Ekonomide yoğun günler

Güncelleme Tarihi:

Ekonomide yoğun günler
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2000 00:00

Haberin Devamı

ANKARA'da ekonomi gündemi çok yoğun. IMF heyetinin temasları bu yoğunluğu artırıyor.

Bu hafta piyasalar açısından da çok hareketli geçiyor. Maaş ödemeleri ile başlayan hafta içine, yüklü maaş ödemeleri, 279. madde dahil geçici vergi ödemeleri, Hazine káğıt ihalesi ve geri ödemesi hep birlikte sığmaya çalıştı. Böyle olunca da başta gecelik faizler ve borsa olmak üzere hareketli bir hafta yaşandı. Bu sıkışıklığa rağmen hazine káğıtlarındaki faizlerin fazla arttığı söylenemez. Gerçi 2 yıl vadeli, 3 ayda bir faiz ödemeli tahvil faizleri biraz yükseldi, ama niteliği nedeniyle bu káğıtlar piyasalar için fazla bir gösterge olmuyor. Diğer káğıtların ikinci piyasadaki değerleri ise birkaç puan yükseldi, ama önümüzdeki hafta piyasa normale döndüğünde, faizler geçen haftaki düzeyine inebilir.

Vergi ödemelerinin ise epeyce yüklü gelmesi bekleniyor. Sadece 279. maddeden toplam 1.2 katrilyon vergi beklenirken, bunun yaklaşık 850 trilyonunun ödenmiş olacağı tahmin ediliyor. 15 Şubat'taki vergi ödemelerindeki kesin rakam hafta sonuna alınacak ama şimdiden, 1 katrilyonun üzerinde vergi tahsilatı beklendiğini söyleyebiliriz.

Bu haftayı yoğun kılan unsurlardan biri de; bugün Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in ortaklaşa yapacakları basın toplantısı ve protokol imzası. Protokolde kesin olarak nelerin yer alacağı tam olarak bilinemiyor, ama değerleme hesabının karşılıklı mahsup yoluyla temizlenmesi ve bundan sonra Merkez Bankası'nın ihtiyaç duyduğunda ikinci piyasaya girerek, normal bir banka gibi tahvil-bono alımına gideceği hususlarının protokole girmesi bekleniyor.

Protokol nedeniyle yapılacak basın toplantısı aynı zamanda, IMF temasları öncesi ekonomik programın bir değerlendirmesi niteliği de taşıyacak. Demiralp ve Erçel'in niyet mektubunda yazmayan bu olumlu adımın yanı sıra, niyet mektubuyla taahhüt edilen adımlarda gelinen noktayı da anlatmalarını bekliyoruz.

Bu arada IMF'yle özellikle 1999 yılı verileri tartışılırken, büyüme ve faiz dışı fazlada meydana gelen olumlu değişimlerin bu yılın dengelerini nasıl etkileyeceği de tahlil edilecek.

Peki IMF heyeti bu temaslarında nelerin üzerinde duracak?

Bizce 1999 yılı bütçe verileri üzerinde Maliye ve Hazine'nin rakamları arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığı, bu verilerin uyumlaştırılması konuşulacak. Bu teknik müzakerelerin yanı sıra IMF'nin, bu yıl uygulamaya başlanan program konusundaki en büyük eleştirisini özelleştirmeye yöneltmesini bekliyoruz. Enerji ve telekomünikasyon alanlarında öngörülen özelleştirmelerin yavaş gittiğinden yakınmaları sürpriz olmayacak. Özellikle de geciken GSM satışlarını gündeme getirmeleri, beklenen bir eleştiri olacak.

Bu arada IMF'nin de Dünya Bankası gibi enerji alanında piyasa rekabetine açılmış, kalıcı bir sistemin kurulmasından yana olduğunu öğrendik. Hatta IMF yetkililerinin, Dünya Bankası'nı destekler mahiyette, ‘‘Siz kalıcı bir sistemi kurun, biz bu yıl enerji özelleştirmelerinden gelecek kaynağı bile yok sayabiriz’’ dedikleri bile söyleniyor.

Tabii ki, beklenenin üzerinde çıkan ocak ayı enflasyonu da IMF'yle birlikte analiz edilecek.

Kısacası, programın sürekli takibi gerekiyor. İş bitmedi, aksine, giderek zorlaşıyor...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!