İTO'dan para poltikalarında gevşeme talebi

Güncelleme Tarihi:

İTOdan para poltikalarında gevşeme talebi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2008 17:24

Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, para ve maliye politikalarında belli ölçüde gevşetmeye gidilmesi gerektiğini, böylece iç piyasanın rahatlayacağını belirterek, "Unutmamalıyız ki, 2009 yılında bizi ayakta tutacak olan iç taleptir" dedi.

Yalçıntaş, İTO Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, Aktütün Karakolunda ve Diyarbakır'daki saldırılarla ilgili, "Ulus olarak yüreğimiz yaralı, acımız büyük" diyerek, bu saldırıları gerçekleştirenlerin amaçlarına ulaşamayacaklarını bilmeleri gerektiğini kaydetti.

Küresel mali kriz konusunda İTO olarak bir rapor hazırladıklarını ve raporu hükümete sunacaklarını belirten Yalçıntaş, dünya ekonomisinin yeni bir restorasyon sürecine girdiğini, yeni dengeler oluşmaya başladığını kaydetti.

Yalçıntaş, "Bu dengeler ne zaman ortaya çıkacak? Nasıl yeni bir mali dünya düzeniyle karşılaşacağız? Bunu en erken 2 yıl sonra görebiliriz. 2010'a kadar oynayan taşlar ancak yerine oturacak" diye konuştu.

Şu anda olağanüstü bir dönemden geçildiğini ve Türkiye'nin de buna uygun şekilde tepki göstermesi gerektiğini ifade eden Yalçıntaş, her ne kadar 2001'den sonra alınan önlemlerle bankacılık sektörü sağlam temellere oturmuş olsa da Türkiye'nin hiç bir şey yokmuş gibi devam etmesinin mümkün olmadığını belirtti.
İTO Başkanı Yalçıntaş, hükümetin bu dalgadan korunmak için önlemler alması gerektiğini, geciken her saniyenin ödenecek bedeli büyüttüğünü ifade ederek, hükümetin ekonominin olumlu yanlarını güçlendirmesi gerektiğini söyledi.

Bu çerçevede Merkez Bankasına önemli görev düştüğünü dile getiren Yalçıntaş, "Merkez Bankası, bu dönemde Türk bankacılık sektörüne son derece yakın durmalı. Bankacılık sektörünün likidite ihtiyaçlarını, piyasa hareketlerini gözlemlemeli ve gerek duyduğu anda son derece hızlı hareket etmeli ki, Türk bankacılık sektörü etkilenmesin. Hiç bir zaman ekonomide uyguladığımız enflasyonla mücadele paketinden vazgeçelim demiyoruz. Ama para ve maliye politikalarımızda belli bir ölçüde gevşetmeye gitmemiz lazım. Belli bir ölçüde gevşetmeye gidelim ki, iç piyasa birazcık rahatlasın, iç talep artsın" diye konuştu.

Yalçıntaş, 2001 yılından beri Türkiye'nin ihracatla büyüdüğünü, ihracatının yüzde 60'ını gerçekleştirdiği AB'deki durum nedeniyle ihracatın azalacağını belirterek, Merkez Bankası daha sıkı politikalar uyguladığı takdirde iç piyasanın yavaşlayacağını, bundan reel sektörün de ciddi anlamda etkileneceğini kaydetti.

Global ekonomideki gelişmeler nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye'den çıkması ya da eskisi kadar fazla gelmemesinin mümkün olduğuna işaret eden Yalçıntaş, bunun dövizde yükselmeye neden olacağını, ancak bankacılık sisteminde döviz açısından açık pozisyon bulunmaması, özel sektörün elinde döviz risklerine karşı döviz varlıkları bulunması ve Türkiye'nin kısa vadeli borcunun 40-50 milyar civarında olması nedeniyle döviz piyasalarında bir oynama olsa dahi döviz rezervleri sayesinde dövizin bir süre tutulabileceğini belirtti.

Yalçıntaş, "Ama ne olursa olsun hazıra dağ dayanmaz. Döviz çıkışı ciddi anlamda devam ederse, piyasalarımızda ciddi döviz talebi ortaya çıkar. Ani bir döviz sıçrayışı döviz borcu ciddi olan reel sektörü zor durumda bırakır" şeklinde konuştu.

Şu anda enflasyonun yüzde 9-12 bandında seyrettiğini, ancak Merkez Bankası hedefinin yüzde 4-5 seviyesinde bulunduğunu ifade eden Yalçıntaş, "Merkez
Bankasının illa enflasyonu yüzde 4-5'e çekeceğim diye iç piyasayı sıkmaması lazım. Şu anda yüzde 9-12 arasındaysa enflasyonu bu kriz geçene kadar bu bantta tutmamız lazım. Unutmamalıyız ki 2009 yılında bizi ayakta tutacak olan iç taleptir. Eğer bu iç talebi boğarsak, ayakta kalmamız zorlaşır" dedi.

Yalçıntaş, büyümede ihracatın önemine vurgu yaparak, ihracatçıları desteklemek için iki enstrümandan faydalanılabileceğini, dışarıdan borçlanmadan hazine desteğiyle Eximbank'a ek finansman imkanları verilmesi gerektiğini, ayrıca geçmişte kullanılan ve reeskont kredilerinin kullandırılabileceğini söyledi.

Ayrıca Türkiye'nin Rusya, Ukrayna, Körfez ülkeleri gibi petrol kaynağına sahip ve krizden daha az etkilenecek ülkelere ihracatını artırması gerektiğini anlatan Yalçıntaş, "Türkiye'nin 2009 yılında en iyimser tahminle 35 milyar dolar, en kötümser tahminle 60 milyar dolar cari açığı olacak. Bizim bu parayı biryerlerden bulmamız lazım. Şu anda gözüken bu parayı sağlayacak en önemli kaynaklar Türki Cumhuriyetler, Bağımsız Devletler Topluluğu, Rusya, Ukrayna ve Körfez ülkeleridir" dedi.

Murat Yalçıntaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkelerde ciddi itibarı bulunduğunu belirterek, bu ülkeleri ziyaret ederek ticari ilişkileri artırmanın belki de tam zamanı olduğunu kaydetti.

"BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KREDİLERİ KESMEMESİ LAZIM"

Yalçıntaş, ayrıca cari açığın çözümünde giderlerin de azaltılması gerektiğini, bu çerçevede enerji tasarrufuna yönelinmesi ve içeride ucuz, güvenilir ve temiz enerji üretimi sağlanması için çalışmaların artırılması gerektiğini söyledi.

İTO Başkanı Yalçıntaş, şöyle devam etti:
"Bu krizin Türkiye'yi etkilememesi, reel sektörle bankacılık sektörü arasındaki ilişkinin bozulmamasına birebir bağlıdır. Biz Türkiye olarak öyle bir ülkeyiz ki hiç yoktan kriz çıkarmayı beceriyoruz. Bu sefer de bankacılık sektörü ile reel sektör arasındaki ilişki herhangi bir şekilde bozulursa bize vurmayacak kriz, gelir bize vurur. Bankacılık sektörünün reel sektöre verdiği kredileri kesmemesi, geri almaması, erken geri çağırmaması, şartları zorlaştırmaması, problem çıkarmaması lazım."

Krizden korunmak için özel sektörün de yapması gerekenler olduğunu söyleyen Yalçıntaş, ihracatta krizden az etkilenecek ülkelere ağırlık verilmesi, döviz geliri olmayanların dövizle borçlanırken dikkatli olması, risk alırken ihtiyatlı davranılması, mümkün olduğu kadar likit kalınması gerektiğini dile getirdi.

Yalçıntaş, siyaset ve ekonominin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurgulayarak, "Bu zaman, içeride kavga edecek, Türkiye'yi belirsizliklere, kavgaya sokacak zaman değildir. Bu zamanda herkesin omuz omuza olması lazım. Kendi iç kavgalarımızı birazcık kenara bırakmamız lazım. Umuyorum ve inanıyorum ki, Türkiye ekonomisi sağlam temelleri, güçlü özel sektörü ve basiretli yöneticileri sayesinde bu krizden en az zararla çıkacaktır" dedi.

Meclis toplantısında, Avrupa Meslek Beceri Yarışmasında jüri özel ödülü alan gençlere Yalçıntaş tarafından birer hediye verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!