Tüketicinin Erkan Abisi

Güncelleme Tarihi:

Tüketicinin Erkan Abisi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 1997 00:00

Haberin Devamı

Kıbrıs'ın yasakladığı üç maden suyu nitritli çıktı

Zeliha ASLAN

Hürriyet'in Tüketici Köşesi olarak, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'nın ithalatını yasakladığı Yıldız, As-Koop Kızılcahamam ve Salihli Bella marka maden sularını bir kez de biz test ettirdik.

Yapılan analizlerin sonucunda bu üç maden suyu, amonyak, coliform bakteri ve e-coli açısından Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne uygun olduğu görüldü. Ancak, üçünde de nitrit bulundu. Türk Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne göre maden sularının nitrit içermemesi gerekiyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz Haziran ayında bazı maden sularının Türkiye'den ithalatını yasakladı. İnsan sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle ithalatı yasaklanan bu maden suyu ve sodaları Türkiye'de rahatlıkla satılabiliyor. Aradan iki ay geçmesine rağmen bu maden sularının sağlığa uygun olup olmadığı konusunda Sağlık Bakanlığı herhangi bir açıklama yapma gereği duymuyor.

Sağlık Bakanlığı'nın Kıbrıs'a ithalatı yasaklanan bu maden suyu ve sodalarıyla ilgili duyarsız tutumu, akıllara ‘‘Kıbrıslılar'ın sağlığına zararlı maden suları bizler için tehlike yaratmıyor mu?'' sorusunu getiriyor. Oysa, KKTC Hükümeti, Türkiye'de üretilen ve asit yağmurları ile kimyasal gübrenin karıştığını tespit ettiği As-Koop Kızılcahamam, Bella Salihli ve Yıldız marka maden suyu ve sodasınının sadece satışını değil, ülkeye girişini dahi yasakladı. KKTC Sağlık Bakanlığı Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne göre yaptığı tahliler sonucunda nitrit karıştığı tespit edildi. Tüzüğe göre, maden suyu ve sodalarında kesinlikle nitrit olmaması gerekiyor. Bu nedenle, As-Koop Kızılcahamam, Bella Salihli ve Yıldız marka maden suyu ve sodaları piyasadan toplatılarak, imha edildi.

NİTRİTİN ZARARI

Çoğunlukla organik maddelerden meydana gelen nitritler, toprakta nitrobakter tarafından nitrata dönüşüyor. Bu nedenle, nitritlerin sularda çok az miktarda dahi bulunmaması gerekiyor. Çünkü, nitrit bağırsaklardan emilerek, kandaki hemoglobini methemoglobine çeviriyor. Methemoglobin de kandaki bileşik oksijenin dokulara taşınamamasına yol açıyor. Ayrıca nitritler, bağırsaklarda besinlerde bulunan sekonder ve tersiyer aminlerle bileşerek, nitosaminlerin meydana gelmesine neden oluyor. Nitrosaminlerin de kansorejen etkisi bulunuyor.

Bu nedenle de, Kıbrıs'ın olduğu gibi Türkiye'nin de Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne göre, maden sularında nitrit bulunmaması gerekiyor. Yani, nitrit içeren maden sularının piyasada satılmaması gerekiyor.

TEST ETTİRDİK

Nitrit içerdiği gerekçesiyle bazı maden sularının Türkiye'den Kıbrıs'a ithal edilmesinin yasaklanmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye'de üretilen maden sularıyla ilgili iki aydır duyarsız kalması üzerine, Hürriyet'in Tüketici Köşesi olarak harekete geçtik.

İlk önce, Hürriyet Haber Ajansı'nın İzmir, Kızılcahamam ve Salihli büroları aracılığıyla satın alınan Yıldız, As-Koop Kızılcahamam ve Salihli Bella marka maden sularını nitrit, amonyak, coliform bakteri ve e-coli açısından tahlil ettirdik. Arkadaşımız Zeliha Aslan'ın yaptırdığı tahlillerin sonucunda bu üç maden suyu, amonyak, coliform bacteri ve e-coli açısından gıda maddeleri tüzüğüne uygun olduğu görüldü.

Ancak, yapılan analizlerin sonucunda bu üç maden suyunda da nitrit bulundu. Türk Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne göre de maden sularının nitrit içermemesi gerekiyor. Analizleri gerçekleştiren laboratuvarın bu üç maden suyuyla ilgili düzenlediği raporda da, ‘‘Yapılan muayene ve analiz sonucunda Sağlık Bakanlığı Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne dayalı Maden Suları Yönetmeliği'nin 11'nci kısım, 6'ncı maddesine göre nitrit yönünden uygun olmadığı saptanmıştır'' deniliyor. Böylece, Kıbrıs'ın bu üç maden suyunu sağlıga zararlı olduğu için ithalatını yasaklama kararının haklı gerekçeleredayandığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Peki sadece Kıbrıs'a ihraç edilen bu maden suları mı sağlığa zararlı? Piyasada satılan diğer maden suları nitrit içermiyor mu? Hürriyet'in Tüketici Köşesi olarak bunları da test ettirdik. Kızılay, Kızılcahamam, Sarıkız, Kınık, Uludağ, Çelik, Pınar ve Özkaynak'tan oluşan sekiz ayrı marka maden sularının sonuçlarını da bir sonraki köşemizde yayınlayacağız.

Koleksiyon'un koşullu müşteri memnuniyeti

Koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışını benimseyen firmaların sayısı Türkiye'de de giderek artarken, Koleksiyon Mobilya gibi ‘Koşullu' müşteri memnuniyetini uygulayan firmalar da yok değil.

Tüketici Yasası'na göre, müşterinin ayıplı malla ilgili talebini şartsız karşılamak zorunda olan Koleksiyon Mobilya'nın Bursa bayii, okuyucularımızdan Özgür Kartal'a sattığı ve teşhirde fazla kaldığı için rengi solan kanepenin kumaşını ilk önce değiştirmeye yanaşmadı. Hürriyet'in Tüketici Köşesi devreye girince de bu kez, şartlı değiştirme önerisinde bulundu. Koleksiyon Mobilya'nın müşteri memnuniyetinin sağlanması için koyduğu şart da, Hürriyet'in Tüketici Köşesi'nde, Koleksiyon Mobilya'nın rengi solmuş kanepe sattığı ve müşteriyi aylardır madur ettiğinin kesinlikle yer almayacak olması. Yer aldığı taktirde, müşterinin maduriyeti Koleksiyon Mobilya tarafından giderilmeyecekti.

Özgür Kartal, Kolleksiyon Mobilya'nın Bursa Bayiinden 150 milyon liraya bir kanepe ile sehpa satın almış. Ancak, kanepe'de kullanılan kumaşın renginin soluk ve tüylenmiş olduğunu görmüş. Hemen bayiye giderek sorununu akatrmış. Bayi kanepelerin fazla teşhirde kaldığı için yıprandığını, kendisinin de bunu görerek aldığını söyleyip, değiştirmeye yanaşmamış. Bunun üzerine İstanbul'daki Koleksiyon Mobilya'yı arayan Kartal'a bayinin kumaş kaplama masraflarını üstleneceği ve sorunu gidereceği bildirilmiş. Ne var ki, bundan da bir sonuç çıkmamış.

Kartalın şikayetiyle ilgili olarak arkadaşımız Fadime Çoban, Kolleksiyon Mobilya'yla görüştü. Kolleksiyon Mobilya'nın Merkez Fabrikası'nda ki yetkililerinden Cihat Kargın, kanepede kullanılan kumaşın teşhirden ötürü yıprandığını, kumaş değişim masrafının da Bursa bayii tarafındankarşılanması gerektiğini söyledi. Bayiyle temas kurup değişim için gerekli işlemlerin yapılacağını belirtti. Bunun üzerine arkadaşımız, Koleksiyon Mobilya'nın Bursa bayisiyle temas kurdu. Bursa Kolleksiyon Mobilya'nın yetkililerinden Hatice Albayrak ‘‘Kanepelerin kumaşını değiştireceğiz. Ancak bir şartımız var. Bunu kesinlikle yayınlamayacaksınız. Eğer bu olay Hürriyet'te yayınlanırsa, merkez değişim kararından vazgeçecek'' dedi.

Tüketici Kredisi'nin taksitlerini aksatmayın

Ali Murat Erol, 1996 yılının şubat ayında 8 ay ödemeli taksitle Bağlarbaşı İlo Ticaret'ten Koç Finans Tüketici Kredisi kullanarak Arçelik ürünleri satın almış. Ali Murat Erol taksitlerinin hepsini ödediği halde İlo Ticaret tarafından hakkında icra takibi başlatılmış.

Konuyla ilgili olarak arkadaşımız Fadime Çoban'ın görüştüğü Koç Finans Beyazeşya Krediler Müdürü Ömer Lavbey, tüketici kredilerinde ödemelerin gününde yapılması gerektiğini belirterek, Ali Murat Erol'a da Koçfinans Tüketici Kredisi Sözleşmesi'nin 11'nci ve 14'ncü maddesi uyarınca işlem yapıldığını söyledi. Lavbey,‘‘Sözleşmenin 11'nci maddesine göre, geri ödeme planına dahil herhangi iki taksidin peşpeşe veya ayrı ayrı vadelerinde ödenmemesi halinde tüketici, kefil veya kefillere herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın ödenmeyen ikinci taksidin vadesinde, borcun tamamı muaccel olur ve muaccel olan borca ödeme gününe kadar birinci maddede belirtilen temerrüt faizi uygulanır. 14'ncü maddeye göre de Koçfinans, muaccel olsun veya olmasın bu sözleşmeden doğan her türlü alacağı için tüketici, kefili veya kefilleri hakkında dilediği takip yolunu seçebilir, ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı alabilir ve uygulayabilir. Bu nedenle de, ödemelerini gününde yapmayan Ali Murat Erol'un borcu, muaccel hale gelmiş. Muaccel hale gelen borç sonrasında, Tüketici Ali Murat Erol'un dosyası avukata gönderilmiş ve hakkında icra dosyası açılmış'' dedi.

İlaçcılar zammı beğenmedi

İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği'nce, ilaç fiyatlarına yapılan yüzde 15'lik zammın yeterli olmadığı belirtildi.

İEİS ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği'nce yapılan açıklamada, Bakanlar Kurulu kararıyla Sağlık Bakanlığı'nın tüm ilaçlara 1997 yılı Eylül sonuna kadar uygulanmak üzere yüzde 15 oranında yeni bir zam yaptığı hatırlatılarak, ancak bu zammın endüstirinin derdine çare olmadığı kaydedildi. Açıklamada, 1997 yılında yapılan 3. zamma rağmen, ilaç endüstirisinin toplu fiyat artışının, enflasyonun ve dolar değer artışının getirdiği ağır faturanın sıkıntısı içinde olduğu vurgulandı. Açıklamada, ilaç endüstrisinin yüzde 15 değil, yüzde 35 zam beklediği kaydedildi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!