BCG İstanbul Yönetici Ortağı Burak Tansan, Türkiye’nin lüks tüketim pazarının küresel lüks tüketim pazarı içindeki payının yüzde 0.5 olduğunu belirterek, “Bu oran, Türkiye Gayri Safi Milli Hasılasının Dünya Gayri Safi Milli Hasılasındaki yüzde 1’lik payından oldukça düşük. Bu da Türkiye lüks tüketim pazarının ciddi bir büyüme potansiyeli olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Rraporda, lüks harcamalar arasında birinci sırada 270 milyar
Euro ile lüks seyahat ve konaklama, ikinci sırada 250 milyar Euro ile lüks otomobiller, üçüncü sırada 100 milyar Euro ile lüks teknoloji ürünleri yer aldı.
BCG raporunda, lüks tüketim pazarında 4 temel trend öne çıktığını söyleyen Burak Tansan, şöyle konuştu: “Müşteriler gösterişli lüks ürün değil, lüks deneyim istiyor. Genç nüfusu nedeniyle Türkiye’de bu trendin etkilerinin görülmesi biraz daha zaman alacak. Lüks tüketim bugüne dek hep Londra, New York, Paris, Milano ve Tokyo gibi merkezlerle özdeşleştirilirken, bu durum hızla değişiyor. Çin, Rusya, Körfez ülkeleri gibi pazarlar lüks tüketim merkezi haline geliyor.”
BCG İstanbul ortaklarından Francesco Pavoni ise “Kriz sonrası iki eksenli bir dünya oluştu. Bugün Çin’de tam 670 bin milyoner hane var ve dünyada daha çok milyoner haneye sadece ABD ve Japonya sahip. Önümüzdeki yıllarda Çin, Rusya ve Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlar küresel lüks pazarındaki önemlerini hızla arttıracak” dedi.
İmaja uygun çalışan bulmak zor
Lüks tüketim firmalarının işinin kolay olmadığını belirten Francesco Pavoni, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu pazarlarda rekabet üst düzeyde. Şanghay ve Pekin’de kişi başına düşen lüks giyim mağaza sayısı New York’takini geçmiş durumda. Lüks tüketim pazarını oluşturan birçok kategoride lüks marka imajına uygun satış yapabilecek ve müşteri hizmeti sunabilecek çalışanlar bulma çok zor.”