Doğrudan yabancı yatırıma odaklandık

Güncelleme Tarihi:

Doğrudan yabancı yatırıma odaklandık
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2018 21:58

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, IMF’ye başvuru planlarının olmadığını, doğrudan yabancı yatırımı çekmeye odaklandıklarını söyledi. Albayrak, “Türkiye’nin küresel sermayeye erişiminde bir sıkıntı yok, bu nedenle gündemimizde yeni bir madde yok. Bu kapsamda piyasa kaynaklarından finansman sağlamaya devam edeceğiz. Uluslararası tahvil piyasasında yer almaya devam edeceğiz” dedi

Haberin Devamı

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yaşanan maliyet şokları sonrasında ithal fiyatlarındaki artışlar nedeniyle kısa vadede enflasyonda geçici artışların normal olduğunu belirterek, gelinen seviyelerin enflasyonla top yekün mücadele gerektirdiğini söyledi. Halkbank’ın ceza almasını beklemediklerini kaydeden Albayrak, IMF’e başvuru planları olmadığını da vurguladı. Albayrak, Merkez Bankası (MB) için de, “Türkiye’de bir çok ükede olmadığı kadar bağımsızdır ve bu bağımsızlıkla ilgili adımları atma konusunda süreci devam ettirecek” dedi.

ZORLUKLARIN FARKINDAYIZ

Albayrak Reuters’a yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadelenin programlarının çok önemli bir bileşenini oluşturduğunu söyledi. Kamu tarafından yönetilen fiyatlarda endekslemeyi kademeli olarak azaltacaklarını kaydeden Albayrak, “Maliye politikasında ciddi tasarruf tedbirleri alıyoruz. Güçlü mali politikalarla Merkez Bankası’nı bu alanda destekleyeceğiz” dedi. Orta Vadeli Program’da (OV) kamu harcamalarında verimliliği artırmayı ve kayda değer tasarruf gerçekleştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir paket ortaya koyacaklarını anlatan Bakan Albayrak, “Bu tedbirlerin de desteğiyle cari dengenin hızla iyileştiğini ve kur üzerindeki baskının azaldığını göreceksiniz. Özetle, önümüzdeki dönemde enflasyonla her zamankinden daha güçlü bir şekilde mücadele edilecek” diye konuştu. “Fiyat istikrarı açısından zorluk ve risklerin farkındayız” diyen Albayrak, “Enflasyon görünümünü etkileyen bütün parametreler değerlendirilerek para politikası çerçevesinde gereken tedbirlerin alınacağından eminiz. Para politikasının hareket alanını genişletecek mali ve yapısal düzenlemeler bu sürece destek verecektir. Özetle, para politikası fiyat istikrarı hedefi çerçevesinde şekillenmeye devam edecektir” dedi.

TASARRUF ESAS OLACAK

Albayrak, “Önümüzdeki süreç kamu harcamalarının azaltıldığı ve tasarrufların artırıldığı bir dönem olacaktır. Tüketime dayalı bir büyüme modelimiz olmayacak. Kamuda ve özel sektörde tasarruf esas olacak. Sıkı maliye politikasından taviz verilmeyecek” diye konuştu. Tasarruf tedbirleri yanında bütçeye bu yıl ilave gelir şeklinde yansıyacak tedbir kalemleri bulunduğunu vurgulayan Albayrak, “Bunlardan biri, geçen hafta başvuruları sonuçlanan vergi yapılandırması. Başvurular sonucunda 64.3 milyar lira tutarında vergi yapılandırılma başvurusu alındı. Vergi yapılandırması ile yıl sonuna kadar kasamıza ciddi bir tutarda kaynak girecek” dedi.

IMF’YE BAŞVURMAYACAĞIZ

IMF ile bir anlaşmaya Türkiye’nin ihtiyacının olup olmadığı sorusuna Albayrak, “IMF’ye başvurma planımız yok. Doğrudan yabancı yatırımı çekmeye odaklandık. Türkiye’nin küresel sermayeye erişiminde bir sıkıntı yok, bu nedenle gündemimizde yeni bir madde yok. Bu kapsamda piyasa kaynaklarından finansman sağlamaya devam edeceğiz. Uluslararası tahvil piyasasında yer almaya devam edeceğiz” yanıtını verdi. Albayrak, Türkiye’nin temel borçlanma ve kaynak piyasasının Avrupa ve ABD olmaya devam edeceğini, çeşitlendirme kapsamında Çin piyasasına bu yıl ihraç gerçekleştirileceğini söyledi. Albayrak, son dönemdeki kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları değerlendirmelerde subjektiflik olmasına rağmen bu durumun uluslararası yatırımcı açısından önemini tamamen gözardı edilmeyeceğini belirterek, önümüzdeki dönemde uygulanacak politikaların sonuç vermesiyle bu düşüş trendinin tersine döneceğini, bundan hiç şüphelerinin olmadığını söyledi.

MERKEZ, BİRÇOK ÜLKEDE OLMADIĞI KADAR BAĞIMSIZ

Merkez Bankası’nın birçok ülkede olmadığı kadar bağımsız olduğunu söyleyen Albayrak, bankacılık sektörünün sağlam ve güçlü duruşunu sürdürdüğünü belirterek, sektörün sıkı denetlendiğini ve endişeye kapılmak için sebep bulunmadığını belirtti. Dolar/TL’deki yükselişin ardından kamu bankalarında bir sermaye artışının gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna ise Albayrak şöyle yanıt verdi: “Merkez Bankamız hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı gözetmek amacıyla döviz kurlarında yaşanabilecek oynaklıkların ve ekonomik temellerden uzaklaşabilecek fiyat oluşumlarını yakından takip etmektedir. Dolayısıyla, döviz kurlarında oluşabilecek aşırı oynaklıkları ve sağlıksız fiyat oluşumları durumlarında piyasaya farklı araçlarla müdahale etme imkanına sahiptir. Son günlerde artan kur hareketliliği ilgili kurumlarımız tarafından dikkatle izlenmekte ve gerekli önlemler alınmaktadır. Ortaya çıkabilecek riskler ve alınacak tedbirler geniş kapsamlı biçimde ilgili kurumlar tarafından değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde de maliye ve para politikasındaki eşgüdüm sayesinde atılacak adımlar sağlıklı fiyat oluşumlarını destekleyecek ve piyasalardaki oynaklıklar normal seviyelere gerileyecektir. Buna rağmen kamu bankalarında bir sermaye artışı ihtiyacı olursa elbette piyasa koşulları içinde gereken yapılır.”

HALKBANK SÜREÇTEN TERTEMİZ ÇIKACAK

Albayrak, ABD Hazinesi’nin Türkiye’ye Halkbank’a yönelik bir ceza bildiriminde bulunup bulunmadığı sorusuna, “Biz Halkbank ile ilgili bir ceza beklemiyoruz. Zira böyle bir şey ABD’de artık hukuk sisteminin farklı saiklerle hareket ettiğini düşündürür. Eğer hukuki perspektiften bu resme bakıyorsanız Halkbank burada tertemiz bir şekilde bu süreçten çıkacak. Aksi tamamen siyasi bir karar olur” cevabını verdi.

Haberin Devamı

ÖRTÜLÜ SERMAYE KONTROLÜ DÜŞÜNMEDİK

SWAP piyasasındaki düzenlemelerin “örtülü sermaye kontrolü” algısı yaratabileceği değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine Albayrak, “Ülke olarak piyasa dışı uygulamalara başvurmayı geçmiş dönemde olduğu gibi bugün de başvurmayı düşünmedik, düşünmeyeceğiz. Kriz dönemlerinde bile böyle bir uygulamaya başvurmayan bir ülke olarak küresel sermaye piyasalarında yer almaya devam edeceğiz” dedi. Finansal piyasalarda istikrarın sağlanmasının tüm ekonomik aktörler ve finansal sistem açısından kritik önemde olduğunun altını çizen Albayrak, “İktisadi temellerden kopuk fiyat hareketlerinin ve sıradışı oynaklıkların finansal sisteme verebileceği zararların önüne geçilmesi hükümetlerin ve düzenleyici kurumların sorumluluğudur. Swap piyasasındaki düzenlemeye de bu yönde bakılmalıdır” dedi.

Haberin Devamı

ABD İLE STRATEJİK ORTAKLIK SÜRECEK

Bakan Albayrak, ABD’li rahip Brunson’un serbest bırakılmaması ile üst seviyelere çıkan Türkiye-ABD arasındaki gerilim sonrası durumu değerlendirirken, “Elbette ABD ile ile stratejik ortaklığımız devam edecek. Askeri alanda, terörle mücadele alanında işbirliğimiz devam ediyor. Biz bir tarafı diğerine alternatif görmüyoruz. Ulusal çıkarlarımız çerçevesinde, tüm küresel sistemdeki oyuncularla kazan-kazan anlayışına dayalı olarak, ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz” dedi. “ABD ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik üst düzey diplomatik temaslar devam ediyor” diyen Albayrak, “Önünde sonunda, iki ülke arasındaki ilişkilerin makul bir çerçeveye oturacağını ümit ediyoruz. Bu süreci AB ile ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde kullanabilirsek, bu durumun ekonomimize önemli olumlu etkisi olacaktır” dedi.

Haberin Devamı

İRAN'LA TİCARETİMİZ DEVAM EDECEK

TÜRKİYE’nin ABD’nin İran yaptırımlarında nasıl bir yol izleyeceği sorusuna Albayrak, “Doğalgazda uzun dönemli, 2026’da dolacak kontratlarımız var. Yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Arz güvenliğimiz ve kontrat hükümlerine dayalı olarak bu ticaretimiz sürecek” karşılığını verdi. Bir ülkenin tüm küresel ticaretinin, başka ülkelerin başta enerji olmak üzere farklı alanlarda arz güvenliğini tehdit edecek tarzda böyle yaptırım kararları almasını doğru bulmadığını kaydeden Albayrak, “Fransa ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri de başta İran yaptırımları olmak üzere bu yaklaşımdan oldukça rahatsız” dedi. Albayrak, İngiltere ile ilişkilere ivme kazandırılması kararlılığını vurgulayacaklarını belirterek, Fransa ve Almanya’dan gelen desteğin AB ile ilişkilerde yeni döneme vesile olabileceğini söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!