SANAYİNİN, ihracatın ve istihdamın lokomotifi tekstil ve hazır giyim sektörünün ’duayen gömlekçisi’ Mustafa Kefeli, sektördeki küçülme tartışmalarına yeni bir boyut getirdi. Bisse Kefeli Giyim Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli, tekstil sektöründeki gerilemenin temelinde ’Çin ile rekabete kalkışmanın’ olduğunu, Türkiye’nin bu sektörde artık ucuz işçilik ve fasonculukla yoluna devam edememeyeceğini söyledi. Kefeli, Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün, moda ve marka katma değerinden en yüksek kazancı sağlayan İtalya ve Fransa ile rekabete odaklanması gerektiğini belirterek, "Bazıları bu sektörde ne yazık ki sadece servet yapmayı bildi. Kazandığıyla yalı, arsa, apartman aldı. İşine yatırım yapmadı, fasoncu kaldı. Şimdi işleri kötüye gidince suçu başkasında arıyor. Böyle yapıp ’öldüm bittim’ diyenlerin sayısı çok. Bizim gibiler ise kazandığımızı sermayeye kattık. Markalaşmaya, mağazalaşmaya yatırım yaptık. Biz bu strateji sayesinde bugün de yılda yüzde 30 büyümeye devam ediyoruz" dedi.
Yeni heyecan içinAğabeyi İbrahim Kefeli ile geçen yıl yollarını ayırdıklarını hatırlatan Mustafa Kefeli, şöyle konuştu: "Firmamız çok büyümüştü. Gömlek üretimimiz yılda 1 milyon adeti bulmuştu. Bu yüzden de firmada durağanlaşma başlamıştı. İbrahim ağabeyimle oturduk ki kendisi çok zevkli ve çok zeki bir adamdır. ’Firmaya yeni bir heyecanı nasıl getiririz’ dedik. O da ’ben İbrahim Kefeli olarak kendi markamı oluştururum, ayrılayım’ dedi. Bütün markalar bende kaldı ve ayrıldık. Firmanın değer tespiti yapıldı. İbrahim Bey kendi hissesine düşeni gayrimenkul ve para olarak aldı, çekildi. Bütün mağazalar, fabrika, Bisse, Kefeli Giyim Sanayi ve diğer markalar bende kaldı."
Bisse saat ve parfümMustafa Kefeli, ağabeyi İbrahim Kefeli’den ayrıldıktan sonra yıllık büyüme hedefini yüzde 15’in altında olmamak kaydıyla belirlediğini vurguladı. Mustafa Kefeli, şöyle konuştu: "Mağazalaşmaya hız verdik. 35’inci mağazamızı açtık. Ayrıca 400 korner, 17 firanchising mağaza var. 17 tane de yurt dışında franchising mağaza var. Ayakkabıya, takım elbiseye, ceket, palto, kravata girdik ve mağaza konseptimizi tamamladık. Bir erkek için saat ve parfüm dışında her şeyimiz var. Onlar da olacak yakında. Bisse saat ve parfüm de satacağız. 2009’da mağaza sayımız 50’nin üzerine, franchising mağaza sayımız ise 30’a çıkacak. Yurt dışında da 25 franchising mağazamız olacak."
12 fabrikada, 6 bin işçi bize çalışıyor
KEFELİ Giyim Sanayii’nde doğrudan istihdamın 600 kişi civarında olduğunu söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli, üretimi mümkün olduğunca sözleşmeli olarak dışarıya kaydırdıklarını anlattı. Kefeli, "Bizden ayrılan yıllarca bize emek vermiş çocuklara atölye kurdurup, sözleşme yapıyoruz. Şu anda 12 fabrika bu şekilde bize çalışıyor. Bu fabrikalarda çalışan sayısı 6 bin kişiyi buluyor. İhracatımız geçen yıl 20 milyon doların üzerindeydi. Toplam ciromuz da 40 milyon
dolar civarında."
Bizi Parasko Usta yetiştirdi, Bisse’nin derin bir anlamı var MUSTAFA Kefeli, ağabeyi İbrahim Kefeli ile kendisini Parasko Usta’nın yetiştirdiğini belirterek, "Ustamız bize ’Bir işi rüyanda görmezsen başarılı olamazsın’ derdi. Biz o nedenle işimizle yatıyoruz, işimizle kalkıyoruz" dedi. Kefeli, 1976’da ısmarlama gömlek yaparak Vefa’da başladıkları iş hayatında en baştan beri inovasyon’a (yenilikçilik) önem verdiklerini ve çok farklı gömlekler yaptıklarını söyledi. Kefeli şöyle konuştu: "Mesela bizim markamız çok önemli bir hedefin açılımıdır. Bisse, ’Birlikte İlkemiz, Sanatla Sanayiye Erişmek’ cümlesindeki kelimelerinbaş harflerinden oluşur. Biz küçük ısmarlama gömlek dükkanımızda sanatımızı sanayiye taşıma hedefi koymuştuk. Parasko Usta da zaten bizi çok iyi yetiştirmişti. Bize hem sanatı hem de ticareti öğretmişti. Ustamız bize ’siz oldunuz artık, atölye açın’ dedikten sonra ağabeyimle birlikte yola çıkmıştık."
Yüzde 25 devalüasyon ihracatı şahlandırır
MUSTAFA Kefeli, tekstil ve hazır giyim sektörünün taleplerinin hükümet tarafından fazlaca dikkate alınmadığına yönelik eleştiriler için de "Aslında bizi ciddiye alan, dinliyen bir başbakanımız var. Konuştuğumuzda not alıyor, sorunlarımızı anlatabiliyoruz. Sorun anlatınca da ’peki çözümü nedir’ diyor. Bu sektör için büyük şans" dedi. Kefeli, YTL’nin aşırı değerlenmesi konusunda da şöyle konuştu: "Eğer bu meseleyi çözmek hükümetin elindeyse mutlaka çözmeliler. Düşünün; 2002’de dolar 1.6’yken asgari ücret 300 YTL’ydi. Şimdi dolar 1.15’te asgari ücret 600 YTL’yi aşmış durumda. Bütün maliyetlerimiz de böyle iki, üç misli artışlar olmuş. Bu yüzden bence kurların mutlaka yükselmesi lazım. Eğer ihracatı şaha kaldırmak istiyorlarsa en az yüzde 25 oranında devalüasyon yapsınlar. Artık ihracatı hızlandıracak tek etken devalüasyondur."