En büyük hayali söğüt ağacı gölgesi

Güncelleme Tarihi:

En büyük hayali söğüt ağacı gölgesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2006 00:00

Hükümet ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz arasında bir süredir hissedilen soğuk rüzgarlar, hükümetin Yılmaz’ı üç koldan hedef alan açıklamalarıyla, açık psikolojik savaşa dönüştü. Yılmaz’ın "Seçimler, 2007 yılı için bir risktir" sözüne, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Bakan düzeyinde, ardarda üç açıklama birden gelmesi, hükümetin tahammül eşiği hakkında fikir verirken; naif, çatışmadan hoşlanmayan kişiliğiyle bilinen Başkan Yılmaz’ı giderek yalnızlaştırıyor.

YALNIZLIĞI ARTACAK: Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’ın, önceki akşam katıldığı Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink’in veda resepsiyonunda gözlenen neşesizliği, sohbete hayli gönülsüz olmasına karşın, ısrarlı sorularımıza alçakgönüllüğüne yenilerek verdiği, kısa ama düşündürücü yanıtlar, seçimler yaklaştıkça, bu yalnızlığın artacağının işaretlerini taşıyordu.

ÖNCE FERMUAR İŞARETİ: Başkan Yılmaz; Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun katıldığı resepsiyona biraz geç geldi. Ayaküstü, kısa sohbetlerin sonrasında, Başkan Yılmaz’ı tek başına yemek yerken gördük. Yemek için seçtiği köşenin tenhalığı ile yüzündeki düşünceli ifade, tercih edilmiş bir yalnızlığı anlatıyordu. Yanına gidip soru yönelttiğimizde yanıt vermedi. Eliyle ağzına fermuar işareti yaptı. Şaşırdık. Yemek yemeyi sürdürdü. Bir süre suskun kaldıktan sonra, "Her şeyi kayda alıyorsunuz, artık konuşmayacağım" dedi. Döviz alım ihaleleriyle ilgili merakımıza "Yaptığımız açıklamanın içinde hepsi var" dedi. Belki orada daha fazla durmamamız gerekiyordu. Ama mesleğimiz buna engeldi. Resepsiyona geç katılma nedenini sorduğumuzda, önce "Başka bir işim vardı" dedi. Ardından, boğazındaki sorun nedeniyle, Banka doktorlarının önerisiyle özel bir hastanede sağlık kontrolünden geçtiğini ama önemli birşey çıkmadığını anlattı.

ÖLÜM HER YERDE DOLAŞIYOR: İçimizden biri "Merkez Bankası sağlam duruşunu koruyor yani?" diye espriyle takıldı. Ama Başkan Yılmaz gülmedi. Üzüntü ile ciddiyet arasında gidip gelen yüz ifadesiyle "Ölüm heryerde dolaşıyor. Hiçbir korkum yok" yanıtını verdi. Tabii ki böyle bir yanıtı beklemiyorduk. Ölüm sözcüğünün, çevresini elips formunda kuşatan biz gazeteciler arasında yol açtığı küçük şok, öyle aniydi ki "Allah korusun" dilekleri gecikmeyle gelebildi. Neden sonra "Bu sözünüz bir ümitsizliği değil, herhalde hayata mütevekkil bir anlayışla bakışınızı yansıtıyor" dedim. Gülümseyerek "Tamamen öyle" dedi. Havada asılı kalan üzüntüyü dağıtmak için "Efendim taşınmanız tamamen bitti mi?" dedi birimiz. Yılmaz başını yine "Evet" anlamında salladı. "Bahçeyi, toprağı çok seviyorsunuz. Aklınız orada kalmadı mı?" dedim. "Espri yapacaktım ama vazgeçtim" dedi. Vaktiyle kendisine, emekli olunca en büyük hayalinin ne olduğu sorulduğunda "Bir söğüt ağacı dikmek ve gölgesinde dinlenmek" dediğini paylaştı ve "Ama kısmet olmadı" diye ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!