Kapıcının orta terk oğlu şeffaf fırınla yayılıyor
Güncelleme Tarihi:
Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2004 01:37
Kapıcı oğlu Hasan Karakulak, öğretmeni ‘zengin-yoksul’ ayırımı yaptığı için orta okulu yarıda bırakıp, kasap çıraklığıyla girdiği iş hayatında Fransız havası verdiği ‘de Panex’ adlı ekmek, pasta, kısacası gıda markası yarattı. Karakulak, de Panex'le şimdi 6 milyon dolar ciro hedefliyor.
ASLEN Tuncelili, Erzurum Aşkale doğumlu, kasap ve fırıncı Hasan Karakulak'ın, son formülü de Panex, Büyükdere Caddesi'ndeki beyaz yakalıların en gözde mekanı oldu. Terör mağduru HSBC çalışanları için Nurol Plaza'nın içinde 800 metrekarelik bir de Panex daha açılıyor. Karakulak, üç de Panex'ten yılda 2.5 milyon dolar ciro yaptığını, yeni dükkanın tek başına 3.5 milyon dolarlık ciro getireceğini söylüyor.
Hasan Karakulak, ‘‘41 yıldır İstanbul'dayım. Nişantaşı'nda büyüdük. Babam Nişantaşı Menekşe Apartmanı'nda kapıcıydı’’ diye başlıyor söze ve 3 erkek kardeşinin çok iyi üniversitelerde okuduklarını hatta yurt dışında master yaptıklarını ekliyor. Kendisinin neden okuyamadığını da, ‘‘Benim öğretmenim zengin-yoksul öğrenci ayrımı yapan çok yanlış bir insandı. Ben kapıcı çocuğu olduğum için çok olumsuz davrandı. Okuldan nefret ettim, orta ikide bıraktım. Kasap dükkanına çırak girdim’’ diye açıklıyor.
LİBYA'YA İŞÇİ GİTTİ
Askerlikten sonra Libya'ya işçi olarak giden Karakulak, dönünce de bir kasap dükkanı açmış. Sonra inşaat-hafriyat işlerine girişmiş. Hasan Karakulak şöyle devam ediyor: ‘‘İnşaat işinde başarılı olamadım ve 18 sene önce Bahçeliveler'de Yayla Ekmek Fırını'na ortak oldum. Fırıncılar kooperatifinde de görev aldım. Fırınların gittikçe kötüleşen hali beni bıktırdı. Bana göre fırıncılık dibe vurdu ve ‘bu iş artık böyle yapılmaz' diye ekmeğin, pastanın ve özel yemeklerin en kaliteli şekilde üretilip sunulacağı bir işyeri tasarladım. Bana ‘uçuyorsun' dediler. Ben de uçtum.’’
İlk de Panex'i 2001'in altıncı ayında Balmumcu'da açan ve beş yıldızlı otellere, lüks yerlere satış hedefleyen Karakulak, orada son tüketiciden büyük talep görünce Levent'teki de Panex'i 2002'nin dokuzuncu ayında açar. Kaliteli, temiz üretim ve şeffaf satış ortamı tüketiciden çok büyük destek alır. Karakulak ürün çeşidini geliştirmek için yurtdışında fuarlara gider araştırır ve çizgiyi oturtur. 2003'te bir tane de Bahçeliveler'e de Panex açar. Nisan sonunda ise Nurol Plaza'ya 800 metrekarelik bir de Panex daha açacak. de Panex'lerde çalışan sayısı 140'a ulaşacak.
FIRINDAN CANLI YAYIN
Hasan Karakulak, de Panex projesine başlarken, öncelikle kaliteli ve temiz üretim için ne yatırım gerekiyorsa ona odaklanır. Tüketicinin özellikle yiyecekte ucuza kaçışının bir felaket olduğuna inanan Karakulak şöyle konuşuyor:
‘‘Biz aslında bu girişimle büyük risk aldık. Çünkü klasik fırıncının gündeminde hep ‘daha ucuza nasıl üretiriz' sorusu vardı. Ben ‘fiyatı ciroyu baz almadan üretimde kaliteye odaklansam daha başarılı olurum' düşüncesiyle hareket ettim. Tüketici de bu düşünceyi haklı çıkardı. Son tüketici dışında kuruluşlar da bizim bu düşüncemizi ödüllendirdi. Swissotel'e, Lo'real'e, Sodexho'ya ürün veriyoruz, kendi başımıza catering yapıyoruz. Bize gelen müşteri imalatımızı büyük plazma ekrandan canlı yayınla izliyor.’’
de Panex’de müşteriler alışveriş yaparken imalathaneyi canlı yayında izleyebiliyor. Böylece imalat ortamının temizliği konusunda tedirginlik büyük ölçüde ortadan kalkıyor.
Fransızca gördüm ‘de Panex’ dedim
HASAN Karakulak, de Panex'in marka tescilini Türkiye genelinde yaptığını belirtiyor ve bu adı nasıl bulduğunu da şöyle anlatıyor:
‘‘Pan Latince ya da İspanyolca ekmek demek. Ex ise ben extra (daha güzel) ekmek yaptığım için Panex oluştu. Orta okulda da biraz Fransızca öğrenmiştim oradan da de aklımda kalmış. de Panex böyle çıktı.’’
Roche'la vitaminli ekmek başlıyor
DE Panex, Roche ile vitaminli ekmek projesine de giriyor. E vitaminli, kalsiyumlu ve laboratuvarda üretim öncesi-sonrası denetim altında bazı hastalıkları önleyici ekmekler yakında üretilecek.
HSBC anketinden çıktık Nurol Plaza'ya girdik
HASAN Karakulak, Nurol Plaza'da 800 metrekarelik bir de Panex açma girişiminin HSBC Bank çalışanlarının isteği üzerine gerçekleştiğini söyledi. Karakulak şöyle konuştu: ‘‘20 Kasım'da HSBC'de bomba patladı ve doğal olarak HSBC buradan Maslak'a taşındı. Malum biz bombalanan binanın yanıbaşındayız. Aynı acıyı, korkuyu biz de hissettik. de Panex'in en iyi müşterileri de HSBC çalışanlarıydı ve taşınmalarına doğal olarak üzüldük. Ancak bir süre sonra HSBC yetkilileri geldiler ve ‘Biz kendi personelimiz içinde bir anket yaptık, personelimiz sizin bize yakında bir yer açmanızı talep etti' dediler. Bunun üzerine Nurol Plaza'da 800 metrekare yer kiraladık. Bu kiralama konusunda HSBC yetkilileri de yardımcı oldular. HSBC'nin şimdiki binasına da günün belli saatlerinde servis hizmeti vereceğiz. Onların bu teveccühüne layık olmak için daha çok çalışacağız.’’
500 fırıncıyla ortak yeni marka yaratacağız
KLASİK fırıncılıkla ilgili yeni projeleri olduğunu belirten Hasan Karakulak, ‘‘Fırıncılık yerlerde sürünüyor. Kendini geliştirme derdi, eğitim kurumları, standart arayışı, denetim sistemi yok. İşletmeciyi koruyacak bir rekabet düzeni de yok. İstanbul'da 3 bin 500 fırın var ve bence 1500'ü fazla. Kimse para kazanamıyor. Rekabet yüzünden de çok kötü ekmek yapılıyor ve halk da bu ekmeği hergün tüketiyor’’ diye konuşuyor. Çok sayıda fırıncı arkadaşından yeni bir fırın zinciri tasarımı için teklif aldığını söyleyen Hasan Karakulak projesini de şöyle özetliyor:
‘‘İstanbul'da iyi konumdaki 500 fırını bir proje altında toplayabiliriz. Bazılarıyla başlangıç yapıyoruz. Bağımsız bir çatı altında ortak bir marka oluşturup, denetim ve eğitim sistemi kuracağız. Ürün gamını belirleyip, üretim ve hizmet standartını oturtacağız. Makine yatırımı, dükkan dekorasyonu, hammadde alımı gibi konularda toptan hareket edeceğiz. Amaç iyi bir organizasyonla Türkiye'nin tüm fırıncılarına model yaratmak.’’
Hasan Karakulak, ‘‘41 yıldır İstanbul'dayım. Nişantaşı'nda büyüdük. Babam Nişantaşı Menekşe Apartmanı'nda kapıcıydı’’ diye başlıyor söze ve 3 erkek kardeşinin çok iyi üniversitelerde okuduklarını hatta yurt dışında master yaptıklarını ekliyor. Kendisinin neden okuyamadığını da, ‘‘Benim öğretmenim zengin-yoksul öğrenci ayrımı yapan çok yanlış bir insandı. Ben kapıcı çocuğu olduğum için çok olumsuz davrandı. Okuldan nefret ettim, orta ikide bıraktım. Kasap dükkanına çırak girdim’’ diye açıklıyor.
LİBYA'YA İŞÇİ GİTTİ
Askerlikten sonra Libya'ya işçi olarak giden Karakulak, dönünce de bir kasap dükkanı açmış. Sonra inşaat-hafriyat işlerine girişmiş. Hasan Karakulak şöyle devam ediyor: ‘‘İnşaat işinde başarılı olamadım ve 18 sene önce Bahçeliveler'de Yayla Ekmek Fırını'na ortak oldum. Fırıncılar kooperatifinde de görev aldım. Fırınların gittikçe kötüleşen hali beni bıktırdı. Bana göre fırıncılık dibe vurdu ve ‘bu iş artık böyle yapılmaz' diye ekmeğin, pastanın ve özel yemeklerin en kaliteli şekilde üretilip sunulacağı bir işyeri tasarladım. Bana ‘uçuyorsun' dediler. Ben de uçtum.’’
İlk de Panex'i 2001'in altıncı ayında Balmumcu'da açan ve beş yıldızlı otellere, lüks yerlere satış hedefleyen Karakulak, orada son tüketiciden büyük talep görünce Levent'teki de Panex'i 2002'nin dokuzuncu ayında açar. Kaliteli, temiz üretim ve şeffaf satış ortamı tüketiciden çok büyük destek alır. Karakulak ürün çeşidini geliştirmek için yurtdışında fuarlara gider araştırır ve çizgiyi oturtur. 2003'te bir tane de Bahçeliveler'e de Panex açar. Nisan sonunda ise Nurol Plaza'ya 800 metrekarelik bir de Panex daha açacak. de Panex'lerde çalışan sayısı 140'a ulaşacak.
FIRINDAN CANLI YAYIN
Hasan Karakulak, de Panex projesine başlarken, öncelikle kaliteli ve temiz üretim için ne yatırım gerekiyorsa ona odaklanır. Tüketicinin özellikle yiyecekte ucuza kaçışının bir felaket olduğuna inanan Karakulak şöyle konuşuyor:
‘‘Biz aslında bu girişimle büyük risk aldık. Çünkü klasik fırıncının gündeminde hep ‘daha ucuza nasıl üretiriz' sorusu vardı. Ben ‘fiyatı ciroyu baz almadan üretimde kaliteye odaklansam daha başarılı olurum' düşüncesiyle hareket ettim. Tüketici de bu düşünceyi haklı çıkardı. Son tüketici dışında kuruluşlar da bizim bu düşüncemizi ödüllendirdi. Swissotel'e, Lo'real'e, Sodexho'ya ürün veriyoruz, kendi başımıza catering yapıyoruz. Bize gelen müşteri imalatımızı büyük plazma ekrandan canlı yayınla izliyor.’’
de Panex’de müşteriler alışveriş yaparken imalathaneyi canlı yayında izleyebiliyor. Böylece imalat ortamının temizliği konusunda tedirginlik büyük ölçüde ortadan kalkıyor.
Fransızca gördüm ‘de Panex’ dedim
HASAN Karakulak, de Panex'in marka tescilini Türkiye genelinde yaptığını belirtiyor ve bu adı nasıl bulduğunu da şöyle anlatıyor:
‘‘Pan Latince ya da İspanyolca ekmek demek. Ex ise ben extra (daha güzel) ekmek yaptığım için Panex oluştu. Orta okulda da biraz Fransızca öğrenmiştim oradan da de aklımda kalmış. de Panex böyle çıktı.’’
Roche'la vitaminli ekmek başlıyor
DE Panex, Roche ile vitaminli ekmek projesine de giriyor. E vitaminli, kalsiyumlu ve laboratuvarda üretim öncesi-sonrası denetim altında bazı hastalıkları önleyici ekmekler yakında üretilecek.
HSBC anketinden çıktık Nurol Plaza'ya girdik
HASAN Karakulak, Nurol Plaza'da 800 metrekarelik bir de Panex açma girişiminin HSBC Bank çalışanlarının isteği üzerine gerçekleştiğini söyledi. Karakulak şöyle konuştu: ‘‘20 Kasım'da HSBC'de bomba patladı ve doğal olarak HSBC buradan Maslak'a taşındı. Malum biz bombalanan binanın yanıbaşındayız. Aynı acıyı, korkuyu biz de hissettik. de Panex'in en iyi müşterileri de HSBC çalışanlarıydı ve taşınmalarına doğal olarak üzüldük. Ancak bir süre sonra HSBC yetkilileri geldiler ve ‘Biz kendi personelimiz içinde bir anket yaptık, personelimiz sizin bize yakında bir yer açmanızı talep etti' dediler. Bunun üzerine Nurol Plaza'da 800 metrekare yer kiraladık. Bu kiralama konusunda HSBC yetkilileri de yardımcı oldular. HSBC'nin şimdiki binasına da günün belli saatlerinde servis hizmeti vereceğiz. Onların bu teveccühüne layık olmak için daha çok çalışacağız.’’
500 fırıncıyla ortak yeni marka yaratacağız
KLASİK fırıncılıkla ilgili yeni projeleri olduğunu belirten Hasan Karakulak, ‘‘Fırıncılık yerlerde sürünüyor. Kendini geliştirme derdi, eğitim kurumları, standart arayışı, denetim sistemi yok. İşletmeciyi koruyacak bir rekabet düzeni de yok. İstanbul'da 3 bin 500 fırın var ve bence 1500'ü fazla. Kimse para kazanamıyor. Rekabet yüzünden de çok kötü ekmek yapılıyor ve halk da bu ekmeği hergün tüketiyor’’ diye konuşuyor. Çok sayıda fırıncı arkadaşından yeni bir fırın zinciri tasarımı için teklif aldığını söyleyen Hasan Karakulak projesini de şöyle özetliyor:
‘‘İstanbul'da iyi konumdaki 500 fırını bir proje altında toplayabiliriz. Bazılarıyla başlangıç yapıyoruz. Bağımsız bir çatı altında ortak bir marka oluşturup, denetim ve eğitim sistemi kuracağız. Ürün gamını belirleyip, üretim ve hizmet standartını oturtacağız. Makine yatırımı, dükkan dekorasyonu, hammadde alımı gibi konularda toptan hareket edeceğiz. Amaç iyi bir organizasyonla Türkiye'nin tüm fırıncılarına model yaratmak.’’