Oral: Yabancı sermaye çekemiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Oral: Yabancı sermaye çekemiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2001 00:00

Maliye Bakanı Sümer Oral, Türkiye`nin çok güçlü potansiyeline raÄŸmen yeterli seviyede yabancı sermaye çekemediÄŸine iÅŸaret ederek, ``Türkiye 90 ülke arasında yabancı sermaye yatırımları açısından ancak 81. sırada yer alabildi`` dedi. ``Uluslararası Yatırımların DeÄŸiÅŸen Yüzü-Türkiye İçin Yeni Fırsatlar`` konulu uluslararası konferansın öğle yemeÄŸine konuÅŸmacı olarak katılan Oral, ekonomik kalkınma ve ilerlemenin yabancı sermayeyi Türkiye`ye çekmekten çok daha önemli amaç olduÄŸunu vurguladı. "YENÄ° VERGÄ° YOK" IMF`nin yeni vergiler istediÄŸi yönündeki baÅŸka bir soru üzerine Oral, ``Yeni vergi diye bir düşünce yok. Ä°ki gün önce IMF Türkiye Masası Åžefi ile oturdum, konuÅŸtum. Devlet, harcamalarda rasyonel hareket ederek, gereksiz harcamaları kısarak, yapıyı daha rasyonel ve etkin bir hale getirerek, yapmaması gereken harcamaları yapmayarak dengeyi götürecektir`` diye konuÅŸtu. Özellikle son yıllarda uluslararası tecrübelerin bu iki amacın birbiri ile çeliÅŸmediÄŸini gösterdiÄŸini vurgulayan O, yabancı sermaye yatırımlarının kalkınma sürecinde hayati rol oynadığına dikkat çekti. Sümer Oral, ``Dolayısıyla güncel bir konu haline gelen yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi olgusu da bu çerçeve içinde deÄŸerlendirilebilir. Ayrıca olaya uzun vadede Türk ekonomisinin rekabet gücünü artıracak ve bu yolla daha çok insanımıza daha çok iÅŸ imkanı ve gelir saÄŸlayacak bir amaç olarak bakmamız gerekmektedir`` dedi.Hükümet olarak konuya yaklaşımlarının bu doÄŸrultuda olduÄŸunu belirten Oral, ``Türkiye çok güçlü potansiyeline raÄŸmen yeterli seviyede yabancı sermaye çekememektedir`` dedi.Türkiye`ye 1995`den 2000 yılına kadar 5 yıllık süreçte yıllık ortalama 767 milyon dolarlık net yabancı akımının olduÄŸunu, bu tutarın da ortalama milli gelirin sadece binde 4`ünü oluÅŸturduÄŸunu dile getiren Sümer Oral, ``Oysa aynı sürede geliÅŸmekte olan 90`nun üzerindeki ülke için bu oran yüzde 2`ler seviyesinde olmuÅŸtur. Bu nedenle Türkiye 90 ülke arasında yabancı sermaye yatırımları açısındanancak 81. sırada yer alabilmiÅŸtir. Bizim ülke için yabancı sermaye akımı 1980`lerin seviyesinde duraklamışken, dünya çapında yabancı sermaye akımı 90`lı yıllarda 12 kat artış göstermiÅŸtir`` diye konuÅŸtu."DURUM TÃœRKÄ°YE AÇISINDAN PEK PARLAK DEĞİL"Sümer Oral, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ticaret ve Kalkınma TeÅŸkilatı`nın (UNCTAD) verilerine göre, 1995`de 331 milyar dolar olan toplam yabancı sermaye akımının 2000 yılı sonunda 1 trilyon 271 milyar dolar seviyesine çıktığına iÅŸaret ederek, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:``Bu sayılar küreselleÅŸmenin bu alanda da yaratmış olduÄŸu olaÄŸanüstü etkiyi ortaya koyduÄŸu gibi maalesef durumun Türkiye açısından pek de parlak olmadığını vurgulamaktadır. Türkiye gibi yerlisermaye kaynakları kıt, ancak yabancı sermaye çekmek açısından coÄŸrafi konumu, iç pazarı, yetenekli ve nisbeten ucuz iÅŸ gücü gibi olanakları olan bir ülkenin kalkınma sürecinde AB yolunda, aynı kaderi paylaÅŸan Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ülkeleri kadar doÄŸrudan yabancı sermaye akımlarının cezbedilmesi gerekirdi. Bu da her yıl milli gelirin yüzde 2`si ile yüzde 4`ü arasında doÄŸrudan dış yatırımın yurdumuza gelmesi anlamını taşır ki, bunun önemi hiç kuÅŸkusuz tartışılamaz.`` Oral, bu yıl Dünya Bankası öncülüğünde ve FIAS`ın katkılarıyla iki rapor hazırlandığını, raporların ilgili kiÅŸilerce tartışıldığını ifade ederek, raporlarla alınması gereken tedbirlerin bir program halinde yetkili birimlere sunulduÄŸunu hatırlattı. Raporlarda yer alan bazı önerilerin Maliye Bakanlığı`nca ÅŸimdiden dikkate alınarak sorunların çözümüne yönelik belli bir mesafe katedildiÄŸini kaydeden Oral, ÅŸunları söyledi: ``Yabancı sermayenin bir ülkeye girebilmesi için en önemli etkenin siyasi ve ekonomik istikrar olduÄŸu aÅŸikardır. Bizim üzerinde durduÄŸumuz en önemli husus da budur. Gerek uygulaması tamamlanmak üzere olan 2001 bütçesi, gerekse bugünlerde Meclis`te tartışılmakta olan 2002 yılı bütçe tasarısı bu amacı bünyesinde barındırmaktadır. Meclis`in deÄŸerli katkılarıyla çıkarılmış olan pek çok yasanın gerçek bir reform ve derin bir yenileÅŸme çabasının temel taÅŸları olduÄŸu herhalde yadsınamaz.`` Sümer Oral, 1999`un ikinci yarısından bugüne kadar yapısal nitelikte ve ekonominin altyapısını düzenlemeye yönelik bir hayli deÄŸiÅŸiklik yapıldığına dikkat çekerek, ``Çok zaman dile getirilen, yapılması arzu edilen bu deÄŸiÅŸiklikler uzun süre gerçekleÅŸememiÅŸti. Ama son 2 yıl içinde belli bir çalışma disiplini ve anlayışıyla bu kanunlar çıkarıldı`` diye konuÅŸtu. Oral, bütün bunların bir yerde ekonominin hem daha saÄŸlam altyapıya kavuÅŸması için gerekli deÄŸiÅŸiklikler, hem de küresel teknoloji, bilim ve iletiÅŸimin son derece yoÄŸunlaÅŸtığı 21. yüzyıla da hazırlık için gerekli düzenlemeler olduÄŸunu kaydetti. YENÄ° FIRSATLARDAN YARARLANMAK``Sıkıntılı günler yaÅŸadık`` diyen Oral, bu sıkıntılı günlerin hala devam ettiÄŸini ifade ederek, ``Bu sıkıntıların, büyük ölçüde ülkemizin yeni bin yıla girmek için belki de gecikerek yürüttüğü kabuk deÄŸiÅŸtirme çabalarının bir yansıması olduÄŸunu unutmamamız gerekir`` dedi. Yeni bir coÄŸrafyada küresel bir dünya, yeni birtakım zorluklarla birlikte, yeni fırsatların da beraberinde geldiÄŸini anlatan Maliye Bakanı Oral, coÄŸrafya bakımından Türkiye`nin etrafında 1989`dan sonra meydana gelen geliÅŸmelerin birtakım fırsatlar doÄŸurduÄŸunu, ancak bu fırsatlardan yararlanabilmek için belli koÅŸullara sahip olmak gerektiÄŸini söyledi. Sümer Oral, şöyle konuÅŸtu: ``Türkiye`nin, bu fırsatlarla karşılaÅŸtığı bir ortama girerken saÄŸlıklı bir mali ve ekonomik yapıya da sahip olması gerekir. Çünkü, güçlü ekonomilerin üreten, istihdam yaratan, yatırım yapan, refahı artıran küresel dünyada rekabete dayalı bir ekonomiyi yaratan veya ekonomiye sahip olan bütün ülkelerin hepsinde de mali dengelerin yerliyerinde oturduÄŸunu görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye`de iÅŸi, mali dengeleri saÄŸlıklı ve kalıcı bir ÅŸekilde oturtmak gerekir. Bugün yapılan bütün çabalar bununla ilgilidir. Programın amacı da budur.`` Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!