Suni de olsa 4 yılda bir kriz yaratıp deri dökmek iyi fikir

2009 yılını 1 milyar dolar ciro ile kapatan Boyner grubu, 2010’da 1 milyar 250 milyon dolar bekliyor. Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner 2012’de dünyanın en güzel alışveriş merkezi projesinde, dünyanın en güzel Beymen mağazasını açacaklarını söylüyor. Detay vermiyor ama bunun Zorlu’nun yeni projesi olduğunu anlıyoruz. İş dışı yaşama niyetlenmişken, Cem Boyner’le perakendeyi ve memleket mevzularını konuşmadan edemedik. Ama onu en çok yetiştirme yurtlarından 18-24 yaş arası genç kadınların, kişisel gelişimlerini ve iş arama becerilerini geliştirerek iş gücü piyasasına katılımlarını destekledikleri Nar Taneleri projesini anlatırken heyecanlandığını gördük. “2009 yılında Nar Tanelerimizin yüzde 64’ü istihdama katıldı, yüzde 15’i üniversite eğitimine devam etti” diyor.
Ekip mucizeler gerçekleşti
*  Perakendecilerin yüzü gülüyor. Şimdi Ramazan ama yılın sonu için hedefleriniz?
-  2010, 2009 yılından sonra ilaç gibi geldi. Şimdiye kadar yüzde 25 artış var. Fakat 2007’nin altın rakamlarına dönmek için 2011’in ilk birkaç ayını beklemek lazım. Kriz nedeniyle bunlar hayatımızdan çıkan, kayıp yıllar ama yine de hızlı bir düzelme oldu. Şimdi her 4 günde bir mağaza açıyoruz. Yıl sonunda açılan mağaza sayısı 92’ye ulaşacak. 2011 yılında ise her 2 günde bir mağaza açabilecek hıza geleceğiz. Yine bir yüzde 25 artış bekliyoruz. Hem Beymen, hem Boyner, hem Network-Fabrika metrekarede ciddi büyüyor. T-box ve Divarese Network-Fabrika ailesine eklendi; müthiş bir patlamaya hazırlanıyor.
* Sektörün krizden güçlenerek çıktığı
söylenebilir mi?
-  Türkiye’de perakende sektöründen çok umutluyum. Yaralar sarıldı, sırtımızdaki yükler bir parça atıldı. Sanki 4 yılda bir kendimiz suni bir kriz yaratıp verimsiz işleri, mağazaları kapatıp, deri dökmek iyi bir fikir! Krizlerden endüstri güçlenerek çıkıyor. Altınyıldız ve tekstil işlerimiz uçuyor. Hem orada hem de bütün grupta konjonktür kadar yönetici ve ekibin hırsı, gayreti de etkili. Herkes mucizeler gerçekleştirdi.
Eksen değil ticaret kaydı
*  Akaretler projesinden çekildiniz, 12 mağazayı kapattınız.
-  Krizde moraller bozulduğu için satışlar düştü. Krize ilk lüks girdi en çabuk da o çıktı. Akaretler talihsiz bir döneme denk geldi. Sadece gelir getiren mağazalara odaklanmak zorundaydık. 12 mağazayı kapattık. Ancak Türkiye’de lüks büyüyor. Prada, Hermes mağaza açtı. Chanel mağazaya hazırlanıyor. Türkiye’nin gelişimini iyi okumak lazım. Ben pencereden bakınca havuzlu, yürüyüş parkurlu, spor kompleksli konutlar görüyorum. 10 yıl önce böyle bir kavram yoktu. Ülke gelişirken lüks perakendesi de büyüyor.
*  Sizin ticaretinizin ekseninde bir kayma var mı?
-  Eksen değil de pazar kayması var. İran’a ihracatımız patladı. Altınyıldız’ın en büyük pazarı oldu. Kendi pazarlama şirketimizi kurduk, Altınyıldız showroom açtı.

İçerde muazzam büyüme var, dışarı gitmek doğru olmaz

* Pek çok Türk marka gibi siz de çevre ülkelerden, özellikle Türk yatırımcıların alışveriş merkezi projelerinden teklifler alıyorsunuzdur. Hangi ülkelere girmeyi düşünüyorsunuz?
-  Türkiye’de o kadar muazzam bir büyüme var ki şimdi bunu bırakıp, konsantrasyonu dağıtıp yurtdışına yönelmeyi doğru bulmuyorum. Yurtdışı elbette olacak ama adım adım. Çok bereketli bir bölgedeyiz ama yine de tedbirli davranıyoruz. Lokal ortaklar olmadan bir ülkeye girmek istemiyoruz. Ülkeyi, raconu, kanunları, gümrüğü öğrenmek için örgütlenmek çok yanlış. Bu işi bir ortak veya bayii ile yapmayı tercih ederiz. Libya, Cezayir, Ürdün ve Mısır’dan böyle çok talip geliyor. Şu anda adayları eliyoruz. Türk yatırımcıların projelerinden gelen teklifleri ciddiye alıyoruz. Kahire Beymen çok iyi gidiyor. Mısır’da yeni mağaza planımız var.

Güneydoğu’da çözüm giderek zorlaşıyor

*  Çok ilgilendiğiniz bir konu olduğunu biliyoruz. Sizce Güneydoğu’da işler iyice çıkmaza mı girdi?
-  Her çözülmeden geçen gün, çözümü zorlaştırıyor. 15 yıl önce çözüm çok kolaydı. 5 yıl önce kolaydı. Geçen yıl bu yıldan daha kolaydı. Giderek sertleşiyor, acıtıyor. Tabii ki konuşarak çözülecek. Bütün fikirler havalandırılacak ama artık kırgın ve hırslı konuşuluyor. 3 ay sonra daha da zorlaşacak diye endişe ediyorum.

Tekstil üretimi Ak-Al  çatısı altına taşınıyor

* Ak-Al/Aksu ile üretim işbirliğinizin kapsamı nedir?
-  Tekstilde işlerimiz çok iyi gidiyor. Yeni teknolojiler ve nano ile müthiş bir yere zıpladık. Çin rekabeti falan filan  kalmadı. Ak-Al/Aksu ile üretim işbirliğine gidiyoruz. Yenibosna’daki fabrikayı Aksu’nun Çerkezköy’deki fabrikasına taşıyoruz. Böylece kapasitemiz artacak. Bu işbirliği ile tekstilde müthiş bir büyüme yaşayacağız. İşbirliği ile iki dev birlikte faaliyet gösterecek.

Yenibosna’da şık konut yapacak, severse gayrimenkule girecek

* Yenibosna’da önce Star City alışveriş merkezi yapıldı. Şimdi Altınyıldız da gidiyor. Bu araziyi nasıl değerlendireceksiniz?
-  Bu araziye çok iddialı, şık bir konut projesi yapmak üzere çeşitli firmalarla görüşüyoruz. Bir inşaat firmasıyla anlaşacağız. Yakın zamanda başlayacak. Yeni açtığımız Star City alışveriş merkezinin hemen yanındaki bu arazinin önünden her gün 2.5 milyon araç geçiyor. Gayrimenkul 2011 ve sonrası için çok moral veriyor.
* Bu sizi gayrimenkul alanında faaliyet göstermeye iter mi?
-  Bu proje gayrimenkule girdiğimiz anlamına gelmiyor. İnşaat DNA’mızda yok ama seversek belli de olmaz.

Back-up, halı saha maçına kaleci bile gönderiyor

* Back-up hikayeli bir şirket. Ticari olmayan bir keyif de yaşıyorsunuz sanki...
-  Back-up’ta inanılmaz şeyler oluyor. Metin Bonfil’in oğlu Vedat Bonfil arkadaşlarıyla düzenli halı saha maçı yaparmış. Bir gün kalecileri gelemiyor. Dalgasına Back-up’ı arıyor. Maç saati, halı sahaya eldivenli, dizlikli kaleci geliyor. Şok oluyorlar. Back-up’ın 600 çalışanı 190 bin müşterisi var. Her derde deva! Şimdi lüks rezidanslarda concierge hizmeti verecek. Projelerin tercih edilme nedenlerinden birine dönüştü. Bu hikayeli bir şirket. Hikayeler kazanç kadar keyifli.