Kriz treni istasyondan ayrıldı yerine finansal batış treni geldi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 2008 00:00
İş Bankası’nın Adana’da yaptığı İş’le Buluşmalar kapsamında düzenlenen panele katılan Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin 3-5 yıl arasında süreceğini belirterek, hem hükümetin hem de ekonomi çevrelerinin buna hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi. Erçel, "Kriz, temmuz 2000-2008’de finans kriziydi, ekim 2000’in başında resesyon ve kriz treni istasyondan ayrıldı. Finansal batış treni geldi. Batış şimdilik engellendi. Kriz finansal batakları temizlemeye çalışıyor" dedi.
Başta Türkiye olmak üzere tüm dünyanın belirsizlikle dolu zor ve uzun bir yol içinde olduğunu ifade eden Erçel, şöyle konuştu: "Küresel kriz 3-5 yıl sürecek, hem hükümet hem de ekonomi çevreleri buna hazırlıklı olmalı. Kriz Türkiye’yi de etkileyecek. Çünkü Türkiye’nin her yıl 120-150 milyar dolara ihtiyacı var. Dış finansal kaynaklarda ise sıkıntı var. Yaşanan süreçte bu sıkıntı enflasyona büyük bir baskı yaratacak. Bunların etkisi büyümeye, dolayısıyla istihdama yansıyacak. Hükümet krize karşı denk bütçeyi esas alarak finansal istikrarı korumalı ve kollamalı. Güvenilir ülke imajı çizmeli, tarımı önemsemeli ve bankacılık sistemini takip etmeli."
Türkiye’nin çok iyi bir potansiyele sahip olduğuna da dikkati çeken Erçel, hükümetin AB ile yapılan görüşmelerde kriz ortamını fırsata dönüştürebileceğini anlattı. Morallerin yüksek tutulması gerektiğini de vurgulayan Erçel, "Hükümet çok temkinli olmalı, politik stres yaratmamalı. Böylesi durumlarda en büyük risk bu strestir. Hükümet, Merkez Bankası’na güven duymalı, para politikalarını değiştirmemeli, en önemlisi de iş dünyasıyla çatışmamalı" diye konuştu.
Türkiye’nin çok iyi bir potansiyele sahip olduğuna da dikkati çeken Erçel, hükümetin AB ile yapılan görüşmelerde kriz ortamını fırsata dönüştürebileceğini anlattı. Morallerin yüksek tutulması gerektiğini de vurgulayan Erçel, "Hükümet çok temkinli olmalı, politik stres yaratmamalı. Böylesi durumlarda en büyük risk bu strestir. Hükümet, Merkez Bankası’na güven duymalı, para politikalarını değiştirmemeli, en önemlisi de iş dünyasıyla çatışmamalı" diye konuştu.