En az gelişmiş ülkelere kalkınma için bilim ve teknoloji önerisi

Güncelleme Tarihi:

En az gelişmiş ülkelere kalkınma için bilim ve teknoloji önerisi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2011 15:37

49 En Az Gelişmiş Ülke için bilim, teknoloji ve yenilik politikaları üzerinde çalışan Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler, kalkınmada yetersiz olan bu ülkelerin sanayi, üretim ve tarım alanlarındaki yapılandırılmasında bilim ve teknoloji kullanımının önemli olduğunu vurguladı.

Haberin Devamı

TÜBİTAK ve UNIDO işbirliği; TİKA, İslam Kalkınma Bankası ve Türkiye Araştırma ve İş Dünyası Kuruluşları’nın (TURBO) desteğiyle düzenlenen En Az Gelişmiş Ülkeler İçin Bilim, Teknoloji ve Yenilik Konferansı’nda, 49 En Az Gelişmiş Ülkenin bilim, teknoloji, yenilik politikaları ve bu alanlardaki kalkınma modelleri masaya yatırıldı. Bilim, teknoloji ve yeniliğin uzun dönemli ekonomik ve toplumsal gelişmenin vazgeçilmez bir unsur olduğunun vurgulandığı konferansta, 49 ülkenin sanayi, üretim ve tarım alanlarındaki gelişiminin yeşil teknoloji ile yapılmasının önemine değinildi. Konferans, Mayıs 2011 tarihinde yapılacak 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na da ışık tutacak.

Konferansta konuşan Bilim ve Teknolojiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, geçtiğimiz 10 yıllara baktığımızda küresel anlamda her ülkenin teknoloji ve yenilikçilik alanlarında yeni yükümlülüklerinin oluştuğuna dikkat çekti. Bu iki kavram doğrultusunda kamu politikaları sağlamak, rekabetçi sosyal adaleti yerine getirmek ve yeni sosyal adalet ile birlikte kalkınmayı sağlamak konularında mutabık olduklarını kaydeden Bakan Mehmet Aydın, “Yoksulluğun ortadan kaldırılması her seviyede bir kucaklama gerektiriyor. Bunu hem siyasi hem de etik şekilde düşünmeli ve uygulama da bu iki noktaya dikkat edilmeli. Bu konuyu sadece ekonomi boyutları ile dikkate almak yeterli kalmıyor. Artık uluslararası anlamda bizlerin sıklıkla dile getirdiği kalkınma hedefleri maalesef ki yetersiz kalıyor” dedi.

Haberin Devamı

Türkiye gereken dinamizme sahip

Ülkelerin temel ekonomik kalkınmasının giderek daha fazla bilim, teknoloji ve yenilikçilik dinamiklerine bağlı olduğuna dikkat çeken Bakan Aydın, “Tutarlı bir şekilde bilimsel bilginin gelişimine yatırım yapılmalı. Biz 2005 yılından itibaren bilim ve teknoloji stratejisi uygulamaya başladık. Yaşam standardımızı yükseltmek, rekabet gücümüzü artırmak, bu alana yönelmemizin ana nedenleridir. Ve Cumhuriyet döneminden bu yana, bilim, teknoloji ve yenilikçilik alanlarına fazla kaynak ayrılan bir dönem yaşıyoruz. Bilim ve teknoloji ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki bağı dikkate aldığımızda, Türkiye gereken dinamizme ve deneyime sahip bir ülkedir. Bu alandaki kapasitemizle en az gelişmiş ülkelere destek verebiliriz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Sürdürülebilir büyüme için bilim, teknoloji ve yenilik önemli

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş ise, konferansta yaptığı konuşmasında, bilim, teknoloji ve yenilik kavramlarının her ülke için anahtar önem taşıdıklarını ifade etti. Akıllı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için, bu kavramların önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Nüket Yetiş, “Eğer 20. Yüzyılın ikinci yarısında gelişmiş ülkeler bu alanlara yoğunlaşmasalardı, gelişmiş ülke olamazlardı. Bugün bir kilo alüminyumun parasal değeri 1.5 dolardır. Ama siz bu ürünü madeni alıp helikopter yapımında kullanırsanız, bunun değerini kat ve kat artırırsınız. Aynı şekilde, pamuk yetiştirip kilosunu 0.7 dolardan satıyorsunuz. Ama bu ürünü alıp en basit örnekle, bir biyogaz üretirseniz, litresi 2.5 dolarlık bir değer yaratmış olursunuz. Bilim, teknoloji ve yenilikçilik, entegre bir şekilde kullanılması gereken unsurlardır” diye konuştu.

Haberin Devamı

Teknoloji transferinde yeşile geçilmeli

Birleşmiş Milletler Gelişmekte Olan Kara Ülkeleri ve Gelişmekte olan Küçük Ada Ülkeleri Yüksek Temsilciliği Direktörü Amb. Ms. Lakshimi PURI ise, En Az Gelişmiş Ülkelerde teknoloji transferinin çok zor olduğuna dikkat çekerek, bilim, teknoloji ve yenilikçilik alanlarında bu ülkelerin kalkınması için bazı teşviklerde bulunulması gerektiğini söyledi. Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin bu desteği hep birlikte vermeleri gerektiğini kaydeden Amb. Ms. Lakshimi PURI, “Bu ülkeler için politikalar oluşturulmalı. Üretim kapasiteleri, insan kaynakları gibi kalkınma stratejileri oluşturulmalı. Bu alanlarda Mükemmeliyet Merkezleri oluşturulmalı. Öyle politikalar geliştirilmeli ki; yatırımcıların bu alanlara kaynak ayırma zorunluluğu getirilmeli. Türkiye’nin bu alanlardaki deneyimleri çok önemli” dedi. En Az Gelişmiş Ülkelerde başlatılacak sanayi, üretim ve tarım alanlarındaki kalkınma hamlelerinde yeşil teknolojinin ön planda tutulması gerektiğine dikkat çeken Amb. Ms. Lakshimi PURI, “Yeşil büyüme, bu ülkelerin kalkınma süreçlerinde önemli bir fırsat olabilir. Teknoloji transferlerinde yeşile geçmek önemlidir” dedi.

Haberin Devamı

Teknoloji Finans Bankası kurulabilir

Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Sorumlusu H.E Gyan Chandra ACHARYA ise, üretim kapasitelerinin azlığı, insan kaynaklarının olmaması, sosyal gelişmişlikteki yetersizliğin kalkınmanın önünde en büyük engel olduğuna dikkat çekti. En Az Gelişmiş Ülkelerin teknolojiye ilgi duyduklarını kaydeden H.E Gyan Chandra ACHARYA, “Bu ülkelerde cep telefonu kullanımı yüzde 1 iken, son yıllarda bu oran yüzde 20’lere çıktı. Bir yandan bu yaşanırken, diğer yandan ise; 1996 – 2006 yılları arasında bu ülkelerde bilimsel gelişme çok sınırlı kalmıştır. 2007 – 2009 yılları arasında ise bu alanlardaki gelişme temel seviyesinde kaldı. Dünya tarihinde hiçbir ülke yoktur ki, kalkınmayı yenilikçilikten uzak yapabilsin. Bu ülkeler kalkınma basamaklarının en altında yer alıyorlar. Burada Gelişmiş ve Gelişmekte olan Ülkelere büyük görevler düşüyor. Örneğin, bir Teknoloji Finans Bankası kurabilirler ve bu ülkelere bu doğrultuda yatırımlarını yapabilirler” şeklinde konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!