TÜSİAD, çuvaldızı patronlara batırdı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2002 02:11
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, ‘‘Özel sektörün iç sorunlarını görmezden gelerek kamudan neyi ne kadar talep etmeye hakkı vardır’’ dedi. Özilhan ‘‘Biraz da çuvaldızı kendimize batıralım’’ derken, şeffaflık ve kurumsal yönetim ilkeleriyle ilgili eksiğinden dolayı özel sektörü eleştirdi.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan, şirketlerin şeffaflık, hesap verilebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerine göre yönetilmediği bir ortamda pek çok sorunun çözüm bulamayacağını savundu.
TÜSİAD'ın İMKB'nin (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) desteğiyle düzenlediği ‘‘Kurumsal Yönetim: Türkiye‘de İş Hayatının Değişen Çehresi’’ konferansında yaptığı konuşmada bu konunun şimdiye kadar çok ihmal edildiğini vurguladı. kurumsal yönetim konusunu ve böylece özel sektördeki yönetim problemlerini masaya yatırmak olarak açıkladı. Uygulanan makroekonomik politikalar ve kamu yönetimi ile ilgili araştırmalar yayınladıklarını, görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Özilhan, ‘‘Bu seminerle biraz da çuvaldızı kendimize batırmayı hedefledik’’ dedi.
Toplumda tüm kesimlerin karşılıklı etkileşim içinde olduğunu vurgulayan Özilhan, buna bağlı olarak şu soruları gündeme getirdi:
Kamu sektörünün çok yetkin olmadığı bir ülkede özel sektörün ne kadar iyi bir performans gösterebililir?
Ya da özel sektörün kendi iç sorunlarını görmezden gelerek kamudan neyi ne kadar talep etmeye hakkı vardır?
Daha da ileri gidelim, kendi sorunlarını çözememiş bir özel sektör, kamuya atfettiği bütün sorunlar çözülmüş olsa bile, dünya piyasalarında istediği yere oturabilir mi?
Şirketlerin şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerine göre yönetilmediği bir ortamda, şirket bilançolarının gerçek durumu yansıtmasını bekleyebilir miyiz?
Bu koşullar altında bankalarımız bu şirketlere nasıl kredi verebilir? Makyajlanmış bilançolar üzerinden verilen kredilerin bankacılık sektörünün şimdi içinde bulunduğu durumda hiç mi payı olmamıştır?
Küçük hissedarların haklarının iyi korunmadığı bir ortamda borsa yeteri kadar gelişebilir mi?
Bu borsaya yabancılar yatırım yapar mı? Bu şirketlere yabancı sermaye ortak olur mu?
Gerçeği yansıtmayan bilançolarla vergi gelirlerinin artışı sağlanabilir mi?
Şirketleri güçlü olmayan bir ekonominin toplam rekabet gücü ne kadar yükselebilir?
TÜSİAD'ın İMKB'nin (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) desteğiyle düzenlediği ‘‘Kurumsal Yönetim: Türkiye‘de İş Hayatının Değişen Çehresi’’ konferansında yaptığı konuşmada bu konunun şimdiye kadar çok ihmal edildiğini vurguladı. kurumsal yönetim konusunu ve böylece özel sektördeki yönetim problemlerini masaya yatırmak olarak açıkladı. Uygulanan makroekonomik politikalar ve kamu yönetimi ile ilgili araştırmalar yayınladıklarını, görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Özilhan, ‘‘Bu seminerle biraz da çuvaldızı kendimize batırmayı hedefledik’’ dedi.
Toplumda tüm kesimlerin karşılıklı etkileşim içinde olduğunu vurgulayan Özilhan, buna bağlı olarak şu soruları gündeme getirdi:
Kamu sektörünün çok yetkin olmadığı bir ülkede özel sektörün ne kadar iyi bir performans gösterebililir?
Ya da özel sektörün kendi iç sorunlarını görmezden gelerek kamudan neyi ne kadar talep etmeye hakkı vardır?
Daha da ileri gidelim, kendi sorunlarını çözememiş bir özel sektör, kamuya atfettiği bütün sorunlar çözülmüş olsa bile, dünya piyasalarında istediği yere oturabilir mi?
Şirketlerin şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerine göre yönetilmediği bir ortamda, şirket bilançolarının gerçek durumu yansıtmasını bekleyebilir miyiz?
Bu koşullar altında bankalarımız bu şirketlere nasıl kredi verebilir? Makyajlanmış bilançolar üzerinden verilen kredilerin bankacılık sektörünün şimdi içinde bulunduğu durumda hiç mi payı olmamıştır?
Küçük hissedarların haklarının iyi korunmadığı bir ortamda borsa yeteri kadar gelişebilir mi?
Bu borsaya yabancılar yatırım yapar mı? Bu şirketlere yabancı sermaye ortak olur mu?
Gerçeği yansıtmayan bilançolarla vergi gelirlerinin artışı sağlanabilir mi?
Şirketleri güçlü olmayan bir ekonominin toplam rekabet gücü ne kadar yükselebilir?