İki devin isyanı

Güncelleme Tarihi:

İki devin isyanı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 1999 00:00

Haberin Devamı

Merkez Bankası Mevduat Sigorta Fonu'nun Interbank'la birlikte üç bankaya sahip olması, Koç ve Sabancı grubu bankalarını isyan ettirdi. Koçbank Genel Müdürü Engin Akçakoca, ‘‘Bankalar da serbest piyasa kurallarıyla çalışmalı. Mevduat Sigorta Fonu'nun zora düşen bankayı alması haksızlık’’ dedi.

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı da, ‘‘Kamu kaynaklarıyla bankaları korumanın mantığı yok. Mevduata sınırsız güvencenin kaldırılması kaçınılmaz oldu. Küçük mevduat sahiplerini korumak için kurulan Fon, yüksek faizle hesap açan büyük şirketleri ve bankaları koruyor’’ diye konuştu.

Bankacılık sektörü, Türkbank ve Bankekspres'ten sonra Bursa Milletvekili Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu Interbank'ın da Merkez Bankası Mevduat Sigorta Fonu yönetimine devri üzerine harekete geçti. Türkiye'nin iki büyük grubu, Koç Holding ile Sabancı Holding'e bağlı bankaların yöneticileri, zor duruma düşen bankaların Mevduat Sigorta Fonu tarafından devralınmasının ‘‘yanlış ve haksız bir uygulama’’ olduğunu savundu.

Koçbank Genel Müdürü Engin Akçakoca, ‘‘Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun mali durumu zora giren bankaları devir almaya hakkı bulunmaması gerekir. Korkunun ecele faydası yoktur. Serbest piyasa ekonomilelerinde mali durumu zora giren şirketler neler ile karşı karşıya kalıyorsa bankalar da aynı ortamda değerlendirilmelidir’’ dedi.

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı da, ‘‘Kamu kaynaklarıyla bankaları korumanın bir mantığı yoktur, mevduata sınırsız güvencenin kaldırılması kaçınılmaz olmuştur’’ diye konuştu.

GÖZDEN GEÇİRİLSİN

Koçbank Genel Müdürü Engin Akçakoca, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'nun bankaları devralması uygulamasının ciddi olarak yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Akçakoca, şöyle konuştu:

‘‘Türkiye'deki bankacılık düzeninin zaafları, diğer bir deyimle yetersiz özvarlık, devletin ağırlığı, batak kredilerin yoğunluğu, yetersiz denetim ve müeyyidelerin uygulandığı herkes tarafından biliniyordu. Kriz sıralarında mali yapıları daha da zora giren bankalara 1994'de tasarruf mevduatı için yüzde 100 devlet garantisi verilmiş ve bu uygulamanın geçici bir süre için olacağı açıklanmıştı. Ancak, son 4 yıl içinde hiçbir siyasetçi bu uygulamayı kaldırmaya cesaret edemedi. Son zamanlarda iş daha da ileriye götürülerek tasarruf mevduatına yüzde 100 güvence verilmekle yetinilmedi. Mali durumları bozuk olan bankalar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devir alınmaya başlandı.’’

Akçakoca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun en büyük ve önemli kaynağını bankaların tasarruf mevduatı üzerinden üç ayda bir yatırdıkları yıllık yüzde 1 oranındaki primler olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

‘‘Yani bu paralar, milyonlarca tasarruf mevduatı sahibi mudinin mevduatı üzerinden bankalarca ödenen primlerdir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun bu primleri kullanarak mali durumunu zora giren bankaları devir almaya hakkı bulunmaması gerekir. Korkunun ecele faydası yoktur. Serbest piyasa ekonomilerinde mali durumu zora giren şirketler neler ile karşı karşıya kalıyorsa bankalar da aynı ortamda değerlendirilmelidir.’’

RİSKE KATLANSINLAR

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı da, serbest piyasa ekonomisinde yüksek kár marjı için risk alan şirketlerin ‘‘Riskin sonuçlarına da katlanmak’’ zorunda olduğunu ifade etti. Çulhacı, bu tür şirketlerin zararlarının başkaları tarafından ödenmesinin beklenemeyeceğini kaydetti. Çulhacı, gerçekte fonun kuruluş amacının, ‘‘Piyasalar hakkında yeterli derecede bilgi sahibi olması gerekmeyen, risklere karşı korunmaya muhtaç’’ küçük bireysel mevduat sahiplerinin korunması olduğunu kaydederek, bugün bu sistemin esas olarak bu bankalara yüksek faizle hesap açan büyük şirketleri ve bankaları koruduğunu söyledi. Zor durumdaki bankaların fona devredilmesi ile yüksek kár getirisi amacıyla bu bankalara para yatıran ve kredi veren büyük şirket ve bankaların korunduğunu belirten Çulhacı, ‘‘Böylece büyük şirketlere ve bankalara kamu fonları aktarılıyor’’ dedi.

Merkez Bankası holding gibi

Devlet bankalarının özelleştirilmesi çabalarını hatırlatan Koçbank Genel Müdürü Engin Akçakoca, ‘‘Diğer taraftan özel bankalar Fon vasıtasıyla devletleştiriliyor. Merkez Bankası Fon vasıtasıyla ticari bankacılık yapmaya başlıyor ve en büyük bankacılık holdingi oluyor. Bugünkü uygulamada fonun bankaları ne şartlar altında devir aldığı açıklanmıyor. Yönetime getirilen eski ve saygın bankacılara ne misyon verildiği belirtilmiyor.’’ dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!