‘Hile danışmanları’ etsiz sosis, sütsüz peynir yarattı

Güncelleme Tarihi:

‘Hile danışmanları’ etsiz sosis, sütsüz peynir yarattı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2003 00:00

Hile danışmanlarının geliştirdiği ‘‘mucize’’ formüller sayesinde artık, içinde hiç süt bulunmayan kaşar peynirleri ve tereyağlar, et içermeyen sosis, salam ve sucuklar üretiliyor. Cazip fiyat avantajıyla büyük market zincirlerinin raflarını dolduran bu ürünler, tüketicilerin de damak tadının değişmesine yol açıyor, gerçek ürünleri yadırgar duruma getiriyor. ŞAYET, Türkiye'de yaşıyorsanız, ‘‘İçinde hiç süt olmayan kaşar peyniri, et bulunmayan sosis, sucuk, salam olur mu?’’ diye düşünmemeniz gerekiyor. Aksi taktirde, besiciden kilosu 500 bin liradan çıkan 10 kilo sütle üretilen bir kilo kaşar peyniri, 4 milyon liradan, mezbahada bile kilo fiyatı 8 milyon 500 bin lira olan etle 4 milyon 500 bin liradan sosis üretip, satmak için ‘‘sihirbaz’’ olmak gerekirdi.Ne var ki, ‘‘mucizeler ülkesi Türkiye’’ de, peş peşe yaşanan krizlerin ardından ‘‘Hile danışmanları’’ adlı yeni bir sektör doğdu. Bu sektörü yaratanlar, et ve süt üreticilerini kapı, kapı dolaşıp, içinde süt olmayan tereyağ ve kaşar peynirlerinin, et bulunmayan sosis, sucuk gibi et ürünlerinin formüllerini pazarlıyor. Bu formüllerle üretilen tereyağ, peynir, sucuk, salam gibi ürünler de ucuz fiyatları sayesinde tüketicileri çekmek isteyen Türkiye'nin önde gelen market zincirlerinin raflarını dolduruyor.MUCİZE FORMÜLLERTürkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği'nin (SETBİR) Başkan Yardımcısı Erdal Bahçıvan, ‘‘10 kilo sütten ancak bir kilo kaşar peyniri üretilebiliyor. Sütün kilosu Türkiye'nin her yerinde aynı. Bugün üreticinin kilosunu 500 bin liradan sattığı süte maya kültür ve tuz ekleyip, üretilen en ucuz kaşar peynirinin marketlerde 7 milyon liranın altında satılması mümkün değil. Ancak, bu mucize formüller sayesinde adı kaşar olan peynirler, tüketicilere 4-5 milyon liradan satılıyor. Öyleki, bu peynirlere alıştırılan tüketiciler, artık gerçek kaşar peynirlerini yadırgar duruma geldi’’ dedi. Hile danışmanlarının geliştirdiği kaşar peyniri formülünde hiç süt yer almıyor. Sütün yerine, margarine kazein adlı protein, karoten adlı renk verici boya, soya unu katılarak elde edilen karışım, joleyle sertleştirildikten sonra kaşar peyniri adı altında yarı fiyatına satılıyor. Tereyağında ise sütün yerini kaşar peynirinde olduğu gibi margarin alıyor. Bu da, yüzde 80'ini margarinin oluşturduğu karışıma, koku ve tat vermesi için yüzde 20 oranında tereyağı eklenerek, elde ediliyor. Benzer bir formüller de sucuk, sosis, salam gibi et ürünlerinde de uygulanıyor. Etin dışında her türlü hayvansal atığın kullanılarak geliştirilen bu formülleri ise midenizin bulanmaması için yayınlamıyoruz.TEŞVİK EDİLİYORTürkiye'de yılda üretilen 450 bin ton taze kaşarın sadece 10 bin tonunun ambalajlı ürünler olduğuna da değinen Bahçıvan, sektördeki en büyük sorunun ham madde fiyatları oluşturduğuna dikkat çekti. SETBİR Başkan Yardımcılığı'nın yanı sıra Bahçıvan Gıda'nın da Genel Müdürü olan Erdal Bahçıvan, ‘‘Türkiye'de bir kilo sütün fiyatı 33 cente geliyor. Bu da, süt mamülleri üreticilerinin hammaddeyi Amerika ve Avrupa'da ki üreticilerden daha pahalıya almasına neden oluyor. Pahalı hammaddeyle gerçekleştirilen üretim de, hileye zemin hazırlıyor’’ dedi.Türkiye'de ki büyük marketzincirlerinin de hileli ürünleri sırf ucuz oldukları için desteklediğine değinen Bahçıvan, ‘‘Sattıkları ürünün hangi şartlarda ve ortamlarda üretildiğine bakmaksızın, bu tür ürünlerin üzerine, cazip promosyonlu etiketler konarak, tüketimi teşvik ediliyor’’ dedi.Ceyo'da mahkeme kararı olmadan terlik değişmiyorORTOBEDİK sandalet üreticisi firmalardan Ceyo, ayağı yara yapsa dahi, sattığı terlikleri ‘‘giyildi’’ gerekçesiyle değiştirme yoluna gitmiyor. Ceyo, 30 milyon liralık terliği değiştirmesi için tüketicilerin mahkemeden karar aldırması gerekiyor. Ayağını yara yapan terlikleri değiştirtmek için mahkemeden başka çaresi kalmayan Tülay Cebeci'nin sorunuyla ilgili olarak Ceyo Pazarlama Müdürü K. Murathan Köksal'la görüştük. Bir terliğin ayağa vurup, vurmadığının satın almadan önce yapılan deneme sırasında belli olabileceğini savunan Köksal, ‘‘Müşteri, bu deneme sırasında ayağını vuruyorsa, zaten terliği almaz. Satın aldıysa, ayağını vurmuyor demektir. Bu nedenle, satın alıp, giydikten sonra, terlikleri değiştirmek isteyen müşteriler, ‘art niyetli'dir’’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!