Şimdi üretim zamanı

Güncelleme Tarihi:

Şimdi üretim zamanı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2017 18:51

ETSO Başkanı Zıpkınkurt: OSB’de doluluk yüzde 90’a ulaştı

Edirne’nin üretim ve lojistik merkezi olmaya aday bir konumda bulunduğunu belirten Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, “20 yıl önce kurulmuş olan Organize Sanayi Bölgesi’nin doluluk oranı yüzde 90’a ulaştı. ” dedi.

Türkiye’nin 5 sınır kapısına 150 kilometre uzaklıkta bulunan Edirne’de son yıllarda sanayi yatırımları artmaya başladı. Şehrin üretim ve lojistik merkezi olmaya aday olduğunu dile getiren Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, “20 yıl önce kurulmuş olan Organize Sanayi Bölgesi’nin doluluk oranı yüzde 90’a ulaşmıştır. Faaliyet gösteren işletme oranı ise yüzde 44 ile sınırlıdır. Yani sanayici Edirne’de ışık görmüş, yerini almış ama üretim yapmıyor. Bu konunun üzerine gitmemiz lazım” dedi.

4 TİCARET BORSASI
Edirne’nin avantajları hakkında bilgi veren Recep Zıpkınkurt, şöyle konuştu: “Edirne’de, Süloğlu ilçesinde, Türkiye’nin 5 sınır kapısına maksimum 150 kilometre, İstanbul limanına 250 kilometre, Tekirdağ limanına 150 kilometre mesafede, tam bir üretim ve lojistik noktası olmaya aday bir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunmaktadır. Edirne’yi ticari perspektiften ele alacak olursak aynı sanayide olduğu gibi, tarım arazilerinin ticarete de yansıdığını görüyoruz. Ağırlıklı olarak tarım ürünlerinin ticaretinin yapıldığı şehirde, 4 adet Ticaret Borsası bulunmaktadır. Bu borsalarda belirlenen fiyatlar ülkedeki hububat fiyatlarının belirlenmesinde de önemli rol oynamaktadır.”

12’İNCİ SIRADA BULUNUYOR
Recep Zıpkınkurt, şöyle devam etti: “Osmanlı’ya bir asır başkentlik yapmış açık hava müzesi olan Edirne’yi anlatacak olsak, günlerce konuşsak bitiremeyiz. Şehirlerin bazı dinamikleri vardır. Bu dinamikler şehrin güçlü yanları, onu hak ettiği yere taşıyacak potansiyellerdir. Şehrini yukarılara taşımak isteyen her söz sahibi bu dinamikleri ele alır, onları bir kalkan gibi kullanır. Edirne ili, ‘Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi’ne göre 12’nci sırada, tarım ve hayvancılık sektörlerinde üst sıralarda olan bir kenttir. Verimli arazilere sahip olan sahada, arazilerin yüzde 61’i tarım alanıdır. Buğday, ayçiçeği ve çeltik üretiminde dünya ortalamasının üzerinde verim alınmaktadır. Sanayisi gelişen iller arasında olan Edirne ilinde sanayi siciline kayıtlı sanayi işletmesi sayısı 269’dur. Tarıma dayalı sanayinin ağırlıklı olarak yer aldığı Edirne ilinde diğer bir sanayi sektörü de tekstil sektörüdür.”

TURİZM YATIRIMI ARTIYOR
“Turizm sektörü, Edirne ilinin en büyük dinamiklerinden biridir. 93 yıl Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmasından dolayı şehir; tarihi eserlerle doludur ve turizm il için önemli bir gelir ve istihdam kaynağıdır. Tarihi geçmişi ve kültürel birikimiyle Edirne; turizm sektöründe büyüme potansiyeli taşımaktadır. Son olarak, Edirne’de güçlü ve rekabetçi sektörler gıda, turizm ve tekstil iken, potansiyel yatırımlar açısından özellikle seracılık, enerji yatırımları, otel ve turizm yatırımları caziptir.”

EDİRNE İÇİN 7 KRİTİK MADDE
Edirne’de ekonomiyi geliştirerek, ticaret hacmine canlılık kazandırmak ve arttırmak için bazı önemli konular olduğunun altını çizen Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, bunları şöyle sıraladı:

1) GÜNÜBİRLİK TURİSTLER
- Edirne en büyük turisti Yunanistan ve Bulgaristandan almaktadır. Dolayısı ile günübirlik gelerek şehrimize döviz bırakan misafirlerimizi hoş tutmalı, en iyi biçimde istifade etmek için koşulları iyileştirmeli, ilişkilerimizi sıcak tutmalıyız. Gerek STK’lar, gerek TSO’lar olarak yakın diyalog ve işbirliği içinde olmalıyız.

2) ESNAFIN VERGİ YÜKÜ
- Günümüzde mülk ve emlak fiyatlarının artışına bağlı olarak, kiralar da yukarı çekilmekte. Esnaf ve tüccarımız, işini icra edebilmesi ve para kazanabilmesi için, maliyet ve giderlerinin minimum seviyede olmasına ihtiyaç duymakta. Örneğin stopaj esnafa büyük bir yük getirmektedir. Stopajın hiç değilse yüzde 5 oranına düşürülerek, istihdam ve işgücü maliyetleri azaltılarak, esnaf ve tüccarımızın nefes alması sağlanmalıdır. Diğer taraftan vergisini vaktinde ödeyen işletmelerin vergilerinin düşürülmesi, hem esnaf ve tüccarı rahatlatacak, hem de kayıt dışı ekonomiyi engelleyecektir.

3)İŞYERLERİ İÇİN TEDBİR
- Edirne ili, özellikle mevcut tekstil sanayisi ile, kadın istihdamında Türkiye’nin en önde gelen ilidir. Ancak yine istihdam ve işgücü maliyetlerinin fazla olması münasebetiyle, sanayi işletmeleri ya kapanmakta ya da maliyetin daha az olduğu Balkan ülkelerine taşınmaktadır. Bu noktada gerekli tedbirler alınmadığı sürece, sadece bölge değil, ülke ekonomisi de kaybetmeye mahkumdur.

4)TEŞVİK SİSTEMİ
- Hali hazırda uygulanan teşvik sistemlerinde, Türkiye’nin çoğu ilini tek bir çatı altına alan bir uygulama doğru değildir. O şehrin dinamiklerini, güçlü yönlerini ancak o şehire göre belirlersiniz. Örneğin bölgemiz tarım bölgesi olduğundan, sanayi de tarıma dayalı olarak gelişme eğilimi göstermekte. Siz eğer bölgeyi bu alanda desteklerseniz, engellenemez bir gelişim yaşanacaktır. Bu kapsamda “İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri” de, bölgelerin dinamiklerine göre oluşturulmalı. Bu şekilde, hammadde bölgeden temin edilirken, lojistik giderleri de en alt seviyeye otomatik olarak çekilecektir.

5)YARDIMLARIN KULLANIMI
- Mesleki eğitimlerin yaygınlaştırılması çok önemli, Avrupa bunu yapıyor. Ülkemizde şuanda 2.5 milyon aileye para yardımı yapılıyor ve artık devletin sağladığı yeşil kart, işsizlik desteği gibi yardımlar kötüye kullanılır hale geldi. Tabiki ihtiyacı olanlar desteklenmeli. Ancak ülkede bu kadar işsizlik varken, işçi bulamaz olduk. Devletten yeşil kartını alan, işsizlik desteği alan herkes, hiçbir üretim yapmadan hazır gelen destekle yaşıyor ve en kötüsü de bunu kötüye kullanıyor. Avrupa’nın hemen her ülkesinde, bu tip yardımlar belli bir koşulla verilmektedir. Eğitim demek üretim demektir. Örneğin bu yardımları doğrudan sağlamadan evvel, kişilerin bir mesleki kursa kayıt olmaları şartı koşulmalı. Bu problem ancak insanlara bir yetenek, beceri kazandırdığınız da çözülecektir. Örneğin halk eğitim tarafından açılan, bakıcılık, garsonluk, temizlik vb kurslar, ara eleman yetişmesine de imkan verecektir.

6)ŞEHİR İÇİN YATIRIMLAR
- Küçük esnaf ve tüccarımızın yıllardır beklediği yasa tasarısı ise, büyük marketler yasa tasarısıdır. Şehirlerimizin ortasına konumlanan, hatta ve hatta sokak aralarına kadar giren marketler, yerli esnaf ve tüccarı mağdur etmektedir. Tabiki AVM’lere karşı değiliz, fakat esnafın da gözümüzün önünde eriyip yok olmasına karşın gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.

7)İTHALATA BAĞIMLILIK
- Düşük kur sanılanın aksine çok da faydalı bir eğilim değil. Bölgemizde faaliyet gösteren sanayicimiz bile, düşük kur sebebi ile, hammaddesini komşu ülkemiz Bulgaristan’dan temin etmeye başlamıştır. Kur biraz yükselince, hemen yine iç piyasaya dönüş yaşanmaktadır. Dolayısı ile kurun sürekli aşağı çekilme ve düşük tutulma çabaları, ülkemiz iç piyasasına olumsuz yansımakta, ekonomimizi ithalata bağımlı hale getirmektedir.

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!