IMF Başkanı:" Türk hükümetine güveniyoruz"

Köhler, IMF İcra Kurulu'nun toplantısında Türkiye'ye yönelik alınan kararları değerlendirirken, uluslararası bankaların Türkiye'ye destek yönünde niyet beyan etmelerinden de memnuniyet duyduklarını söyledi.

Horst Köhler, Türkiye'nin ekonomik programının başarıya ulaşmasında, üzerinde anlaşılan önlemlerin harfiyen uygulanmasının yaşamsal önem taşıdığını vurguladı.

Köhler'in Türkiye'ye ilişkin açıklaması şöyle:

"IMF İcra Kurulu, Türk hükümetini, piyasalarda güveni yeniden sağlama ve bir yıl önce başlanan iddialı istikrar ve reform programının mali piyasalardaki dalgalardan olumsuz etkilenmesini önleme yönünde hazırladığı kapsamlı politika paketinden dolayı tebrik etmektedir.

IMF İcra Kurulu'nun bugünkü kararı, Türk hükümetinin bu iddialı programı uygulama yönündeki kararlılığına IMF'in duyduğu güvenin açık bir göstergesidir. IMF İcra Kurulu ayrıca, 11 Aralık'ta Frankfurt'ta yapılan toplantıda, uluslararası bankaların Türkiye'ye destek niyetlerini dile getirmelerinden de memnuniyet duymaktadır.

Bu programın amacı, enflasyonu 2002 yılında tek haneli rakamlara indirmek, sürdürülebilir bir mali pozisyon sağlamak, ekonomideki kronik yapısal verimsizlikleri tedavi etmek ve sürdürülebilir bir büyüme düzeyi sağlamaktır. Mali politikaların öngörüldüğü gibi 2001 yılında sıkı şekilde uygulanması özellikle dış işlemler dengesinin düzeltilmesi ve enflasyonun düşürülmesi için gereklidir.

Programın gelirlere ilişkin önlemlerinin erkenden uygulamaya sokulması ve devlet harcamalarındaki büyümenin gayri safi milli hasıladaki artışın altında tutulması kararı takdire değerdir.

Enflasyona karşı mücadele, hükümetin kamu sektöründeki sıkı gelir politikası ve enflasyon hedefine uygun ücret ve fiyat artışları konusunda toplumsal gruplar arasında anlaşma sağlanmasını hızlandıracak önlemlerle desteklenebilecektir.

Para politikasıyla ilgili olarak bu program, kriz sırasında ortaya çıkan fazla iç likiditenin aşama aşama düşürülmesini dolayısıyla döviz rezervlerinin tekrar artmasını ve hükümetin politikalarına olan güvenin yükselmesini öngörmektedir.

1 Temmuz 2001 tarihinden itibaren, döviz kuru marjının açılması kararıyla ilgili olarak da, hükümetin enflasyon hedefine yönelme yönündeki niyet açıklaması, parasal çerçevenin orta dönemdeki gelişimini açığa çıkarma bakımından memnuniyet verici bir durumdur.

Bu açıklama, belirsizliklerin ve faiz oranları düzeyinin düşürülmesine katkıda bulunacaktır.

Bankacılık alanında Türkiye'deki bankaların bütün mevduat sahipleri ve kreditörlerine geçici garanti verilmesi, bankaların denetlendirilmesinin güçlendirilmesi yolunda önlemler, bankacılık sisteminde güvenin hızla yeniden kazanılmasında kilit önem taşıyacaktır.

Üzerinde anlaşılan önlemlerin harfiyen uygulanması, programın başarısı için yaşamsal önem taşımaktadır.

Banka birleşmelerini kolaylaştıran yasanın yakınlarda kabulü de bankacılık sisteminin güçlendirilmesi yönünde önemli bir önlemdir.

Son olarak hükümetin özelleştirme programına yeniden hız verme ve aralarında Telekom ve enerjinin de bulunduğu alanlardaki temel mal ve hizmetleri özelleştirme yolundaki kararlılığı, ekonomik verimliliği artırıcı kamu borçlarını düşürücü ve döviz rezervlerini yükseltici yönde kilit adımlardır." (aa)