Uluslararası Para Fonu İcra Kurulu'nun 10 milyar dolarlık ek kaynağı prensipte onayladığını belirten Devlet Bakanı Kemal Derviş bu kaynağın hibe olmadığını, çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.Derviş, IMF'nin Ankara'daki çalışmalarının değerlendirildiğini, rakamların doğruyu yansıttığı kanısına varmalarının ardından, IMF Başkanı Horst Köhler'in bu konudaki teklifine sıcak baktıklarını ve buna destek verdiklerini ifade etti. Bakan Derviş, Türk gazeteciler için düzenlediği basın toplantısında söyle konuştu: "Prensipte 2002 yılı için mevcut programlara ek olarak 10 milyar
dolar kaynak sağlanması, bunun da vadesi ve maliyetinin uygun olmasını istiyoruz, bu konuda da bizi destekliyorlar. Orta vadeli, maliyeti yüksek olmayan kredi cinsinden istiyoruz." Bakan Derviş, bunun bir hibe olmadığını, borç olarak gelen bir kaynak olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bunu çok iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Derviş sözlerini şöyle sürdürdü: ÇÖZÜM KAYNAK DEĞİL, KENDİ GÜCÜMÜZ"Çözüm kaynaktaymış gibi geliyor ama çözüm aslında kendi kaynaklarımız, kendi gücümüz. Bu konuda bir ek destek, bir dış kaynak özellikle vadesi ve maliyeti bakımından alacağımız uygun bir ek kaynak hiç şüphesiz yararlı, ancak Türkiye her 6 ayda ya da her 8 ayda bir ek kaynakla yürümesi gereken bir ülke değil. Bu, gecici bir bunalımı atlatmak ve özellikle Şubat ayındaki çöküntüyü gidermek açısından yararlı." G-20 toplantısıyla ilgili genel bir değerlendirme de yapan Devlet Bakanı Derviş, dünya milli gelirinin yaklaşık yüzde 85'inin üzerinde bir orana sahip G-20 ülkelerinin dünyadaki ekonomik gelişmeler ve politikalar açısından önemli bir grup olduğunu ifade etti.Derviş, G-7'lerle birlikte önemli gelişmekte olan ülkelerin de bu gruba girmesiyle daha global, sadece zengin değil gelişmekte olan ülkelerin de ağırlığı olduğu bir grupta Türkiye'nin de yer almasının sevindirici olduğunu ifade etti.Toplantıda görüşülen konulara da değinen Derviş, küreselleşme, bununla ilgili sorunlar ve yaşanan zorluklar, kara para aklama finansmanına karşı alınacak tedbirler ve aynı zamanda da 11 Eylül'ün yarattığı şok ve dünyadaki küçülme sürecine giren ekonomiler karşısında uluslararası düzeyde neler yapılabilir, çeşitli ülkelerin bu sendrom karşısında nasıl politikalar geliştirdiğinin tartışıldığını söyledi. Bu bağlamda Türkiye'deki gelişmelerin de gündeme geldiğini, bütün ülkelerin ekonomik gelişmelerinin ayrı ayrı değerlendirildiğini ifade etti. Devlet Bakanı Derviş, toplantı çerçevesinde ikili görüşmeler yaptıklarını, Fransa, İtalya, Japonya, Hindistan, Çin ve Alman yetkililerle ve merkez bankaları başkanları ile görüşme fırsatı bulduklarını söyledi. İhale yasasına da değinen Devlet Bakanı Derviş, yasa tasarısının bu hafta içinde meclise sunulacağını, yıl sonundan önce yasalaşacağını ümit ettiğini söyledi. Bu arada,
Merkez Bankası BaÅŸkanı Süreyya Serdengeçti de aynı basın toplantısında, 2002 yılına iliÅŸkin para politikasına deÄŸinerek, Merkez Bankası yasasının deÄŸiÅŸmiÅŸ olması ve hedefinin fiyat istikrarı olmasının önemli iki unsur olduÄŸunu söyledi. Dalgalı kur rejimi altında çalıştıklarını ifade eden Serdengeçti, enflasyon hedeflemesi rejimine geçmenin söz konusu olduÄŸunu söyledi. 11 Eylül olaylarının bunu geciktirdiÄŸini ifade eden Serdengeçti, gelecek yıl içinde bir noktada enflasyonu durdurma rejimine geçilmesinin mümkün göründüğünü ifade etti. ÖZTRAK: "REFORMLARI KARARLILIKLA UYGULAMALIYIZ"Hazine MüsteÅŸarı Faik Öztrak ise hazine ihalesinde alınan olumlu sonuçlarda ek kaynağın geleceÄŸi beklentisinin neden olduÄŸu olumlu havanın etkisi bulunduÄŸunu, ama özellikle yılın ikinci yarısından itibaren düzelen dengelerin, bu geliÅŸmeyi olumlu yönde etkilediÄŸini söyledi. Öztrak, "Bazı basın organlarında da gördüğümuz gibi, aslında bir de bunun yanında ilan edilen ÅŸekilde, kamuoyuna duyurulan güçlü bir de program var, özellikle kamu açıklarıyla ilgili, bunu kararlılıkla uygularsak çok süratle bu bekleyiÅŸler geliÅŸecektir. Türkiye enflasyonla mücadelesine devam eder ise çok süratle faizler aÅŸağı inecektir. Kamu finansmanında gevÅŸemeye tahümmülümüz yoktur. Kendi politikamız aynı zamanda dış kaynakla da desteklenirse, Türkiye önümüzdeki yıllarda son derece olumlu sonuçlarla karşılaÅŸacaktır. Ama bugün burada da konuÅŸulduÄŸu gibi önce sizin yapısal reformlarınızı kararlılıkla uygulamanız ve mevcut yapınızı iç ve dış ÅŸoklara dayanıklı hale getirmeniz gerekir...; faizler düşebilir, ama sonradan yeniden sıçrayabilecek bir ortamı sürekli muhafaza ediyorsanız bunun bir yararı yok. Yapıyı deÄŸiÅŸtirmeniz lazım, saÄŸlamlaÅŸtırmanız lazım. Faizleri, enflasyonu kalıcı olarak düşürmek lazım, önemli olan yapısal reformların kararlı olarak uygulanmasıdır."  Â
button