Hisarcıklıoğlu: Şov zamanı değil
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2008 15:35
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş adamlarının “öldük-bittik” yönünde açıklamalar yaparak bankaların sektörlere desteğini çekmesine neden olabilecekleri uyarısında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, “Böyle yaparsak 70 milyon olarak ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. İş şov zamanı değil. Popülizm yapmak zamanı değil. Bugün 40 tane düşünüp bir tane konuşma zamanı” dedi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı’na katılan Hisarcıklıoğlu, kriz ortamında yapılan açıklamaların önemli olduğunu belirterek, “Bugün her şeyi, herkesin konuşma günü değil. Bizlere düşen neyi, nerede, ne zaman konuşacağını bilmek. Mühim olan işin farkında olmak, bu işin tedavisi için neler yapılması gerektiğini söylemek, biz bunu iletiriz” dedi.
Söylemlere dikkat edilmesi uyarısını yapan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
“Biz, ‘Yandık, bittik, öldük, mahvolduk’ dersek bütün piyasalar daralır, bankacılık da daralır, tüketim de daralır. Bu sefer 70 milyon olarak hepimiz kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Ama ‘Hiçbir şey yok, güllük gülistanlık’ dersek inandırıcı olamayız. Bu sıkıntıları düzgün şekilde, karar merci neresiyse oraya getirmemiz lazım. İş şov zamanı değil. Hiç birimiz için, başta benim için. Popülizm yapmak zamanı değil. Bugün 40 tane düşünüp bir tane konuşma zamanı.”
Daha önce tanık olduğu bir olaya atıfta bulunan Hisarcıklıoğlu, kişisel olarak kredi sorunu yaşan bir işadamının sektörün kredilerinde sorun olduğu yönünde açıklamalar yapması nedeniyle, tüm bankaların sektörden elini çektiğini anlattı.
KRİZ MALİ SEKTÖRDEN REEL SEKTÖRE KAYIYOR
Krizin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, mali sektörden reel sektöre doğru kaydığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, krizin Türkiye’de finansman, dış ticaret ve kamu maliyesini etkileyeceğini ifade etti.
Cari açık sorununun önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’de, Cumhuriyet ve Osmanlı dönemi de dahil bütün krizler cari açığı finanse edemediğimizden dolayı oluşmuştur” dedi.
Dolar borcu konusunda reel kesimin uyarılmasına tepki gösteren Hisarcıklıoğlu, “Türk Lirasıyla uygun koşullu kredi vardı da biz mi almadık?” dedi.
BANKALAR KREDİLERİ GERİ ÇAĞIRMASIN
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de, ekonomik göstergelerdeki bozulmaya vurgu yaparken, gereken tedbirlerin hızla bozulması gerektiğini ifade etti. “Her şeyden önce ekonominin damarlarında dolaşan kan olan kredi hacmindeki daralmanın mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. Son günlerde bankaların kredileri geri çağırmaya başladıklarını, şahsi kelafet gibi bazı kredi mekanizmalarını ise kapattıklarını kaydeden Özdebir, şunları söyledi:
“Bankalar müşterilerine açtıkları kredileri aşırı yüksek faizlerle yenilemeyi önermekte, ya öde ya da kapat demektedirler. Bankaların, küresel kriz karşısında endişeye kapılıp daha ihtiyatlı davranmalarını anlayışla karşılıyoruz. Ancak, burada ölçü önemlidir. Aşırı katı uygulamalar, reel sektör için olduğu kadar bankalar için de olumsuz, onarılması güç sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle bankalarımız gereksi yere kredileri geri çağırmamalıdırlar. Bir savunma refleksiyle kredi hacmini daraltmaya yönelen bankacılık kesimini rahatlatmak ve kredi hacmindeki daralmayı frenlemek için mevduat zorunlu karşılık oranları da düşürülmelidir.
Reel sektörde işçi çıkarmalarının başlayacağını ifade eden Özdebir, kıdem tazminatları sorununun çözülmesini, İşsizlik Fonu’nun reel sektör için kullanılmasını, çalışanların maaşlarının ödenmesinde sorun çıkacak olması öngörüsüyle hukuki düzenleme yapılması, sektörel ve bölgesel asgari ücret uygulanmasını, elektrik fiyatlarının ihracatçıların sözleşmeleri bazında sabitlenmesini istedi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı’na katılan Hisarcıklıoğlu, kriz ortamında yapılan açıklamaların önemli olduğunu belirterek, “Bugün her şeyi, herkesin konuşma günü değil. Bizlere düşen neyi, nerede, ne zaman konuşacağını bilmek. Mühim olan işin farkında olmak, bu işin tedavisi için neler yapılması gerektiğini söylemek, biz bunu iletiriz” dedi.
Söylemlere dikkat edilmesi uyarısını yapan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
“Biz, ‘Yandık, bittik, öldük, mahvolduk’ dersek bütün piyasalar daralır, bankacılık da daralır, tüketim de daralır. Bu sefer 70 milyon olarak hepimiz kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Ama ‘Hiçbir şey yok, güllük gülistanlık’ dersek inandırıcı olamayız. Bu sıkıntıları düzgün şekilde, karar merci neresiyse oraya getirmemiz lazım. İş şov zamanı değil. Hiç birimiz için, başta benim için. Popülizm yapmak zamanı değil. Bugün 40 tane düşünüp bir tane konuşma zamanı.”
Daha önce tanık olduğu bir olaya atıfta bulunan Hisarcıklıoğlu, kişisel olarak kredi sorunu yaşan bir işadamının sektörün kredilerinde sorun olduğu yönünde açıklamalar yapması nedeniyle, tüm bankaların sektörden elini çektiğini anlattı.
KRİZ MALİ SEKTÖRDEN REEL SEKTÖRE KAYIYOR
Krizin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, mali sektörden reel sektöre doğru kaydığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, krizin Türkiye’de finansman, dış ticaret ve kamu maliyesini etkileyeceğini ifade etti.
Cari açık sorununun önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’de, Cumhuriyet ve Osmanlı dönemi de dahil bütün krizler cari açığı finanse edemediğimizden dolayı oluşmuştur” dedi.
Dolar borcu konusunda reel kesimin uyarılmasına tepki gösteren Hisarcıklıoğlu, “Türk Lirasıyla uygun koşullu kredi vardı da biz mi almadık?” dedi.
BANKALAR KREDİLERİ GERİ ÇAĞIRMASIN
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de, ekonomik göstergelerdeki bozulmaya vurgu yaparken, gereken tedbirlerin hızla bozulması gerektiğini ifade etti. “Her şeyden önce ekonominin damarlarında dolaşan kan olan kredi hacmindeki daralmanın mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. Son günlerde bankaların kredileri geri çağırmaya başladıklarını, şahsi kelafet gibi bazı kredi mekanizmalarını ise kapattıklarını kaydeden Özdebir, şunları söyledi:
“Bankalar müşterilerine açtıkları kredileri aşırı yüksek faizlerle yenilemeyi önermekte, ya öde ya da kapat demektedirler. Bankaların, küresel kriz karşısında endişeye kapılıp daha ihtiyatlı davranmalarını anlayışla karşılıyoruz. Ancak, burada ölçü önemlidir. Aşırı katı uygulamalar, reel sektör için olduğu kadar bankalar için de olumsuz, onarılması güç sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle bankalarımız gereksi yere kredileri geri çağırmamalıdırlar. Bir savunma refleksiyle kredi hacmini daraltmaya yönelen bankacılık kesimini rahatlatmak ve kredi hacmindeki daralmayı frenlemek için mevduat zorunlu karşılık oranları da düşürülmelidir.
Reel sektörde işçi çıkarmalarının başlayacağını ifade eden Özdebir, kıdem tazminatları sorununun çözülmesini, İşsizlik Fonu’nun reel sektör için kullanılmasını, çalışanların maaşlarının ödenmesinde sorun çıkacak olması öngörüsüyle hukuki düzenleme yapılması, sektörel ve bölgesel asgari ücret uygulanmasını, elektrik fiyatlarının ihracatçıların sözleşmeleri bazında sabitlenmesini istedi.