Mersin'e İrlanda modeli

Güncelleme Tarihi:

Mersine İrlanda modeli
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2001 00:00

KÖRFEZ Savaşı'ndan ekonomisi en çok zarar gören illerimizden Mersin önümüzdeki günlerde büyük bir projeyi hayata geçirme telaşında.Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Selami Gedik'ten dinlediğim proje verici. Ankara'dan umudu kesip, iş başa düştü diyen Mersinliler önümüzdeki günlerde ‘‘Mersin Kalkınma Ajansı’’nı kuruyorlar.Kalkınma Ajansı nedir?Ülkelerin ve özellikle şehirlerin kalkınmalarına destek olan, onlara yol gösteren kurumlara bu ad veriliyor.Avrupa'da 20 ülkede yaklaşık 150 kalkınma ajansı mevcut. Bu ajansları çatısında altında toplayan Avrupa Kalkınma Ajansı Birliği EURADA'nın merkezi Brüksel'de.Geçen birkaç yılda yabancı yatırımda rekor kıran ve milli geliri kişi başına 20 bin dolara fırlayan İrlanda örneğin, Kalkınma Ajansı'nın kendisi için çizdiği modeli harfi harfine uygulamış. ‘‘İrlanda modeliyle Fransa'daki Alsace modelini yakın takibe aldık. Kalkınma Ajansları her bölgeye göre değişik reçeteler veriyor’’ diye anlatıyor Selami Gedik.Mersin'in avantajları oldukça fazla. Körfez Savaşı'ndan sonra trafiği yüzde 100 azalmış olmakla birlikte halen Türkiye'nin üçüncü büyük limanına sahip.Narenciye, seracılık, turizm gibi konularda iddialı.Gedik ‘‘Kalkınma Ajansı'nın belirleyeceği modele göre bunlardan birine ağırlık vereceğiz ya da hepsini aynı anda canlandıracağız’’ diyor.Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 21 Kasım'da EURADA uzmanlarını Mersin'e davet etmiş. Fransız, İspanyol, İrlandalı uzmanlar biraraya gelip kendi deneyimlerini aktaracak, bir yandan da Mersinlilere kulak verecek.Temennim o ki, EURADA'nın aktaracağı know-how ile kurulacak olan Mersin Kalkınma Ajansı, bir ‘‘Akdeniz Kaplanı’’nın yolunu açsın.Yeri gelmişken Gaziantep'in durumuna da değineyim. 1996'da kurulan ‘‘Gaziantep Ekonomisini Geliştirme Vakfı’’ GAGEV de şehrin ekonomisini canlandırma kararı almış. Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'ın vakfın başkanlığına getirilmesiyle, dört yıldan beri pasif durumda olan GAGEV'in önümüzdeki günlerde kollarını sıvaması bekleniyor.GAGEV'in ilk hedefi komşularla ticareti geliştirmek.Mersin ve Gaziantep örneğinde olduğu gibi belki de en iyisi Ankara'dan hiçbir şey beklememek.Doha’da Çin finaliKATAR'ın başkenti Doha'da bugün başlayacak olan Dünya Ticaret Örgütü toplantısının en büyük oyuncusu Çin olacak gibi görünüyor. Bu ülkenin tam 15 yıl önce örgüte üye olmak için başlattığı ‘‘uzun yürüyüş’’ nihayet Doha'da noktalanıyor.Çin'e bugüne kadar 350 milyar dolarlık yatırım yapan yabancı yatırımcılar önlerindeki bazı engellerin kalktığını görecek.Bu ülkeye yabancı yatırım hızlanacak. Çin'in rekabet gücü çoğalacak. Ama oyunu kurallarına göre oynamak zorunda kalacak.Brookings Enstitüsü'nun Çin uzmanlarından Nicholas Lardy'ye bakarsanız, Çin Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olduktan 10 yıl sonra, elektronik ve bilgisayar donanımında dünyanın en büyük üreticisi konumuna geçecek.Yine Lardy'nin iddiasına göre, başta tekstil olmak üzere Çin'in yaşayacağı ihracat patlaması beş milyon kişiye yeni iş alanı açacak.Şimdiden Çin'in ticaret devi olmasından endişe duyanlar var elbette. Mesela ABD. Çin ile ticaret açığı giderek büyüyecek.Çin için herşey güllük gülistanlık değil elbette. Dünya Ticaret Örgütü üyeliğine kabul edildikten yapacağı en büyük iş finans sektörüne çeki düzen vermek. Çünkü söylenenlere bakılırsa, gereğinden fazla şubesi ve personeli olan bankalar ticari kredi kültüründen de tamamiyle yoksunmuş.Çin, bizim deneyimli ama ne yazık ki kriz kurbanı işsiz bankacılarımız için bir alternatif olabilir belki de.Mutluluk pastasıALARKO Turizm Grubu'nun üç ayda bir çıkarttığı Hillsider Dergisini karıştırırken gözüme ilişti. Derginin birinci sayfasında, Üzeyir Garih'in fotografının arkasında ‘‘mutluluk pastası’’ tarifi var. Garih ‘‘Size bir pasta tarifi vereceğim. Umarım yaparsınız ve sevdiklerinize her gün ikram edersiniz’’ demiş ve aşağıdaki tarifi vermiş:''4 fincak sevgi, 2 fincan sadakat, 1 fincan dostluk, 1 fincan saygı, 2 kaşık ümit, 2 kaşık şefkat, 1 kaşık inanç, 1 fıçı neşe. Yapılışı ise; sevgi ve sadakati, inanç ve şefkatle karıştırın, ümit ve dostluğu katıp, neşe dolu fıçıda iyice sallayın. Güneşte pişirip, her gün yakınlarınıza saygıyla ve cömertçe servis yapın. Ben her gün yapıyorum, size de öneririm.''
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!