Demirel’e şirketleri döndüren karar Uzan’a bile ’umut’ oldu
Güncelleme Tarihi:
Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2006 00:00
Demireller lehine 2. İdare Mahkemesi’nde alınan kararlar şirketlerin dönüşünü sağlamanın yanı sıra TMSF’nin varlığını tehlikeye sokarken, Fon aleyhine açılan benzer davaları da etkilemesi bekleniyor. Özellikle, Demirel dosyasına atıfta bulunularak bekletilmesine karar verilen Uzan dosyalarının seyri merak ediliyor.
YAHYA Murat Demirel’in batırdığı Egebank’tan dolayı şirketlerine el konulan Demirel Ailesi’nin, şirketlerine kavuşmasını sağlayan kararlar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kaderi gibi, Fon aleyhine açılan benzer davaları da yakından ilgilendiriyor. Bir dava sonucunun dolaylı olarak diğer davalara da genişletilebileceği belirtilirken, özellikle Demirel dosyasına atıfta bulunarak "bekletici mesele" yapılan Uzan Grubu dosyalarının bundan etkilenebileceğine dikkat çekiliyor.
ANAYASAYA AYKIRILIK: İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin Şevket Demirel’in 9 şirketine ilişkin 12 Ekim’de aldığı ara karar ve 27 Kasım’da aldığı yürütmeyi durdurma kararları, benzer durumdaki pekçok davayı da yakından ilgilendiriyor. İdari mahkemenin, TMSF uygulamalarına temel teşkil eden maddelerin (4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 157’nci maddede yer alan hükümleri, 5411 Sayılı Bankalar Kanunun 134’üncü maddesi ve 5411 Sayılı Kanunun Geçici 11. maddesi) Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermesi bugüne kadar yapılan işlemlerin geçerliliğini de tartışmaya açıyor.
BEKLENTİLER ARTTI: "Anayasa aykırılık" tespitiyle alınan ara karar Demirel davasına benzer durumdaki davaların seyri açısından büyük önem taşırken, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda alacağı karar merakla bekleniyor. Ancak Anayasa Mahkemesi’nden kararı beklenirken, İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurması ve 9 şirketin Demirel Ailesi’ne geri dönüş yolunu açması, diğer davacılar açısından da beklentileri artırıyor. Anayasaya aykırılık iddialarına karşı çıkan TMSF yetkililerinin bu konudaki değerlendirmesi şöyle: "Aykırılık iddiası, mahkemenin kanaatinden ibaret. Bu iddia yürütmeyi durdurma kararı verilmesine gerekçe teşkil edemez. Mahkeme, ancak Anayasa Mahkemesince kanun hükmünün yürütülmesinin durdurulması durumunda, dava konusu yapılan idari işlemin yürütmesini durdurabilir."
BEKLETİCİ MESELE: Demirel davası, geldiği bu aşama ile Fon aleyhine açılan benzer nitelikteki davalara da örnek oluşturuyor. Bu konuda yapılan değerlendirmeler ise şöyle: "Karar hemen Uzanlar’a yaygınlaştırılmak istenecektir. Zaten Uzan dosyası bekliyor. Fon aleyhine açılan benzer diğer davalarda, özellikle Uzan Grubu dosyalarında mahkemece Anayasaya aykırılık kararı verilmemesine rağmen, Demirel dosyasına atıf yapılarak bekletici mesele yapılmasına karar verilmişti. Bu durum bir davanın sonuçlarının dolaylı olarak diğer davalara da genişletilebileceği anlamına geliyor."
TMSF’nin davalı olduğu dosyalar da aykırı değildi
YÜRÜTMEYİ durdurma kararına ilişkin bölge mahkemesine 18 Aralık günü itiraz etmeye hazırlanan TMSF yetkilileri, söz konusu maddelerin daha önceki davalarda Anayasa’ya aykırı bulunmadığını hatırlatarak şöyle dedi: "Mahkeme, TMSF’nin davalı olduğu dosyaların büyük bir kısmında ve aynı mahiyetteki davalarda, ilgililerce Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmasına karşın, Anayasa’ya aykırılık kararı vermemişti. Demirel Grubu dosyalarında ise Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmamasına rağmen aykırılık kararı verilmesi mahkemenin kararını anlamlı kılıyor."
Anayasa Mahkemesi onaylarsa TMSF dükkanı kapatıp gitsin
İDARE Mahkemesi’nin aldığı ara kararda ve bunu dayanak alarak yürütmeyi durduran kararda, Anayasa’ya aykırı bulunan maddeler arasında TMSF’nin tüzel kişiliğini oluşturan 15/1 nolu madde de yer alıyor. Bu durumda benzer davaların seyrini seyrini etkilemenin yanı sıra Fon’un varlığını da tehlikeye sokacak. Anaya Mahkemesi, son yıllarda birçok yolsuzluk dosyasında işletilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermesi, TMSF yetkisiz bir kurum haline dönüştürecek. Bu durum TMSF açısından, "Eğer sayılan maddeler Anayasa’ya aykırıysa, Anayasa Mahkemesi de bu kararı onaylarsa bu TMSF’nin dükkanı kapatıp, faaliyetlerine son vermesi anlamına geliyor" yorumlanıyor.
ANAYASAYA AYKIRILIK: İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin Şevket Demirel’in 9 şirketine ilişkin 12 Ekim’de aldığı ara karar ve 27 Kasım’da aldığı yürütmeyi durdurma kararları, benzer durumdaki pekçok davayı da yakından ilgilendiriyor. İdari mahkemenin, TMSF uygulamalarına temel teşkil eden maddelerin (4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 157’nci maddede yer alan hükümleri, 5411 Sayılı Bankalar Kanunun 134’üncü maddesi ve 5411 Sayılı Kanunun Geçici 11. maddesi) Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermesi bugüne kadar yapılan işlemlerin geçerliliğini de tartışmaya açıyor.
BEKLENTİLER ARTTI: "Anayasa aykırılık" tespitiyle alınan ara karar Demirel davasına benzer durumdaki davaların seyri açısından büyük önem taşırken, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda alacağı karar merakla bekleniyor. Ancak Anayasa Mahkemesi’nden kararı beklenirken, İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurması ve 9 şirketin Demirel Ailesi’ne geri dönüş yolunu açması, diğer davacılar açısından da beklentileri artırıyor. Anayasaya aykırılık iddialarına karşı çıkan TMSF yetkililerinin bu konudaki değerlendirmesi şöyle: "Aykırılık iddiası, mahkemenin kanaatinden ibaret. Bu iddia yürütmeyi durdurma kararı verilmesine gerekçe teşkil edemez. Mahkeme, ancak Anayasa Mahkemesince kanun hükmünün yürütülmesinin durdurulması durumunda, dava konusu yapılan idari işlemin yürütmesini durdurabilir."
BEKLETİCİ MESELE: Demirel davası, geldiği bu aşama ile Fon aleyhine açılan benzer nitelikteki davalara da örnek oluşturuyor. Bu konuda yapılan değerlendirmeler ise şöyle: "Karar hemen Uzanlar’a yaygınlaştırılmak istenecektir. Zaten Uzan dosyası bekliyor. Fon aleyhine açılan benzer diğer davalarda, özellikle Uzan Grubu dosyalarında mahkemece Anayasaya aykırılık kararı verilmemesine rağmen, Demirel dosyasına atıf yapılarak bekletici mesele yapılmasına karar verilmişti. Bu durum bir davanın sonuçlarının dolaylı olarak diğer davalara da genişletilebileceği anlamına geliyor."
TMSF’nin davalı olduğu dosyalar da aykırı değildi
YÜRÜTMEYİ durdurma kararına ilişkin bölge mahkemesine 18 Aralık günü itiraz etmeye hazırlanan TMSF yetkilileri, söz konusu maddelerin daha önceki davalarda Anayasa’ya aykırı bulunmadığını hatırlatarak şöyle dedi: "Mahkeme, TMSF’nin davalı olduğu dosyaların büyük bir kısmında ve aynı mahiyetteki davalarda, ilgililerce Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmasına karşın, Anayasa’ya aykırılık kararı vermemişti. Demirel Grubu dosyalarında ise Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmamasına rağmen aykırılık kararı verilmesi mahkemenin kararını anlamlı kılıyor."
Anayasa Mahkemesi onaylarsa TMSF dükkanı kapatıp gitsin
İDARE Mahkemesi’nin aldığı ara kararda ve bunu dayanak alarak yürütmeyi durduran kararda, Anayasa’ya aykırı bulunan maddeler arasında TMSF’nin tüzel kişiliğini oluşturan 15/1 nolu madde de yer alıyor. Bu durumda benzer davaların seyrini seyrini etkilemenin yanı sıra Fon’un varlığını da tehlikeye sokacak. Anaya Mahkemesi, son yıllarda birçok yolsuzluk dosyasında işletilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermesi, TMSF yetkisiz bir kurum haline dönüştürecek. Bu durum TMSF açısından, "Eğer sayılan maddeler Anayasa’ya aykırıysa, Anayasa Mahkemesi de bu kararı onaylarsa bu TMSF’nin dükkanı kapatıp, faaliyetlerine son vermesi anlamına geliyor" yorumlanıyor.