Serbest kuru bırakmak felaket getirir

Güncelleme Tarihi:

Serbest kuru bırakmak felaket getirir
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2006 00:00

Serbest kur rejiminin aynı kararlılıkla sürdürüleceğini ve geçmişte kura müdahalenin nasıl ekonomik felaketlere yol açtığının bilindiğini belirten Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "Bir gün sermaye hareketlerinde veya serbest kur rejimiyle ilgili farklı yaklaşımlar görürseniz, bu bundan sonraki dönemin felaketlerinin hazırlayıcısı olur" dedi.

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, serbest kur rejiminin, önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla devam edeceğini bildirdi. Babacan, "2005 yılı makro ekonomik gelişmeleri ve 2006 yılı Hazine finansman programına" ilişkin toplantıda, Türkiye’nin bundan sonra da her yıl, ileriye doğru 3 yıllık program açıklayacağını söyledi. Bu programın temel unsurlarından birinin yine serbest kur rejimi olacağını kaydeden Babacan, "Serbest kur rejimiyle ilgili uygulamalarımız, önümüzdeki dönemde aynı kararlılıkla devam edecek. burada hiç kimse bir değişiklik, temel bir politika farklılığı beklemesin" dedi.

HERKESİN KURU FARKLI: Doğru kurun, serbest piyasa ortamında oluşacağına inandıklarını ve buna güvendiklerini ifade eden Babacan, geçmiş dönemde kura müdahalelerin nasıl ekonomik felaketler getirdiğini kimsenin unutmamasını istedi. Bugünkü kura yanlış diyen 100 kişiye "Doğru kur nedir?" diye sorulması halinde 100 ayrı yanıt alınacağını ve herkesin kafasında Türk Lirası için farklı bir doğru yer bulunduğunu belirten Babacan, şöyle devam etti:

ZARAR GÖRÜRÜZ: "Ama biz, bunların içinde en doğrusunun piyasaların belirlediği nokta olduğunu söylüyoruz. Böyle olmaya da devam edecek. Makro ekonomik dengelerin tümünü gözardı ederek, tek bir unsuru alıp, o unsurla ilgili (Bu yanlış noktada, şöyle olsa daha iyi olacak) gibi yorumlar, bu niyetle atılabilecek adımlar, ekonomik dengelerin tümüne çok ciddi zararlar verir. Burada biz yaklaşımımızı çok açık ortaya koyduk. Serbest kur rejimi dedik, serbest sermaye hareketleri dedik. Bundan asla taviz yok. Bir gün gelir de, ne bileyim 5 sene sonra, 10 sene sonra, Türkiye ile ilgili sermaye hareketlerinde bazı farklı yaklaşımlar görürseniz, ya da serbest kur rejimiyle ilgili farklı yaklaşımlar görürseniz, bundan sonraki dönemin felaketlerinin bu hazırlayıcısı olur. Kur rejimi aynı kararlılıkla devam edecek."

EMNİYET SÜPABI: Babacan, serbest kur rejiminin, içeride ya da dışarıda olacak gelişmelere karşı önemli bir "emniyet sübabı" olduğunu da söyledi. Babacan, Türkiye’nin serbest kur rejimiyle olabilecek en sıkıntılı dönemlerden geçtiğini, Irak Savaşı’nı yaşadığını, 3 yıl içinde çeşitli sebeplerle ülkeden kaç defa sermaye çıkışı yaşandığını anlattı. Türkiye’nin büyük terör olayları yaşadığını, İstanbul’daki terör olaylarının bir ülke ekonomisi için başlı başına önemli bir şok niteliğinde olduğunu ifade eden Babacan, petrol fiyatlarının da son 3 yılda 2-2.5 katına çıktığına dikkati çekti. Babacan, "Tek başına petrol fiyatı bile, bir ülkenin ekonomisinin sıkıntıya girmesi için bir sebep olabilir. Biz bu zor dönemlerden rahatlıkla geçtiysek, ekonomimiz sapasağlam güçlenerek çıktıysa, demekki yaptığımız işler doğru" dedi.

Merkez Bankası kura yardım etmesin, döviz rezervini yükseltsin

MERKEZ Bankası’nın rezervlerinin yükseltilmesi gerektiğini de vurgulayan Ali Babacan, bunun gerekçesini de, "Çünkü Türkiye’nin kısa vadeli yükümlülükleri artıyor" sözleriyle açıkladı. Merkez Bankası’nın burada kamu ve özel sektörün kısa vadeli yükümlülüklerine baktığına işaret eden Babacan, şöyle konuştu: "Bunun oranının da mutlaka makul seviyelerde devam etmesi gerekiyor. Merkez Bankamızın döviz rezervlerinin de bu çerçevede yükselmesi gerekiyor. Döviz rezervlerinin yükselmesinin amacı budur. Öyle (kura yardım edelim) amacı kesinlikle yoktur. O zaten farklı bir kur rejimidir."

3 yılda yaptığımız şeyleri birkaç nesil ömründe göremezdi

ALİ Babacan, Türkiye’de bir veya birkaç neslin ömründe şahit olmadığı gelişmelerin "son üç yıl içinde" gerçekleştiğini ifade ederken, "Enflasyon, faizler, borç stoğu, paramızdan sıfır atılması, örneklerden sadece birkaçıdır" dedi. Konuşmasında bardağın sadece dolu tarafını anlatmayacağını, Hükümetin, henüz mesafe alamadığı ya da kısmi iyileşme sağladığı alanların belli olduğunu belirten Babacan, "Ancak Türkiye, on yıllardır çözülemez, çözülmez gibi bilinen sorunların, artık çözülebileceğine inanmıştır" dedi.

Kimse bizden, kızıştırarak pazarlıkla teşvik alamaz

ALİ Babacan, kimsenin Türkiye’den, pazarlıkla, el sıkışarak, kızıştırarak teşvik alamayacağını, bunun Türkiye’nin güvenilirliğini zedeleyeceğini söyledi. Babacan, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, yatırım konusunda "Şu ülke bunu veriyor, biz bunu niye yapmıyoruz?" denemeyeceğini kaydederek, "bizim teşvikler konusunda temel ilkelerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti, ciddiyeti, prensibi, ilkeleriyle dünyanın kredibilitesini kazanmakta ve her geçen gün bunu artırmaktadır" dedi. "Kimse Türkiye’den pazarlıkla, el sıkışarak, kızıştırarak bir teşvik alacağını zannetmesin. Böyle bir şey yok. Kimse böyle bir beklenti içine girmesin. Böyle bir şey yok, olmayacak da" diyen Babacan, teşvik verilecekse bunun şeffaf kurallar ve çerçeve içinde düzenleneceğini ve herkesin gidip o teşviki alabileceğini kaydetti. Babacan, şöyle devam etti: "Kurallarımızı gözden geçiririz, yeni bir çerçeve çizeriz. Bunların hepsi yapılır ama böyle bir şey yaptığımızda kapı herkese eşit açık olmalıdır. Bu temel ilkedir. Aksi halde öyle bir kredibilite kaybına uğrarız ki Türkiye, herkesle konuşarak fısıldaşarak teşvik veren bir ülke durumuna düşer, böyle bir ülke de yatırımcılar için kesinlikle cazip olmaktan çıkar ve güvenini kaybeder. Bizim kazandığımız güven ve itibar en önemli değerimizdir, bunu kaybedemeyiz."

Tarihte ilk kez 3 yılda ihracatı ikiye katladık

ALİ Babacan, cari işlemler açığı konusuna değinirken, açığın GSYİH’ye oranının 2005 sonu itibariyle yaklaşık yüzde 6 civarında gerçekleşmesinin beklendiğini bildirdi. Babacan, özellikle AB’ne yeni üye olmuş 10 ülkeden Türkiye’ye nüfus ve ekonomik yapıları itibariyle yakın olan ülkelere bakıldığında, bu ülkelerin AB’ye katılım süreci boyunca ortalama cari açıklarının yüzde 6 civarında seyrettiğini söyledi. Babacan, şöyle devam etti: "2005 yılında ihracatın yaklaşık 73 milyar dolar olacağını tahmin etmekteyiz. TÜİK’in sınıflandırması, açıklaması İhracatçı Birlikleri’nden daha farklı ama yaklaşık 73 milyar dolarlık ihracat bekliyoruz. Türkiye tarihinde hiç bir 3 yıllık dönemde, ihracatı 2’ye katlama gibi bir performans olmamıştı."

Artan petrol fiyatı 6 milyar dolarlık ek fatura çıkardı

ALİ Babacan, ithalattaki artışı etkileyen önemli faktörlerden birinin, rekor düzeyde seyreden ham petrol fiyatları olduğunu bildirdi. 2003 yılı başında 31 dolar olan ham petrol fiyatlarının, 2003’den 2 ay önceye gidildiğinde 22-23 dolarlık rakamlarda olduğunu hatırlatan Babacan, 2005 yılında petrol fiyatının zaman zaman 60 doların üzerine çıktığını vurgularken, "2005’in ortalama petrol fiyatı 54.4 dolar oldu. Artan petrol fiyatları 2005 yılında, 2004 yılına göre toplam ithalat faturamızı 6 milyar doların üzerinde etkilemiştir" dedi.

Kuş gribi ekonomiyi olumsuz etkilemez

ALİ Babacan, Türkiye ekonomisinin içerde ve dışarda olacak her türlü beklenmeyen gelişmelere karşı çok korunaklı olduğunu belirterek, kuş gribinin ekonomiyi olumsuz etkilemeyeceğini söyledi. Babacan, kuş gribinin Türkiye ekonomisine etkisinin sorulması üzerine, ekonominin içerde ve dışarda olacak her türlü beklenmeyen gelişmelere karşı çok daha korunaklı olduğunu belirterek, "Hiçkimsenin bu konuda endişesi, kuşkusu olmasın" dedi. Babacan, son 3 yılda ekonominin defalarca test edildiğini ve bütün zorluklardan güçlü bir şekilde çıktığını anımsattı.

Sanayi üretimi kasımda yüzde 10.7 büyüdü

SANAYİ üretiminde geçen yıl ağustos ayıyla birlikte yeniden başlayan hızlı büyüme süreci kasımda da devam etti. Kasımda yüzde 10.7 oranında artan sanayi sektörü üretiminde yılın ilk 11 aylık dönemindeki ortalama artış hızı da yüzde 5.3 olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2005 önemli sanayi maddesinin üretim bilgilerinden oluşturduğu aylık sanayi üretim endeksinin Kasım 2005’e ilişkin sonuçlarını açıkladı. Kasımda sanayi üretimi 2004 yılın aynı ayına göre yüzde 10.7 oranında artış kaydetti. Kasım 2004’te sanayi üretiminde yüzde 7.8 artış gerçekleşmişti.

2006’da turizmden 20 milyar dolar gelir

ALİ Babacan, turizm gelirinin 2005 Ocak-Ekim döneminde 16.6 milyar dolar olduğunu belirtirken, "2006’da da yaklaşık 20 milyar dolar civarında bekliyoruz" dedi. Ocak-ekim döneminde cari işlemler açığının 17.1 milyar dolar olduğunu anlatan Babacan, aynı dönemde Türkiye’ye sermayeye girişine bakıldığında 25.1 milyar dolar rakamının görüldüğünü söyledi. Babacan, şöyle devam etti: "Yani cari açık fazlasıyla ile finanse edilmiş, hatta aynı dönemdeki rezervler 11.5 milyar dolar artmış. Yıl sonu itibariyle yabancı sermaye girişinin 6 milyar doları aşmasını bekliyoruz."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!