Titiz Türkler maliyete bakmıyor, deterjanın ’Mercedes’ini kullanıyor

Güncelleme Tarihi:

Titiz Türkler maliyete bakmıyor, deterjanın ’Mercedes’ini kullanıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2008 00:00

Türklerin temizliğe verdiği bu önem, pazara sunulan çamaşır deterjanlarında maliyetleri artırırken, Türkiye’deki deterjan fiyatlarının da diğer ülkelere kıyasla daha yüksek olmasına neden oluyor. Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Yalım Uzun, Türk tüketicilerin titizlik konusunda dünyada tek olduğuna işaret ederek, "Türkler deterjanın ’Mercedes’ini kullanıyor" dedi.

Türkiye 9’uncu ülke

Dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden biri olan Unilever’in markalarıyla her gün 100’den fazla ülkede 160 milyonu aşkın kişiye ulaştığını belirten Zeynep Yalım Uzun, gıda, ev ve kişisel bakım sektörlerinde faaliyet gösteren İngiltere-Hollanda ortaklığının 2007 yılı cirosunun 40.2 milyar Euro olduğunu söyledi. Unilever’in 1953 yılında Türkiye’de faaliyete başladığını hatırlatan Uzun, "Unilever olarak Türkiye’de 7 fabrikamızla üretim yapıyoruz. Geçen yıl 1 milyar Euro ciroya ulaştığımız Türkiye, Unilever ülkeleri arasında 9’unculuğa yükselerek ilk 10’a girdi" diye konuştu.

740 milyon YTL’lik pazar

Türkiye’de deterjan pazarının 740 milyon YTL’lik bir büyüklüğe sahip olduğunun altını çizen Uzun, "Bu 340 bin tonluk bir pazar demek. Bu pazarda yüzde 26 oranındaki payla Omo markasıyla lider durumdayız" dedi. Unilever olarak yaptıkları bir araştırmaya göre Türklerin çamaşır temizliği konusunda en titiz tüketiciler olduğunu söyleyen Uzun, şöyle konuştu: "Türk tüketiciler titizlik konusunda dünyada tek. Bu nedenle de Türkiye pazarına sunduğumuz ürünlerde daha fazla beyazlatıcı malzeme kullanmak zorunda kalıyoruz. Artan maliyetler nedeniyle de Türkiye’de deterjanın ’Mercedes’ini satıyoruz."

Marka değeri 6’ya katlandı

Türkiye’nin Omo markasıyla 1963 yılında tanıştığını belirten Uzun, "Omo markasıyla Türkiye dışında başka ülkelerde de yer alıyoruz. 2004 yılında dünya genelinde başlattığınız ’Kirlenmek güzeldir’ sloganı sayesinde Omo markasının değeri 6’ya katlandı. 2004 yılında Omo’nun marka değeri 500 milyon Euro iken, bugün 3 milyar Euro’ya ulaştı" diye konuştu.

Yumoş’u konsantre yaptık plastik ve suyu azalttık

UNILEVER
Yumuşatıcı Kategorisi Formülasyon Geliştirme Direktörü Christophe Finel ise, Türkiye’deki yumuşatıcı pazarının 80 milyon Euro’luk bir büyüklüğe sahip olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Unilever’in ise pazar payı yüzde 35.5. Konsantre ürünümüz Yumoş Extra’ya büyük önem veriyoruz. 2007 yılında Türkiye pazarının tüm ürünleri Yumoş Extra olsaydı, üretimde 77 milyon litre daha az su ve 1577 ton daha az plastik kullanılacaktı"dedi

Makineyi tam doldurun 5 yıllık içme suyu kazanın

UNILEVER
Çamaşır Grubu CTI Müdürü Dr. Nieke Gerritsen de, Türkiye’deki çamaşır yıkama alışkanlıklarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Türk tüketicilerin yüzde 24’ü yüksek sıcaklıklarda yıkama yapıyor. Oysa İspanya’da bu oran yüzde 3. Türk tüketicilerin yüzde 44’ü ön yıkama yapıyor. Avrupa Birliği ortalaması ise zadece yüzde 7. Ortalama çamaşır makineleri 6 kilogram çamaşır alırken, Türk tüketicisi makinede ortalama 3.4 kilogram çamaşır yıkıyor. Çamaşır yıkama alışkanlıklarındaki değişim ise Türkiye’ye şunları kazandırabilir;

1 yıl boyunca ön yıkama yapanların bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri halinde 18 milyon YTL tutarında ve 4 Ömerli Barajı dolusu kadar su tasarrufu sağlanabilir.

Tüm çamaşır makinelerinin tam dolu olarak çalıştırılması halinde, bir yılda tüm Türkiye’nin 5 yıllık içme suyu ihtiyacını karşılayacak kadar su tasarruf elde edilir."

Ciromuz 5 milyar Euro, DNA’mızda çevre var

UNILEVER Çamaşır Kategorisi Global Direktörü Caroline Drummond ise dünyada her 30 dakikada bir 7 milyon tüketici Unilever ürünlerini kullandığını belirterek, "Çamaşır deterjanı 5 milyar Euro’luk cirosuyla Unilever’in en büyük ikinci gelir kalemini oluşturuyor. Unilever yılda 1 milyar Euro’yu Ar-Ge’ye harcarken, çamaşır deterjanı için ise bu rakam 100 milyon Euro’yu buluyor" dedi. Unilever’in DNA’sında sürdürülebilir gelişme ve çevre olduğunu vurgulayan Drummond, "Dünya genelindeki Unilever fabrikalarında kullanılan su miktarı 1995-2007 yılları arasında yüzde 62 oranında azaldı. 2025 yılında 52 ülkede 3 milyar insan su sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak. Bunun için tüketicilerimizin davranışları değiştirmeye çalışıyoruz. Çamaşır yıkarken ön yıkama yapmayalım, makineyi tam dolduralım ve düşük sıcaklıkta yıkama yapalım" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!