Finans sektörü naziktir

Güncelleme Tarihi:

Finans sektörü naziktir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2003 00:00

KATILDIĞIM bir konferansta İngiliz bankacılarından biri finans piyasalarının iki önemli özelliğinden söz etti.1. Finans piyasaları gelişmeden ekonomik gelişme olamaz.2. Finans piyasalarını çalkalandırmak dünyada başarılabilecek en kolay işlerden biridir.Bu tespitleri dinlerken bu konuda deneyimlerimizin ne kadar fazla olduğunu düşündüm. Deneyimlerimiz fazla olduğu halde, bu deneyimlerden gerekli dersleri çıkardığımızı sanmıyorum. Ateşin üzerine körükle gitmeyi çok seviyoruz.MEMNUNSUZLUKSon dönemlerde bankacılık sektöründe yaşanan olaylar kamuoyunu finans dünyasından ve bu sektörde çalışanlardan soğuttu. Birçok ülkede, özellikle bankacılık sektöründe, finans piyasasında çalışanlar toplumun diğer kesimlerine çok fazla sevimli gelmezler. Hiçbir şey yapmayıp çok para kazandıkları düşünülür. Bu konularda çeşitli fıkralar uydurulmuştur.Bankalardan kredi kullananlar, soyulduğu izlenimiyle, hallerinden memnun değillerdir. Mevduat müşterileri, bankalar dünya kadar para kazandıkları halde, mevduatlarına düşük faiz aldıklarını düşünürler. Yatırım danışmanlığı alanlar geriye bakıp çok daha iyi kazanacakken, aldıkları danışmanlığın kötülüğünden söz ederler.Kısacası, finans piyasasında çalışanlar kamuoyunda sevimsiz izlenimler bırakırlar. Bütün bunların üzerine, bu sektörde bazı suç niteliğinde uygulamalar ortaya çıktığında, kamuoyunun finans sektörüne bakışı büsbütün olumsuz olur. Bugünlerde bu olumsuzlukları çok yoğun bir biçimde yaşıyoruz. Olumsuzluklara rağmen, finans sektörü dikkatle ele alınması gereken bir sektördür. Çünkü, beğensek de, beğenmesek de, ülkenin tüm mali serveti bu sektör yoluyla korunmakta ve büyütülmektedir. Sektörün dünya ölçütlerinde çalışabilmesi için gerekli önlemleri alalım, ama bir güven bunalımı yaratacak uygulamalardan kaçınalım. Finans sektöründe bir güven bunalımı çıkıp yaygınlaştığında, tüm toplum bunun altında kalır. Kimse kaçamaz.Ekonomik refahımızı finans sektörünü aşağılayarak artıramayız. Bu yaklaşım finans sektörün sözcülüğünü yapmak değil, gerçekleri vurgulamaktır.TARİHİ ALIŞKANLIKFinans piyasaları nazik oluşumlardır. Konunun nazikliği yatırımcı olarak bizlerin mali yatırımlarımızı koruma güdümüzden gelir. Boş bir arsanın üzerinde yanan otlar arsanın sahibini kaygılandırmaz. Ama, üzerinde ev olan bir arazinin yanması ev sahibini telaşlandırır. Çünkü, bir ekonomik değerin kaybı söz konusudur. Finans piyasalarının çalkalanması potansiyel olarak bir ekonomik değerin kaybolma riskini getirdiğinden, bu sektörde yatırımcıların sinirlerinin bozulması, üzerinde ev olan arazinin yanması gibidir. Bu nedenle, bu sektörün denetimi, düzenlenmesi ve olası dışsal çalkantılardan korunması özel bir önem taşır.Bu çerçevede, mali sistemi dentleyen ve gözetleyen kurum ya da kuruluşlara da özel bir hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor. Hangi nedenle olursa olsun, bu kuruluşların denetimi tapu idaresinin denetimine benzemez. Tarihi alışkanlıklarımızla, sektörün tarihi sorunlarını ‘‘baş istemek’’ ya da ‘‘baş vermek’’ yoluyla çözeceğimizi düşünüyorsak, yanılıyoruz.Ülke ekonomilerinin geleceği tek başına finans sektörü tarafından tayin edilmez. Ama, finans sektörü iyi çalışmayan bir ekonominin geleceğinin parlak olması da mümkün değildir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!