Uzan Grubu’nun yıllar önce Doğan Grubu hakkında maksatlı şekilde asılsız
haberler ürettiği hatırlatılan açıklamada, “Bunun üzerine Grubumuz, kamuoyunu aleyhimize açılan davalar hakkında aydınlatmıştı. Bu açıklamalara rağmen Uzan Grubu’na özenen bazı medya organlarında yine maksatlı ve sistematik bir kampanya başlatıldı. Açıklamaları anlamazlıktan gelmekte ısrarlı bu gruplara ve kamuoyuna, bir kez daha açıklama yapmayı görev biliyoruz” denildi.
Takipsizlik kararı varDoğan Grubu’nun yaptığı açıklamada; Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’nın 8 Haziran 2009 tarihli kesinleşen takipsizlik kararına rağmen, SPK şikayeti ile aynı soruşturmanın tekrar yapılması ve bunun malum basın kuruluşları tarafından -hiç tarihçesi yokmuş gibi- tekrar, yeni bir konuymuş gibi gündeme getirildiği ifade edildi. Açıklamada şu noktaların altı çizildi:
Daha ucuza maleden yok
Grubumuz, gazeteleri için en uygun fiyat ve koşullarla kağıt temini konusunda, dünya çapında uzman ve iddialıdır. Grubumuza ait yayın organlarında, bu fiyatlar ve rakiplerin kağıt satınalma fiyatları defaatla, tablolar halinde açıklanmıştır. Bu açıklamalardan sonra, kağıdı daha ucuza temin edeceğini iddia eden bir kuruluş henüz ortaya çıkmamıştır.
Fiyat araştırması yapmadılarHaberlerde sözü edildiği gibi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamesinde emsal fiyat araştırması yapılmadığı hususunu açık-seçik belirtmiş, bu konuyu mahkemenin takdirine bırakmıştır.
Ancak yine defaatle yayınladığımız gibi, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu’nun 31.05.2005 tarih ve 1009/329-4 sayılı inceleme raporu ile Grubumuzun yaptığı kağıt ve promosyon malzemesi ithalatının yüzde 96’sının ‘emsallerinden ucuz’ olduğu, yüzde 4’ünün fiyatında ise ‘bariz bir fark’ olmadığı saptanmıştır.
Çok basit bir işlem Buradan görülebileceği gibi emsal fiyat araştırması yapmak süratli, basit ve mümkün bir işlem.
SPK, Türkiye’de faaliyet gösteren gazetelerin, gazete kağıdı ve baskı malzemelerini hangi fiyatlardan satın aldıklarına ilişkin karşılaştırmalı bir çalışma yapmamıştır. Buna rağmen, suç duyurusunda bulunarak sübjektif bir değerlendirme yapmıştır. Bu tip subjektif uygulamalar, ticari hayatın olağan akışı içerisindeki birçok işlemi de şüphe altında bırakabilir, böylece ticari hayatı olumsuz etkiliyebilir.
Yeni bir konu değilÜsküdar Cumhuriyet Savcılığı’nın 8 Haziran 2009 tarihli kesinleşen takipsizlik kararına rağmen, SPK şikayeti ile aynı soruşturmanın tekrar yapılması ve bunun malum basın kuruluşları tarafından -hiç tarihçesi yokmuş gibi- tekrar, yeni bir konuymuş gibi gündeme getirilmesinin etik, basın meslek ilkeleri ve iş ahlakı ile ne kadar ilgili olduğunun değerlendirmesini vicdanlarınıza bırakıyoruz.
Bağımsız yargının daha önce de olduğu gibi, iftiralara en doğru cevabı vereceğine inancımız tam.