Deppler: Otoriteler piyasayı ikna etmeli
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2001 11:56
Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Direktörü Michael Deppler, programın ne kadar iyi, uluslararası desteğin ne kadar büyük olursa olsun otoriterlerin taahhütlerinin sürekliliği konusunda piyasayı ikna etmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Direktörü Michael Deppler, "IMF'nin Türkiye'de bir çok kez politika değişikliğine giderek sorumsuzca davrandığı" eleştirilerini yanıtlarken programın ne kadar iyi, uluslararası destek ne kadar büyük olursa olsun otoritelerin programa olan bağlılığının sürekliliği konusunda piyasaları ikna etmeleri gerektiğini savundu.
Michael Deppler, Dünya Bankası eski Başekonomistlerinden Oktay Yenal'ın bir süre önce Financial Times'de yayınlanan yazısında IMF'ye yönelttiği eleştirilere aynı gazetede gönderdiği mektupla yanıt verdi.
Deppler, IMF'nin 1994 yılından bu yana Türkiye'ye önerdiği politikaların, Türk ekonomisinde yaşanan sorunların değişmesi ve buna bağlı olarak kur rejimi tercihlerine göre değiştiğini belirtti. 2001 programının dalgalamaya bırakılan bir kur sistemini içerdiğini, ağırlığı enflasyonla mücadele ve ciddi bir iç borç stokuna verdiğini ifade eden Deppler, bu son unsuru nedeniyle ulusalararası topluluğun çömert bir biçimde destek sağladığını savundu.
Bu desteğin iç faiz oranları üzerindeki baskıyı hafiflettiğini, borçların döndürülmesine yardımcı olduğunu kaydeden Deppler, Merkez Bankası'nın sağlanan dış desteğin Hazine'ye kullandırılmasında aracı olmasının iç kredi artışı olarak yansıdığını kaydetti.
Dalgalı kur sisteminde para arzında net bir değişiklik olmamasının önemine değinen Deppler, , programın rezervlerde telafi edici azalmalara olanak sağlayarak para arzında net değişiklikler olmasını engellediğini bildirdi.
Deppler, şöyle dedi: "Otoritelerle anlaşmaya varılan programlar güçlü ve uluslararası topluluktan tam destek sağlayan programlar olmuştu. IMF, taahhüt ettiği 19 milyar dolarlık desteğin geçen hafta (önceki hafta) itibariyle 10 milyar doları aşan bir kısmını serbest bıraktı.
Ancak, analizler ne kadar sağlam, siyasi taahhütler ne kadar güçlü veya uluslararası destek ne karar büyük olursa olsun, otoritelerin taahhütlerinin sürekliliği konusunda piyasaları ikna etmeleri gerekiyor.
Michael Deppler, Dünya Bankası eski Başekonomistlerinden Oktay Yenal'ın bir süre önce Financial Times'de yayınlanan yazısında IMF'ye yönelttiği eleştirilere aynı gazetede gönderdiği mektupla yanıt verdi.
Deppler, IMF'nin 1994 yılından bu yana Türkiye'ye önerdiği politikaların, Türk ekonomisinde yaşanan sorunların değişmesi ve buna bağlı olarak kur rejimi tercihlerine göre değiştiğini belirtti. 2001 programının dalgalamaya bırakılan bir kur sistemini içerdiğini, ağırlığı enflasyonla mücadele ve ciddi bir iç borç stokuna verdiğini ifade eden Deppler, bu son unsuru nedeniyle ulusalararası topluluğun çömert bir biçimde destek sağladığını savundu.
Bu desteğin iç faiz oranları üzerindeki baskıyı hafiflettiğini, borçların döndürülmesine yardımcı olduğunu kaydeden Deppler, Merkez Bankası'nın sağlanan dış desteğin Hazine'ye kullandırılmasında aracı olmasının iç kredi artışı olarak yansıdığını kaydetti.
Dalgalı kur sisteminde para arzında net bir değişiklik olmamasının önemine değinen Deppler, , programın rezervlerde telafi edici azalmalara olanak sağlayarak para arzında net değişiklikler olmasını engellediğini bildirdi.
Deppler, şöyle dedi: "Otoritelerle anlaşmaya varılan programlar güçlü ve uluslararası topluluktan tam destek sağlayan programlar olmuştu. IMF, taahhüt ettiği 19 milyar dolarlık desteğin geçen hafta (önceki hafta) itibariyle 10 milyar doları aşan bir kısmını serbest bıraktı.
Ancak, analizler ne kadar sağlam, siyasi taahhütler ne kadar güçlü veya uluslararası destek ne karar büyük olursa olsun, otoritelerin taahhütlerinin sürekliliği konusunda piyasaları ikna etmeleri gerekiyor.