Finansal sistemin yeniden yapılandırılması

Güncelleme Tarihi:

Finansal sistemin yeniden yapılandırılması
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2002 00:00

TEHDİTLE de olsa bankacılık sektörünün devlet tarafından desteklenmesi hakkındaki kanun çıktı. Son dakikada siyasetçilerin istekleri doğrultusunda kanuna yapılan eklemeler işin aslını bozacak şeyler değil. Eklemelerin çoğu tribünlere hitap eden konular. Bu kanunla, siyasetçiler üretim sektörüne kaynak aktarılmasını garanti ettiklerini sanıyorlar. Kaynak artırımının olup olmayacağı bankacılık sektöründe bundan sonraki gelişmelere bağlıdır. Şu anda hiçbir şeyin garantisi yok.Geldiğimiz noktada herkes düşünmek zorundadır. Geçmişte, rantiyenin kafasına vuruyoruz diye bankaların yatırım yaptıkları devlet bonoları üzerinden milli gelirin yüzde 2'sine yakın vergi aldık. Şimdi, bankalardan geçmişte tahsil ettiğimiz paralardan daha fazlasını sektöre geri vermek zorunda kalıyoruz.MALİ YÜKLERDevlet gelirlerini artırmak istediğimizde finansal sistemden vergi almak her zaman kolayımıza geldi. İlk kez, şimdi, finansal sisteme kaynak aktarmak da zorunda kalabileceğimiz anlaşıldı. Bütün bu gelişmelerden sonra, finansal sistemin itina ile muamele edilmesi gerekli bir sistem olduğu anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Kanun çıktığı için bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması tamamlandı diye göremeyiz. Asıl iş şimdi başlıyor. Sistemin sermaye yapısı güçlendirildikten sonra, bankacılık sistemi üzerindeki mali yüklerin hafifletilmesi kaçınılmazdır.Özellikle, kambiyo, banka ve sigorta muameleleri gibi vergilerle kaynak kullanımı destekleme fonu kesintilerinin kaldırılması ya da azaltılması gündeme gelmek zorundadır. Bu çeşit vergilerle mali sistem küçültülmektedir. Mali sistem kayıt dışına çıkmaktadır. Bu çeşit mali yüklerin azaltılması devletin gelir kaybı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, çok daha kapsamlı bir vergi reformu çerçevesinde mali sistemi ilgilendiren vergilerin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Çünkü, mali sistemin bundan sonra başarması gereken, reel olarak büyümektir. Mali sektör büyüdükçe üretici sektörler mali sistemden arzu edildiği gibi faydalanabilirler.DİĞERLERİMali sistem yalnızca bankacılık sektörü de değildir. Aynı bankacılık sektöründe olduğu gibi, finansal kiralama, faktoring, aracı kurumlar ve sigorta şirketleri de sıkı bir gözetim ve denetim altında olmalıdırlar.Uygulamalarda yeknesaklığı ve kurumlar arası çatışmayı önlemek açısından, bu kesimlerin denetiminin bankalarla beraber BDDK'ya verilmesi sayısız faydalar sağlayacaktır. Tüm mali sektörün konsolide olarak düzenlenmesi ve denetimi bu şekilde mümkün olabilecektir.Türkiye, ilk kez mali sektörün yeniden yapılandırılmasını ciddiye almaktadır. Belki bu konuda on-on beş yıl geç kaldık. Ama, geçmişte yaptığımız hatalardan da ders almış olarak kısa sürede mali sektör reformunu tamamladığımızda, Türkiye ekonomisi gerek ekonomik istikrar açısından gerekse reel ekonomik büyüme açısından küçümsenmeyecek bir ivme yakalayacaktır.Karar bizim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!