İnatlaşmak durumu daha da kötüleştiriyor

Güncelleme Tarihi:

İnatlaşmak durumu daha da kötüleştiriyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2001 00:00

1999 yılının sonunda IMF'nin desteğiyle uygulayacağımız programın bütün dünya tarafından itibar görmesine ihtiyacımız vardı. O dönemde bize verilecek para önemli değildi. Önce kasım ayında sonra da şubat ayında saçmaladık. Şimdi, IMF'nin desteğine hem uluslararası itibar için hem de vereceği para için ihtiyacımız var.Artık ‘‘efelik’’ etmenin zamanı geçti. Türkiye ekonomisinin yüklü bir dış destek almadan yoluna devam etmesi olanağı kalmadı. Bu gerçeği kabul edelim. Adımlarımızı ona göre atalım.BU MU İSTENİYOR?Yüzde 80 faizle borçlanarak Hazine'nin iç borçlarını döndüremeyeceği konuşuluyor. Yani, IMF'den aldığımız yüklüce mali yardıma rağmen bu faizlerle bir gün iç borçların konsolide edebileceği olasılığının çok yüksek olduğu vurgulanıyor.IMF ile inatlaşarak ‘‘onurlu politika’’ izlendiğini düşünenler, faizlerin yüzde 90'lara ulaştığını, dolar kurunun psikolojik baraj diye düşünülen 1 milyon 300 bin lirayı geçtiğini mutlaka görüyorlardır. Yüzde 80 faizlerle borçlarını ödeyemeyecek olan Hazine, yüzde 90'lardaki faizlerle borçlarını nasıl döndürecek?Efelik yapılarak Türkiye ekonomisi çok ciddi bir çıkmazın içine sürüklenmektedir. IMF ile ilişkilerin bitebileceği haberi dahi ortalığı toz duman etmektedir. İlişki gerçekten bittiğinde ise ekonominin tüm çarklarının durması söz konusu olacaktır.Ekonominin çarklarının durması demek iç ve dış borçlarımızı ödeyebilme olanağımızın kalmaması demektir. Yurtiçinde de ödemelerin durması söz konusu olacaktır. Maaş ve ücretler ödenemeyecektir. İşsizlik rekorlar kıracaktır.İthalat yapılamayacağından, yurtiçinde üretim duracağından mal kıtlıkları başlayacaktır. Fiyatlar fırlayacaktır. Bir yandan işsizlik, diğer yandan hiperenflasyon nedeniyle fakirleşeceğiz.Böyle bir ortamda ne para politikası ne de kur politikası alıştığımız şekilde sürdürülemez. Döviz üzerinden işlem yapmak zorlaştırılacaktır. Sermaye hareketleri kısıtlanacaktır. Kumanda ekonomisi uygulanacaktır. Kısacası, ekonomik özgürlüklerimiz kısıtlanacaktır. İşin acı tarafı, içine düşülen kaostan çıkmak için yine IMF'nin desteğine ihtiyaç duyulacaktır.Bu mu isteniyor?MECBURENGelinen noktada IMF ile inatlaşmak Türkiye'de hiç kimsenin yararına değildir. İçinde yaşadığımız ekonomik şartlarda, siyasi oyunlar oynayacak ya da vatandaşa kendimizi sevimli gösterecek lüksümüz yoktur. İstekleri haklı ya da haksız olsun, IMF'nin arzularını harfiyen yerine getirmek zorundayız.İçinde yaşadığımız şartları ve alternatifimizin ne olduğunu gördüğümüzde gereksiz çekişmeler yaratarak IMF ile tansiyonu yükseltmenin bir nedeni de kalmamaktadır.Doğruyu da, haksızlık diye gördüklerimiz dayatmaları da itiraz etmeden en iyisiyle yapalım. Başka seçeneğimiz yoktur. Seçenek diye görebileceğimiz yollar bizi üçüncü sınıf bir dünya ülkesi yapacak yollardır.Telekom krizini aşmak yetmez. Artık, yeni sürtüşmelere izin vermeyelim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!