S&P: Petrol fiyatları kredi notunu tehdit ediyor
Güncelleme Tarihi:
ANKARA/A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2005 15:41
Dünyanın önde gelen kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's, aynı kuvvetle karşı koyucu politika önlemlerinin yokluğunda, petrol fiyatlarının yüksek düzeyde seyretmesinin Türkiye ve Pakistan'ın genel görünümü ve kredi notunu tehdit ettiğini bildirdi.
Standard and Poor's'un internet tabanlı kredi analiz sistemi Ratings Direct'de “Gelişen Ülke Kredi Notu Kalitesi Petrol Nedeniyle Düşüyor” başlıklı bir makale yayımlandı.
Söz konusu makalede aralarında Türkiye'nin de olduğu Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Endonezya, Lübnan, Fas, Filipinler, Panama, Pakistan, Sırbistan - Karadağ, Uruguay, Ukrayna ele alındı. Makalede, karşıt önlemlerin yokluğunda petrol fiyatlarının halihazır vadeli ve spot fiyatlarının Pakistan ve Türkiye'nin kredi notunu ve genel görünümünü tehdit ettiği belirtildi.
Makalede, Türkiye, Pakistan ve Lübnan'ın dış pozisyonunun özellikle zayıf olduğunu düşündükleri, yüksek düzeyde seyreden cari açıkların, yüksek petrol talebinin her zamankinden daha pahalı olan ithalat ile karşılanmasıyla daha da kötüleşebilmesi olasılığının olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin benzinin üzerine konulan vergileri önemli bir gelir kaynağı olarak kabul ettiği kaydedilen makalede, yüksek petrol fiyatlarını etkisini azaltmak amacıyla petrol ürünlerinden alınan vergilerdeki indirimin göreceli olarak net geliri etkilemediği kaydedildi.
Türkiye'nin ürettiği petrolün talebin ancak yüzde 9'nu karşılayabildiği ifade edilen makalede, bunun anlamının 2005-2008 yılları arasında petrol ithalatının gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) önemli bir oranını, (yıllık yaklaşık yüzde 3) teşkil etmesinin öngörüldüğü bildirildi.
Makalede, 2005 yılında cari işlemlerde büyüyen açığın, yüksek petrol fiyatlarıyla 2006 yılında daha da kötüleşmesine yol açabileceği belirtildi. Türkiye'nin 1995-2004 yılları arasında akaryakıt fiyatlarını üç kat artırması nedeniyle mali kötüleşmenin diğer ülkelerin büyük bölümünden daha az ciddi olduğu vurgulanan makalede, Türkiye'de yüksek olan akaryakıt fiyatlarından önemli vergi geliri elde ettiği kaydedildi.
Söz konusu makalede aralarında Türkiye'nin de olduğu Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Endonezya, Lübnan, Fas, Filipinler, Panama, Pakistan, Sırbistan - Karadağ, Uruguay, Ukrayna ele alındı. Makalede, karşıt önlemlerin yokluğunda petrol fiyatlarının halihazır vadeli ve spot fiyatlarının Pakistan ve Türkiye'nin kredi notunu ve genel görünümünü tehdit ettiği belirtildi.
Makalede, Türkiye, Pakistan ve Lübnan'ın dış pozisyonunun özellikle zayıf olduğunu düşündükleri, yüksek düzeyde seyreden cari açıkların, yüksek petrol talebinin her zamankinden daha pahalı olan ithalat ile karşılanmasıyla daha da kötüleşebilmesi olasılığının olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin benzinin üzerine konulan vergileri önemli bir gelir kaynağı olarak kabul ettiği kaydedilen makalede, yüksek petrol fiyatlarını etkisini azaltmak amacıyla petrol ürünlerinden alınan vergilerdeki indirimin göreceli olarak net geliri etkilemediği kaydedildi.
Türkiye'nin ürettiği petrolün talebin ancak yüzde 9'nu karşılayabildiği ifade edilen makalede, bunun anlamının 2005-2008 yılları arasında petrol ithalatının gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) önemli bir oranını, (yıllık yaklaşık yüzde 3) teşkil etmesinin öngörüldüğü bildirildi.
Makalede, 2005 yılında cari işlemlerde büyüyen açığın, yüksek petrol fiyatlarıyla 2006 yılında daha da kötüleşmesine yol açabileceği belirtildi. Türkiye'nin 1995-2004 yılları arasında akaryakıt fiyatlarını üç kat artırması nedeniyle mali kötüleşmenin diğer ülkelerin büyük bölümünden daha az ciddi olduğu vurgulanan makalede, Türkiye'de yüksek olan akaryakıt fiyatlarından önemli vergi geliri elde ettiği kaydedildi.