‘Çocuk, kariyer, doktora yapılır, dernek yönetilir’ diye haykırmak istiyorum

Güncelleme Tarihi:

‘Çocuk, kariyer, doktora yapılır, dernek yönetilir’ diye haykırmak istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2011 00:00

İtalyan hazır giyim markası Stefanel’in Türkiye Genel Müdürü Füsun Çevikel Kuran, kariyerini ikiz annesi olarak sürdürüyor. Tescilli Markalar Derneği Başkanlığını bugün devralan Kuran, “Doktora yaparken bir yandan da İstanbul Alışveriş Festivali’nin icra kurulundayım. ‘Çocuk, kariyer yapılır; doktora tezi yazılır, dernek yönetilir’ diye haykırmak istiyorum” dedi.

İTALYAN hazır giyim markalarından Stefanel, 1992’de distribütör kanalıyla girdiği Türkiye’den 1998 yılında çekilmişti. 2001 yılında direkt kendi geldiğinde ise ülkedeki en büyük ekonomik krizlerden biri patlamıştı. Böylesine kritik bir dönemde, Giuseppe Stefanel, genel müdürlük koltuğunu 24 yaşındaki Füsun Çevikel’e emanet etmişti. Hatta bu karar nedeniyle Giuseppe Stefanel’in delirdiğini düşünenler de olmuştu. Genç yaşta genel müdür olan Füsun Çevikel Kuran, 8 ay önce ikiz kızları Kayra ve Talya’yı dünyaya getirdi. Bir yandan İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi ve Organizasyon doktorası yapan Kuran, Markalar Derneği (TMd) başkanlığını da bugün devralıyor. Aynı zamanda Mart-Nisan aylarında yapılacak İstanbul Alışveriş Festivali’nin hem icra hem de yönetim kurulu üyesi. Füsun Çevikel Kuran ile çok şapkalı yaşamını konuştuk.

Kuaföre zaman kalmıyor

Bir koltukta iki karpuzu da aşan bir yaşamınız var. Her şeye nasıl yetişiyorsunuz?

Kuaföre zor gidiyorum. Hiç zaman kalmıyor. Allah vergisi tırnaklarımla idare ediyorum. Üstünü kendim cilalıyorum. Beni kurtaran hep insana yatırım yapmam. Bu kadar tarakta bezi olması için insanın, iyi bir ekibi bulunmalı. Bir numaralı konu işin yolunda gitmesi. İki numara doktora. İstanbul Alışveriş Festivali’nde ise mesele daha çok insanları yönetmekle ilgili. Orada da çok iyi bir ekip var. O isimlerle iş yapma rahatlığı var. Tabii en önemli konu çocuklarım. “Çocuk, kariyer yapılır; doktora tezi yazılır, dernek yönetilir” diye haykırmak istiyorum bazen.

Yoğunluğu hazmeden eş önemli
/images/100/0x0/55ea12b5f018fbb8f869a7d4


Annelik mesaisi bunca işin arasında nasıl yürüyor?

Çocuklar sisteme bağlı. Kova burcu olarak ben tam bir sistem insanıyım. İlk 6 ay uyguladığımız ‘annem’ sistemi çöktü. Şimdi iki bakıcımız ve ellerinde bütün günün listesi var. Bebeklerin sadece kalkış saatine karar veremiyoruz, geri kalan her şey listede yazıyor. Ve Sinan (eşi) olmasa doktora yapamazdım.

Başarılı kadının ardındaki erkek?

Türkiye’de böyle bir koca bulmak gerçekten zor. Kadın hem tepe yönetici olacak hem ileri derecede eğitim alacak hem de bu kadar sivil toplum kuruluşu içinde yer alacak? Gerçekten bu kadar faal olmayı normal karşılayacak ve bunları hazmedecek bir eş bulmak çok zor. Onun desteği benim için çok önemli.

2011’de yüzde 20 büyüme

Stefanel, nasıl bir yılı geride bıraktı?
Türkiye genelinde 28 mağaza ve 15 kornerle toplam 43 satış noktasına ulaştık. Dünyada ise 600 satış noktası var. 2010 iyi bir yıldı. 2011’de yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. İstanbul’da 3; Antep, İskenderun, Antalya ve Mersin’de
mağazalar planlıyoruz.

İyi yiyip semirmeye devam

Hamilelikten kalan iyi yeyip semirme hayatıma devam ediyorum.
Sinan (eşim) mutfakta çok iyi. Ailenin aşçısı o! Sadece o istediği için arada mozaik pasta yaparım. Ama güzel yaparım!
Şeker ve unla aram pek hoş değil.
Daha çok protein ve vitaminle beslenirim. Sebze, balık, deniz ürünleri?
Et aramam. Tavuk hiç yemem. Arada Sinan köy tavuğu bulup getirirse yeriz.
‘Ölene kadar sadece balık yiyeceksin’ deseler o anlaşmanın altına imza atarım.

Salyangoz, kurbağa bacağı yerim

En çok balıkçılara gideriz.
İskele Balıkçısı, Papermoon ve Sunset’i seviyorum.
Sadece balık ve suşi sunan yerlerde gayet mutluyum.
Dünya mutfaklarına açığım.
Salyangozdan kurbağa bacağına her şeyi yerim.
Gittiğim mekanda en çok lezzet ararım. Sadece lezzet peşinde koşarım.
Gideceğim ülkelerdeki iyi restoranları önceden öğrenirim.
Gittiğim ülkelerdeki yerel tatları mutlaka denerim.

Artık çocuk var, hız yok

Hep ilgi duydum otomobillere. Babam üniversiteyi İzmir’de okursam araba alma sözü verdi.
Sırf bu yüzden İzmir’de okudum. O da bana ikinci el bir BMW aldı. Ehliyetim yoktu, 6 ay arabayı sadece izledim.
Hâlâ BMW kullanıyorum. Düşkün değilim ama hep öyle denk geldi.
Kaliteli Alman arabası favorim.
Çocuklardan sonra daha normal oldum. Sürat severdim, ehlileştim.
Artık çocuklar arabada olsun olmasın fark etmiyor. Hep onları düşünüyorum.
Şoförüm var ama işe kendim gider gelirim. Daracık bir alanı biriyle uzun süre paylaşmak istemiyorum. Sabahın köründe kalksın beni alsın, gece beklesin... Eziyet etmek gibi geliyor.

Stefanel’e ‘Çıkmayın’ dedim, müdür oldum

Çocukken hayalim doktor ya da veteriner olmaktı.
Üniversitedeyken 4 yıl hep farklı yerlerde staj yaptım. Ne olmak istediğimi iyice görmek istedim.
Samsung’da ihracatta, TNT’de satışta, Hilton’da finansta ve Denizbank merkez şubede çalıştım.
Okul bitince 3 yıl Arthur Andersen’da denetim yaptım.
Stefanel Türkiye’ye ikinci kez gelmişti. Ben de mali işler müdürüydüm.
Türkiye’ye ikinci girişleri de krize denk geldi. Yeniden çıkmaya hazırlanıyorlardı. Ben kalmaları gerektiğini söyleyince patron “Buyur sen yap” dedi.
24 yaşında genel müdür oldum.

Çalışanı da gözlemlerim

Haftalık rutin toplantılarımız var.
İhtiyaç oldukça da toplanırız.
Kimse sıkılmayacak kadar uzun... Konuşurum, dinlerim.
Sadece işi değil personelin iş ve özel hayatıyla ilgili de gözlemler, tespitler yaparım.
Benden gizlenen bir şey mi var, bunu davranışlarından da anlamaya çalışırım.

‘Aoaoa korosu’ uyanma saatimi belirliyor

Güne ‘aoaoaaao korosu’ ile başlıyorum.
Kaçta kalkacağıma ikizler karar veriyor. Bu çoğunlukla 06.30-07.00 oluyor.
Ama 8 aydır çok daha mutlu uyanıyorum. Az uyuyorum ama çok daha iyi hissediyorum.
Gece 12’den önce uyumam.
03.00-04.00 gibi süte kalkıyoruz. Sadece 3.5 ay emzirdim ama süt içerlerken hâlâ kalkarım.
Sabah 08.00’de hep beraber kahvaltı ediyoruz. Onlarla aynı masada oturmadan evden çıkmıyorum.
Kızlar gelmeden hızlıca gazeteleri okurum.

Daha çok yapacağım söz

10-15 yaş arasında basketbol takımındaydım.
Haftada 3 gün antrenman yapardım.
Sonra doğru dürüst spor hiç yapmadım. Hep oradan yedim.
Sonra yoga gibi çeşitli sporları hep denedim. Şimdi pilatesten umutluyum.
5-10 kilometre düşüne düşüne yürürüm ama bu bana spor gibi gelmez. Daha çok keyif?
Bundan sonra daha yapacağım söz!

Sırt çantası hayali

Görmediğim, keşfedilmemiş, egzotik yerlere gitmeyi severim.
Hep yeni yerleri görmek isterim.
Yeni Zelanda, Vietnam ve Japonya’yı görmeyi çok istiyorum.
Mümkün olsa sırtıma çantayı alıp yılda 2-3 ay gezebilirim.
Ama artık gerçek hayatta daha yerleşik tatillere talim ediyoruz. Bodrum ve Çeşme’de evler var. İkisini de seviyoruz.

Rus tabloları aldım

En büyük hobim yemek-içmek. Lezzet! Bu açıdan da doğru bir evlilik yaptım.
Sosyal hayatı severim.
Bebeklerden sonra hayatım çok değişti. Yeni hayatıma hobi sığdırmak çok zor.
Eskiden haftada 2-3 filme giderdik. Avatar’ı 3 kez izledim.
Şimdi evdeki dev ekranla idare ediyoruz.
Şu sıralar okuyamasam da kitap almayı sürdürüyorum. Alışkanlık.
Rusya’da sokaktan çok yağlı boya resim aldım. Çok iyiler!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!