. Makro ekonomik yapıya, dengelere baktığınız zaman bunlar çok ters olaylar. Özellikle bu yaz aylarında. Şimdi bu durumdan biz kısmen, bu tümüyle serbest dalgalanan kur sisteminin neden olduğunu düşünüyoruz. Biz bu sistemin kaldırılmasını istemiyoruz. Tekrar sabit kur, çıpa sistemine dönmesini istemiyoruz.

Dalgalansın ama dalgalanma hep yukarı doğru oluyor. Halbuki bir miktar aşağı doğru olması lazım şu makro ekonomik ortamda. Çok büyük günlük oynamalara sebep veriyor. Merkez Bankası, rezervlerini tümüyle angaje etmeden, belki hiç rezervini kullanmadan, piyasa yapıcı olarak bu düzensizliklere düzen getirebilir."

TALEBİMİZ NİYET MEKTUBU'NA UYGUN

Bunun için Merkez Bankası'nın müdahalelerini sadece ve sadece ihale yoluyla döviz satarak yapmaması gerektiğini savunan Tükel, Merkez Bankası'nın istediği zaman, büyük dalgalanmalar olursa, doğrudan döviz satarak, hatta belki ticari bankaları da bu stratejiye ortak ederek piyasayı kontrol altına alabileceğini söyledi.

Haluk Tükel, şu görüşleri dile getirdi: "Biz bunu istiyoruz. Bu IMF'ye verilen Niyet Mektubu ile çelişkili değil. Çünkü Niyet Mektubu'nda diyor ki, (müdahaleler genellikle ihale yoluyla yapılır ve olağanüstü dalgalanmaları da Merkez Bankası önler) diyor. İstediklerimizin ikisi de Niyet Mektubu'nda mevcut.

IMF programının dışına çıkarak bir talepte bulunmuyoruz. Ama öngörülebilir ve çok dalgalanmayan döviz kuru tesis edilmezse ve bu piyasa 25-30 milyon dolarla dönerek şu veya bu piyasa katılımcısı tarafından da manipüle edilirse o zaman biz bu dip noktadan çıkamayız."

FISCHER İLE GÖRÜŞME

Cumartesi günü IMF Birinci Başkan Yardımcısı Fischer ile yapacakları görüşmede, bu önerilerini çok daha detaylı olarak, katılımcıların iş dünyasından yaşadıkları örnekleri vererek anlatacaklarını belirten Haluk Tükel, "Sonuç alacağınızı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Sonuç almazsak, bu dip noktadan ekonomiyi çıkaramazsak, işimiz iş yani.

Fischer'in o zaman bize ekonominin içinde bulunduğu noktadan bu ekonomi nasıl çıkacak bize göstermesi, anlatması lazım. Biz illa şöyle yapılsın, böyle yapılsın değil, bizim içinde yaşadığımız tecrübeden hareketle önerimiz bu" dedi.

Büyük küçük tüm üyelerinden "Kurdaki dalgalanma ne olacak?" diye sorular aldıklarını belirten Tükel, "Merkez Bankası'nın para otoritesi olduğunu göstermesi ve döviz piyasasındaki dalgalanmaları muhakkak kontrol altına alması lazım. Temel önerimiz bu. Ne tavan, ne taban, ne bant, ne sabit kur, hiçbir şey yok" diye konuştu.

Genel Sekreter Tükel, öngörülebilir kur tesis edildiği takdirde, insanların 1-2 ay sonra belirli bir hata payı ile ne olabileceğini görebilirlerse, üretimin, tüketimin, yatırımın, ihracatın mümkün olabileceğini söyledi. Tükel, "Ekonomik karar almak için şimdi nirengi noktası yok. En büyük sıkıntı bu" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!