IMF: Türkiye krizden korundu

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'nin aldığı başarılı ekonomik önlemler sayesinde, 1998'da yaşanan global ekonomik kriz salgınından korunabildiğini açıkladı. IMF, OECD üyesi olmasının Türkiye'de bankacılık riskliliğini azalttığını savundu.

Uluslararası Para Fon'u (IMF), Türkiye'nin aldığı ekonomik önlemler sayesinde, 1998'deki ekonomik kriz salgınından korunabildiğini bildirdi.

IMF tarafından yayınlanan, ‘‘Dünya Ekonomisi'nin Görünümü’’ raporu çerçevesinde yapılan Türkiye ekonomisi analizine göre, Türkiye, enflasyonu indirmek, mali disiplini sağlamak ve küresel ekonomik kriz salgınından korunabilmek için başarılı makro ekonomik önlemler aldı.

IMF, Türkiye'nin aldığı ekonomik önlemler sayesinde, kriz salgınının yoğun ve şiddetli olduğu yaz döneminde, bu krize yakalanmadığını kaydetti.

Para Fonu'nun analizinde, küresel kriz devam ederken, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun yanlış döviz politikası sonucu döviz rezervleri erirken, alınan ekonomik önlemler sayesinde, Türkiye'nin döviz rezervleri istikrarlı bir çizgide seyrettiği vurgulandı.

Türkiye'de, faizlerin, piyasaların uygun olmaması nedeniyle, dış borçlanma gerçekleştirememesi ve siyasi belirsizlikten kaynaklanarak yükseldiğinin belirtildiği analizde, alınan ekonomik önlemlerin ve yapısal reformların sürdürülmesi gerektiği belirtilirken, Türkiye'nin, 1999'un ilk aylarında, toplam borcunun üçte birini ödeyeceği hatırlatıldı ve bu borcun rahat bir şekilde ödenebilmesi için, faizin düşmesi gerektiği vurgulandı.

IMF, ekonomik önlemlerin ve yapısal reformların sürdürülmesinin, yatırımcının güvenini sağlıyacağını da ifade etti.

KÜRESEL ÇALKANTI

Fon'un analizinde, Türk banka sistemine de değinildi. Türkiye'de bankacılık sektörünün, ülkeye sermaye girişinde önemli bir role sahip olduğunun vurgulandığı analizde, küresel mali çalkantının, bankacılık sisteminin hassasiyetini ve kredi riskini arttıracacağı ifade edildi.

Analizde, Türkiye'de kamu bankalarının, toplam bankacılık sektörünün üçte birinden fazla bir paya sahip olduğu ve bu bankaların, belirli sektörleri sübvanse ettiği kaydedildi. Küresel kriz nedeniyle, Türkiye'de, bankaların açık döviz pozisyonlarının arttığının hatırlatıldığı analizde, bankacılık sisteminin çoğunlukla hazine bonosu satın aldığı, bu hazine bonalarını da, vergi avantajları nedeniyle repolarla finanse ettikleri belirtildi.

OECD FAKTÖRÜ

IMF, Türkiye'nin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi olmasının, bankacılık sektörünün riskliliğini azaltan bir unsur olduğunu, bu nedenle, yabancı bankaların, Türk bankalarıyla çalışmayı tercih ettiklerini vurguladı.

Türkiye'deki özel bankaların önemli bir kesiminin büyük şirketlere ait olduğunun altını çizen IMF, özellikle rating şirketlerinin, bu bankaların, kredi limitlerini aşarak kredi riskinin artabileceği kaygısını taşıdığını ifade etti.

CARİ İŞLEMLER AÇIĞI

IMF'nin analizinde, Türkiye'nin, Rusya krizinden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiği belirtilirken, bunun nedeni olarak, Türkiye'nin Moskova ile sıkı ticari bağlarının bulunması gösterildi.

Analizde, Rusya krizinden sonra, Türkiye'den, 4.5 milyar dolarlık bir sermaye çıkışının gerçekleştiği, döviz rezervlerinin de 20 milyar dolarlara indiği vurgulandı.

IMF, Türkiye'nin, gelecek yılki cari işlemler açığının ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 2.6'sı oranında gerçekleşeceği tahmininde bulundu.