Sosyete en çok doğal tarhanaya bayılıyor

Güncelleme Tarihi:

Sosyete en çok doğal tarhanaya bayılıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2001 00:00


Yener Süsoy
Haberin Devamı

Karen ve Murat Denizel çifti, gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaşan ekolojik tarım ürünleri kullanma alışkanlığının yeni bir sektör doğurduğuna dikkat çekti. Arkadaşımız Yener Süsoy'a eko-tarımdan en az turizm kadar gelir elde edilebileceğini belittiler. Denizeller, eko-tarım yöntemiyle üretilmiş tarhanaya sosyetenin bayıldığını söylediler.

En ilgi toplayan ürün tarhana. Önceleri Levent'in, Ulus'un ortasında kim alır tarhanayı diye dalga geçtiler ama şimdi mağazalarımıza Trakya tarhanası yetiştiremiyoruz.

Organik ürünlerin fiyatları doğal olmayanlardan yüzde 30 daha pahalı. Mesela genetiğiyle oynanmamış domates tohumunun kilosu 2300 Alman Markı.

Türkiye'de doğal üretim sertifikası veren biri Türk, yedi uluslararası denetim firması var. Bunların hepsinin ofisleri Ege bölgesinde yer alıyor.

Milas'ın Gökeyüp köyünde yapılan toprak kaplar büyük ilgi topluyor. Bunların çamurunda bol maden ve minareller var. İçinde yemek pişerken bunlar yemeğe karışıyor.

Doğal seslerle oluşturulan CD'ler insanı çok sakinleştiriyor. Kuş sesinden ırmak, deniz seslerine kadar ne isterseniz var.

Aroma terapi yağları 80 çeşit.Bu konuda Avrupa'nın en iyi üreticisi Alanya'da biri, kimse tanımıyor.

Gıda olarak sadece İsviçre'den bitkilerle karışık organik tuz ve İngiltere'den organik çay ve kahve ithal ediyoruz.

* Bir Alman kızının huş ağacının kabuklarından yaptığı saklama kapları bütün dünyada kapışılıyor.

* Organik zeytinyağı, Kaz Dağı eteklerinde sertifikalı olarak üretiliyor.

* Konya Haymana'da Türkiye'nin ilk sertifikalı organik köy yumurtası üretilmeye başlandı.

Doğal tarımda dünya 5'incisiyiz

Devletimiz bu konuya hiç elini sürmüyor. Tarım Bakanlığı'nda Organik Şube Müdürlüğü var ama, hálá çıkaracağı yönetmeliği bekliyoruz. Organik tarım en az turizm kadar ülkemize büyük döviz getirecektir, bu bilinsin. Dünyada şimdi eko-turizm gözde, İsveç'inden Amerika'sına, İngiltere'sine kadar. Adam otel yapmış, tuvalet kağıdından atık suyun geriye dönüp bahçeyi sulamasına kadar sistemini kurmuş. Ilgaz'ın tepesine yap 60 odalı böyle bir otel, 365 gün dolsun. Bu sektördekilerin krediye ihtiyaçları yok, kendi imkanlarıyla dönebiliyorlar. Devletin yapacağı, organizasyon. Valiler il tarım müdürlerini toplayıp dünyadaki bu gidişi anlatsınlar, özendirsinler. Türkiye şu anda kendi başına yaptıklarıyla dünyada 5'inci sırada. 10 milyar dolarlık dünya pazarından aldığımız pay henüz 70 milyon dolar. Toprak bol, köy bol, çiftçi bol ve müteşebbis hazır.

Türkiye'nin çıkış yolu organik üretim

YabancıLAR, Türkiye'de 1984'de kuru üzüm ve kuru incirle başlıyor sertifikalı organik ürüne. O yıllarda iç piyasada hiç mal yok, 1990'da ürün çeşidi ikiye çıkıyor. 1990'da 37 hektar olaran üretim alanı 98'de 24 bin hektara, üretici sayısı ise 313' den 12 bin 435'e yükseliyor. Bugünkü üretim alanı 45 bin hektar, geçen yılın üretim toplamı 161 bin ton. Şu anda 80'i aşkın ürün çeşitine ulaşıldı. Türkiye'de şu anda 12 binden fazla aile kendi küçük topraklarında bu doğal üretimi yapıyor, ürünleri ihraç ediliyor. Türkiye'de beş sene sonra 100 milyon dolarlık iç piyasa boyutuna gelecek bir ticaret başladı. Bu yıl bu rakam 2,5 milyon dolar olur. Geçen yıl 500 bin dolar bile değildi, gelecek yıl kesin 9 milyon dolar.

ABD'de organik ürünlerin cirosu 1.5 milyar dolar

Amerika'da organik ürünün perakende cirosu 1,5 milyar dolara ulaşmış durumda. 11 bin metrekarelik mağazalar açtılar. Organik rujdan diş fırçasına, gömleğine, çantasına, pantolonuna kadar. Yünü alınan koyun hiçbir çevre kirliliğine maruz kalmayan otları yiyor. Sonunda eti organik oluyor, derisinden yapılan çanta da organik oluyor. Yani kanserojen hiçbir maddeyi değil yemek, ona cildiniz bile temas etmİyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!