Sabancı'dan yabancıya davet: En cazibi Akbank

Güncelleme Tarihi:

Sabancıdan yabancıya davet: En cazibi Akbank
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2001 02:02

Euromoney, bankacılıkta 40'ıncı yılını kutlayan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı'ya iki sayfa ayırdı. Sabancı, ‘‘Akbank'ı yabancılarla ortaklığa hazırladım. Yabancılar için en cazibi Akbank’’ dedi. Euromoney, ‘‘Erol Sabancı, Akbank'ın başındaki son Sabancı olabilir’’ yorumunu yaptı.

Bankacılıkta 40'ıncı yılını kutlayan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı, Türkiye'de bankaların da ortaklıklara gitme zamanı geldiğini belirterek, ‘‘Akbank'ı buna hazırladım. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen bir yabancı banka için en cazip seçeneğin Akbank olduğuna inanıyorum’’ dedi.

Dünyaca ünlü finans dergisi Euromoney, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı‘nın bankacılıkta 40. yılını kutlaması nedeniyle Kasım sayısında yayınladığı yazıda, Akbank’ı, Sabancı Ailesi'nin ‘‘parıldayan mücevheri’’ olarak tanımladı. Yazıda, Akbank'ın bu başarısında da Erol Sabancı‘nın en büyük katkıyı sağladığına dikkat çekildi.

Akbank’ta 40. yılını dolduran 62 yaşındaki Erol Sabancı, 1963 yılından beri Akbank'ın Yönetim Kurulu Üyesi. 1970 yılından beri de, önce Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve ardından Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.

Euromoney'de yer alan yazıya göre, Akbank'ın aile şirketi yapısını aştığı herkes tarafından kabul ediliyor. Yine aynı yazıdaki yoruma göre, Erol Sabancı, Akbank'ın dümenindeki ilk ve büyük olasılıkla da son Sabancı. Dergide yer alan yazıda, ‘‘Akbank, Türkiye‘de yaşanan banka krizinden yüzünün akıyla çıkmayı başardı. Şimdi de uygulamaya koyduğu yeniden yapılanma projesiyle idari kadrosunu daha da profesyonelleştiriyor’’ denildi.

AKBANK'IN KAPTANI

Euromoney’deki yazıda Akbank'daki ilk yıllarını anlatan Erol Sabancı, ‘‘Banka, önceleri herkesin farklı yöne doğru çekmeye çalıştığı bir koalisyon hükümeti gibiydi. Bizim zamanımızda ayrılıklara son verildi. Biz geminin tartışılmaz kaptanı olduk ve banka hızla büyümeye başladı’’ diyor.

Söyleşide banka evliliklerine de değinen Erol Sabancı, ‘‘Bankaların ortaklıklara gitme zamanı geldi çattı. Akbank'ı buna hazırladım. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen bir yabancı banka için en cazip seçeneğin Akbank olduğuna inanıyorum’’ diye konuşuyor.

Dergide yer alan haberde, 1960'lardan günümüze Akbank ve Türk bankacılığına ilişkin şu değerlendirmeye yer verildi:

‘‘O zamanlar devlet, bankaların sanayiye yatırım yapmalarını teşvik ediyordu. Birçok işadamı sanayiye atlamak için bankaları araç olarak kullanırken, bunu layıkıyla yapabilen sadece Sabancı Ailesi oldu. Son iki yıl içinde Türkiye'de yaklaşık 20 banka, fonlarının yaşadışı yollarla kullanıldığı veya yanlış yerlere yatırıldığı gibi gerekçelerle devlet kontrolüne alındı. Diğer bankaların da birçoğu hantal ve kársız yatırımları yüzünden darboğaza girdi ve ayakta zor duran birer holding benzeri banka haline geldi. Akbank ise tam aksine, birçok kárlı yatırıma fon temin etti. 1990'larda banka iştirakleri içindeki tüm mali olmayan iştiraklerini sattı ve bundan doğan satış kárlarını da sermayeye ekledi. Akbank, en büyük 5 Türk bankası içinde sadece bankacılıkla uğraşan tek kurum haline geldi.’’

Tepeden paraşütle geldi, sınavı geçti

Euromoney'de yer alan yazıda Akbank eski yöneticilerinin Erol Sabancı ile yorumlarına da yer verildi: ‘‘Akbank eski Genel Müdürü Hamit Belli'ye göre, Akbank büyüdü, çünkü Erol Sabancı kárları sürekli bankaya döndürmenin yolunu buldu. Yoksa kárı hissedarlara dağıtırdı, onlar da tüketirdi. Ama bunu yapmadı.’’

Dergide yer alan yazıda, Akbank eski şube müdürlerinden Tanju Özyol'un Erol Sabancı'yla ilgili şu sözlerine de yer verildi: ‘‘Herkes Erol Sabancı'ya bankanın tepesine paraşütle inen bir zengin çocuğu olarak bakıyordu. Birçok kişi bu sınavı geçemezdi. Ancak o muhteşem bir başarı elde etti. Katı ve acımasız olabilir ama, 40 yıl boyunca asla yolundan sapmadı. İlkelerinden ödün vermedi, görevlerini yerine getirmede başarısız olmadı. Kárın artmasına odaklıydı. Ancak hiçbir zaman kirli işlere bulaşmadı.’’

Euromoney, Erol Sabancı'yla ilgili yazısında Akbank'da Yönetim Kurulu Üyesi ve Murrahhas Aza olarak görev yapan Suzan Sabancı Dinçer'in de şu sözleri yer aldı: ‘‘Onu Arjantin'de tango yaparken görmeniz imkansız. İşinde de özel hayatında da sürprizleri sevmez. Bildiği mekanları tercih eder. Hep aynı otellerde kalır ve alıştığı restoranlarda yemek yer. Çok dakiktir. Özel yaşamından da vazgeçmez. Özel yaşamı ve iş yaşamında benzer kural ve alışkanlıklar egemendir. Dağınıklıktan ve belirsizlikten hoşlanmaz. Düzenli ve aşırı derecede organizedir. İşlerin askıda kalmasını sevmez. Bir sorun varsa derhal çözülmeli ve yerli yerine konulmalı.’’

Favorisi Paul Anka

Euromoney Dergisi'nde Erol Sabancı'nın favori sanatçısının Paul Anka olduğu belirtiliyor. Sabancı'nın Paul Anka'yı 15 yıldır tanıdığı ve 6 ayda bir ziyaret edilen yazıda şöyle deniliyor: ‘‘ İşten sonra 45 dakikasını koşu bandında geçirdikten sonra yarım saatini de jakuzi ve saunada harcıyor. Ardından bir kadeh içki alıp Paul Anka, Nat King Cole, Frank Sinatra, Shirley Bassey ve Diana Ross'un müziklerini dinliyor.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!