TÜSİAD: 300 bin işçi kapıda

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD: 300 bin işçi kapıda
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ekonominin hızla bir daralmaya gittiğini söyleyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ‘‘Konfeksiyon, deri, otomotiv, demir-çelik ve inşaat sektörlerinde kriz yoğunlaşıyor. 20 bin kişinin işini kaybettiği ve 300 bin kişinin daha işsiz kalabileceği belirtiliyor’’ dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Ankara'da yaptığı yılın son Yüksek İstişare Konseyi toplantısından ‘‘piyasa çok daralıyor, işsizlik artacak’’ uyarısı çıktı. Tekstil, konfeksiyon, deri, otomotiv, demir-çelik ve inşaat sektörlerinde krizin yoğunlaştığını söyleyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ‘‘Bunlardan daha önemlisi, istihdamda 20 bin kişi dolayında gerileme olduğu ve 300 bin kişinin daha işini kaybetme tehlikesi altında olduğu belirtilmektedir’’ dedi. Eczacıbaşı, diğer sektörlerden gelen sinyallerin de, önümüzdeki günler için güçlüklere işaret ettiğini bildirdi.

TÜSİAD'ın dün Ankara'da düzenlenen Yüksek İstişare Konseyi toplantısının açılışında konuşan Eczacıbaşı, yıllardır ertelenen kronik iç ve dış sorunlara ek olarak, Türkiye'nin şimdi bir de, ekonomik kriz tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi.

Bülent Eczacıbaşı, Rusya krizinin Türkiye üzerine etkisinin önemli olduğunu belirterek, ‘‘Rusya Moratoryumunun ardından, ekonomimizin bugünkü durumuna bakacak olursak, ilk gördüğümüz ekonomideki yavaşlama eğiliminin şiddetini artırarak bir daralmaya doğru gittiğidir’’ dedi.

EKONOMİDE KIYAMET

‘‘Yüksek enflasyonda, yüksek faizlerin ve paranın ucuzlatılamamasının da asıl nedeni, siyasi alandaki sorunların yapısal reformaları engellemiş olmasıdır’’ diyen Bülent Eczacıbaşı, şöyle konuştu:

‘‘Bugün kimimize göre ekonomide kıyamet var, kimimize göre şimdilik sadece duman çıkıyor. Kimine göre ateş çoktan bacayı sardı. Biz yine de dikkatli davrandığımız takdirde, ekonomide belirli bir daralma yaşadıktan sonra, kriz tehlikesini atlatacağımız ümidini taşıyoruz.’’ Eczacıbaşı, siyasi sorunları çözmedikçe, her alanda olduğu gibi Türkiye'nin ekonomide de, çok daha derin krizlerle her an karşılaşılabileceğine dikkati çekti.

SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİ

Eczacıbaşı, 1998 yılının ilk yarısı tamamlandığında önemli bir makro ekonomik sorun görülmediğini, temmuz ayında IMF ile bir sözleşme yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

‘‘Yapısal dönüşümü hedef alan bu sözleşme, ekonomide yeni umutlar yarattı. Her ne kadar o sırada Asya krizi 8. ayını sürüyor idiyse de, bu krizin Türkiye'yi doğrudan etkilemesi beklenmiyordu. Ancak Temmuz ayında Rusya krizi, moratoryum ilanıyla patlak verdi. Rusya krizinin Türkiye üzerindeki etkisi önemli oldu, çünkü iki ülke arasındaki ticaret hacmi ve Rusya'daki Türk yatırımları yüksek tutarlara ulaşıyordu. Nitekim, krizi takip eden 2 ay içinde döviz rezervimizde meydana gelen erime, 6 milyar dolara vardı. Borsa Endeksi yüzde 50 geriledi. Faiz oranları, yüzde 70'lerden yüzde 140'lara fırladı. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde yüzde 2'nin altında büyüyen milli gelirin son çeyrekte küçülme ihtimali vardır.’’

TELAŞA KAPILMAMALIYIZ

Zor bir dönemden geçildiğini ifade eden Eczacıbaşı, herşeyden önce hep beraber soğukkanlılığın korunması, telaşa kapılmamak gerektiğine işaret etti. Eczacıbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘‘Bugünlerde hâlâ, bazı siyasetçilerimizin ekonomide hiçbir sorun olmadığını, herşeyin kontrol altında olduğunu öne süren demeçleri, olsa olsa bir paniğe yol açmamak düşüncesiyle haklı gösterilebilir. Ancak aşırı iyimserlik kadar, bir başka büyük tehlike, telaşla alınacak yanlış önlemlerdir. Ne devalüasyon yoluyla ne de enflasyonu azdırarak, karşımızdaki sorunları çözemeyeceğimizi açıkça görmeliyiz. Kaş yaparken, göz çıkarmaktan kaçınmalıyız. Ekonomimizin nispi bir daralma sürecinden geçeceğini kabul etmeli, ancak gelecek yıl içinde dünya konjonktüründe yeni bir genişleme dalgasından büyük bir pay almak için hazırlıklı olmalıyız.’’

TÜSİAD'ın acil paketi

TÜSİAD YİK Başkanı Bülent Eczacıbaşı, sanayinin sorunlarına yönelik olarak alınmasını istedikleri bazı önlemleri de açıkladı. Eczacıbaşı, Kurumlar Vergisi yasasının geçici 23'ncü maddesinin yürürlükten kaldırılmaması ve geçerlik süresinin uzatılması gerektiğini kaydetti. Kurumlar Vergisi'nin geçici 23'ncü maddesi, kurumların aktiflerinde en az iki yıl tuttukları gayrımenkul ve hisse senetlerinden sağladıkları kazancı, sermayelerine eklemeleri halinde Kurular Vergisi kapsamı dışında tutuyor. TÜSİAD'ın önlemler paketinde yeralan diğer maddeler şöyle:

Kurum kazançları için getirilen geçici vergi uygulaması gözden geçirilmelidir, bu uygulama daralma sonrasına ertelenmeli geçici verginin eskisi gibi, bir önceki yıl vergileri üzerinden hesaplanmasına olanak verilmelidir.

Kısa vadeli kredilere uygulanan KKDF kesintisi kaldırılmalıdır ya da bu uygulamahiç değilse ertelenmelidir.

IMF ile yeni kredi olanaklarından yararlanmamızı sağlayacak anlaşmalar için görüşmeler başlatılmalıdır.

Siyasi koşullar ne olursa olsun önemli yapısal reformlar gündemden düşürülmemelidir, kaynak kullanımında etkinliğin sağlanması için mali sistem reformu gerçekleştirilmedir. Özelleştirilme sürecinde itibar tazelemeye ve sonuç almaya yönelik bir atılım yapılmalıdır.

Alınabilecek tüm önlemlerin ortaya koymak, uygulanabilirliklerini tartmak, ancak özel kesim ile kamu yönetiminin yakın çalışmasıyla mümkün olacaktır. Bu yakın çalışmayı sağlayacak çalışma grupları oluşturulması yarar getirecektir. Ekonomik ve Sosyal konsey uygulanacak önlemlerin belirlenmesinde devreye alınmalıdır.

Sibel Can esprisi

Korkmaz Yiğit ile ilişkisi nedeniyle,TÜSİAD üyeliği tartışmalı hale gelen işadamı Kamuran Çörtük de resepsiyonda en çok tartışılan konulardan biri oldu. TÜSİAD Divan Haysiyet Kurulu'ndan Şahap Kocatopçu'nun daha önce bu konuda ‘‘Yargısız infaz yapma niyetimiz yok’’ sözlerine Çörtük'ün ‘‘Sıkıysa atsınlar’’ karşılığını vermesinin TÜSİAD yönetimini çok rahatsız ettiği belirtiliyor. Bu nedenle Çörtürk'ün TÜSİAD üyeliğinin yeniden değerlendirilidiği öğrenildi. TÜSİAD üyeleri kendilerine düşün görevi yapacaklarının ve bu yönde bir karar alacaklarının sinyalini verdi.

TÜSİAD Haysiyet Divanı üyesi Mehmet Şuhubi, bazı üyelerin ‘‘Sizde kaset olduğunu duyduk. Kasetleri topluyormuşsunuz’’ diye takılmasına ‘‘O kadar çok kaset geliyor ki, yakında Sibel Can'ın kasetini de bana yollayacaklar’’ esprisiyle karşılık verdi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!