Reklamın iki devi evlendi ‘tsunami gibi talep’ gördü

Güncelleme Tarihi:

Reklamın iki devi evlendi ‘tsunami gibi talep’ gördü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2010 00:00

Kristal Elma’dan Kırmızı’ya reklamcılık alanında verilen ödüllerde öne çıkan şirketlerden RPM Radar ile Ajans Ultra, ‘yaratıcılık sermayelerini’ birleştirmek üzere yüzde 50-50 ortaklı Ultrarpm’yi kurdu. Şirketin ortaklarından Robert Paul McMillen, “Türkiye’de reklamcılık sektörü gelecek 5 yılda son 85 yıldaki kadar değişim yaşayacak. Talep patlaması tsunami gibi geliyor” dedi.

TÜRKİYE’nin önde gelen ve ödül zengini reklam ajanslarından RPM Radar ile Ajans Ultra evlenerek Türkiye’de 5’inci büyük reklam ajansını oluşturdu. İrlandalı Robert Paul McMillen, 1980’li yıllarda RPM’yi Füsun Gençsü, bir sekreter ve bir kedi ile birlikte kurmuştu. Ajans Ultra ise, Faruk Kaplan ve Hakkı Mısırlıoğlu’nun 30 yıl önce öğrenciyken başlattığı bir girişim. İki şirketin yüzde 50-50 ortaklığından oluşan Ultrarpm, gelecek 5 yılda önemli bir gelişim göstermesi beklenen Türk reklam piyasasında yaratıcılıkta fark atmayı hedefliyor.

Talep tsunamisi geliyor

Paul McMillen, gelecek 5 yılda Türkiye’de reklamcılığın son 85 yıldaki kadar değişim yaşayacağını belirterek, “Bulunduğumuz çağ çok büyük bir yaratıcılık gerektiriyor. Gelecek talep patlamasını görüyoruz. Adeta bir tsunamiyi andırıyor” dedi. McMillen, Türkiye’nin yaratıcılık gücüne ve yaklaşan talep patlamasına inandıklarını vurgulayarak, en büyük heyecanı şimdi yaşadıklarını belirtti.

En büyük birleşme

Birbirini yaratıcılık, etik değerler ve projeler ekseninde çok beğenen iki şirketin yaratıcılık sermayeseni birleştirdiğini söyleyen Faruk Kaptan “Uzun süredir Türkiye’de bu çapta yapılan ilk birleşme bizimkisi. Bu tamamen doğal bir birleşmedir. 1980 darbesinin ardından kurulan iki şirket 30 yılda ülkedeki bütün iniş-çıkışları yaşadı, gördü. Yepyeni bir döneme girilirken geçmiş tecrübeler bize çok büyük katkı sağlayacak” diye konuştu.

Finansal drama yok

Yeni şirketin biraz da kampus havasına sahip ofisine bir ay önce taşındığını hatırlatan Füsun Gençsü ise şunları söyledi: “Türkiye’de yabancı ortak yoksa çok yerel kalınan dönemler oldu. RPM olarak biz önce İngiliz CDP’yi ortak aldık. Sonraki yıllarda Japon Densu, bizim ortağı satın alınca Japon bir ortağımız oldu. Arada medya ajansı da kurmuştuk. Metodoloji, yazılımlar, network’ler çok önemli ama yaratıcılık network’lerle elde edilen bir şey değil. Günün sonunda yetenekli, akıllı insanlar fark yaratıyor.” Yaptıkları evliliğin ekonomik konjonktürle bir ilgisi olmadığını, finansal bir zorluk yada drama yaşamadıklarını vurgulayan Gençsü “Yetkin ve bizimle benzer tecrübelere sahip Ultra ile birleşmenin doğru olacağına inandık. Bu ortaklık sinerji yaratarak yaratıcılığımızı daha da artıracak. Bir artı bir iki etmeyecek, 4-5 edecek” dedi.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nde nişan

BİRLEŞME öncesi RMP ve Ultra, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti için yapılacak reklamlar için yarışan şirketler arasında ipi birlikte göğüslemişti. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti reklam filmlerini de ortak çektiklerini hatırlatan Füsun Gençsü, “O bizim için iyi bir nişanlılık dönemi olmuştu. O projede de çok uyumlu çalıştığımızı gördük” dedi. yıllardan şimdiye sektör çok değişti; içeriği de algısı da.”

Reklamcı damada kayınpeder sordu: Evladım mesleğin ne

ROBERT Paul McMillen, Türk eşi nedeniyle reklamcılık sektöründe ‘yabancı damat’ ya da ‘içimizdeki İrlandalı’ olarak anılıyor. McMillen, yıllar önce eşinin babasıyla tanışırken aralarında geçen konuşmayı şöyle aktarıyor: “Kayınpederim ‘Ne iş yapıyorsun’ diye sordu. Ben de reklamcılık, fotoğrafçılık, yaratıcı işler diye sıraladım. Bana baktı ve ‘Evladım mesleğin ne’ dedi. Türkiye’de o yıllardan şimdiye sektör çok değişti; içeriği de algısı da.”

Kriz bizim sektörü ‘hayırlı’ sarstı

FARUK Kaptan, global ekonomik krizin reklamcılık sektörüne etkilerini şöyle değerlendirdi: “Kriz bizim sektörü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sarstı. Fakat bu hayırlı bir sarsma oldu. Nası bankacılık sektörü krizde derlenip toparlandıysa bizim sektör de derlenip toparlanmanın gerekliliğini kavradı. 2010 yılının ilk yarısı gayet iyi geçiyor. İkinci yarının çok daha iyi olacağını görüyoruz. 1993 yılındakine benzer bir patlama yaşanacak.”

Siyah-beyaz televizyonlu günlerde başlayan macera

TÜRKİYE’de sektörün önemli iki yaratıcı yönetmeni Robert Paul McMillen ve Hakkı Mısırlıoğlu’nun aynı çatı altında buluşması da heyecan yarattı. İki ajansın Türkiye’de siyah-beyaz televizyonlu bir dönemde çalışmalara başladığını belirterek Hakkı Mısırlıoğlu, “Gazetelerin bile çoğu renksizdi. Liberalleşme gerçekleşti. Televizyonlar renklendi, medya çeşitlendi. İki ajansta pek çok ödül sahibidir. Asla ödül hedefiyle iş yapmadık ama yaptığımız bazı işlere ödüller geldi” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!