Ertürk: Uzan açtığı davaları kazanırsa tazminatları maaşımla ödeyemem

Referans Gazetesi'nde Elif Batu Yener imzasıyla yer alan habere göre Ahmet Ertürk, devletin bir memuru olarak başında bulunduğu Tasarruf Sigorta Fonu'ndaki (TMSF) icraatları nedeniyle tazminat şoku yaşıyor. El konulup TMSF'ye devredilen İmar Bankası nedeniyle Uzan Grubu ile başlayan hukuk savaşında, hakkında açılan şahsi tazminat davaları nedeniyle endişeli olduğunu belirten Ertürk, "Hakkımda açtıkları yaklaşık 12 davada ortalama 200 bin YTL'lik tazminat istiyorlar. Eğer kaybedersem cebimden ödeyeceğim ama bir kamu görevlisi olarak bu kadar davanın altından kalkamam. Dolayısıyla bu beni endişelendiren bir konu" diye konuştu.

MAAŞIMDAN BAŞKA GELİRİM YOK

Açılan davaları "yıldırma taktiği" olarak niteleyen Ertürk, "Ben ve benim şahsımda TMSF'yi yıldırmak istiyorlar. Türkiye'de daha önce de başvurdukları ve sonuç aldıkları bir yoldu. Şimdi de bana yapmaya çalışıyorlar" diye konuştu. "Ben sonuçta bir memurum ve maaşım belli" diyen Ertürk, bu davaların hepsini şahsen, tek tek takip etmek zorunda olduğunu, aksi taktirde herhangi bir mahkemeden karar çıkarsa bunları kendi memur ücretiyle ödemesinin zor olduğunu kaydetti.

Ertürk, şu yorumda bulundu: "Bunlar benim görevimle ilgili. Genç Parti veya Uzan Ailesi ile şahsi hiçbir davam yok. Ama maalesef yargı ve idari sistemin boşluklarından yararlanarak şahsi tazminat davalarına dönüştürüyorlar. Eğer kaybedersem cebimden ödeyeceğim bu parayı. Ama bunu benim ödeyecek gücüm yok. Bir kamu görevlisi olarak bu kadar davanın altından nasıl kalkayım. Maaşımdan başka bir gelirim de yok. Dolayısıyla beni endişelendiren bir konu." Uzan Grubu'nun da bunu amaçladığını belirten Ertürk, "Mali açıdan tazyik ederek iş yapamaz hale getirmek istiyorlar" dedi.

DEVLET HİZMET EDENİ KORUR

Tazminat davalarının doğurduğu mali yükümlülükler dışında, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu da ifade eden Ertürk, "Şu ana kadar hakkımda yapılan suç duyuruları yüzünden üç savcıya ifade verdim" dedi. Aslında savcıların bağlı olduğu bakanlıktan izin almadan ifade isteyemeyeceğini kaydeden Ertürk, "İlgili bakanlık da suç duyurusunun görevimle ilgili olmadığı yorumunu yapmış. Ama görevimle ilgisi olduğu çok açık, başka ne tür bir şahsi davam olabilir ki. Bu da savcıların izin almadan soruşturma yapmasının yolunu açtı" diye konuştu.

Uzan Grubu'nun bir dönem satış gelirlerinden vergi borcunun ödenmesini engellemek için TMSF ile görüştüğünü, ancak sonuç alamayınca bunun da kesildiğini belirten Ertürk, "Taktik değiştirdiler yıldırma politikası izliyorlar" dedi. Uzan Grubu'nun Hazine bonosu ve off-shore mevduattan altıkları paraları kendi ceplerine attığını, borçları devlete yıktığını vurgulayan Ertürk, "Bu parayı devlet mi aldı. Para, Uzan Grubu'nun cebine gitti. Ama devletin ödediği 7 milyar dolar nereye gitti belli değil" dedi.

Ertürk, Genç Parti aracılığıyla Cem Uzan'ın Meclis'e girmesi durumunda ne tepki vereceğini sorusunu ise şöyle cevapladı: "Sonuçta biz görevimizi yapıyoruz. Üstelik sadece mal varlığımıza değil hayatımıza yönelik riskleri de göze alıyoruz. Bana yönelecek herhangi yasadışı bir şey varsa bunu sistem düşünsün. Türk hukuk sistemi içinde inanıyorum ki bu devlet kendisine hizmet edeni korur."