Güncelleme Tarihi:
Finans-Diyalog Konferans Heyeti tarafından düzenlenen ''Türk Bankacılığında ve Sermaye Piyasalarında Yeni Eğilimler'' konulu toplantıda konuşan Chhibber, Türkiye'de bankacılık sektörüne büyük reformlara başlandığını kaydederek, bankaların, ekonomik sistemin sinir sistemini oluşturduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin dinamik, hızla gelişen ve pazara dönük bankacılık sektörünün, yüksek ve istikrarlı bir büyümeyi sağlayabileceğini dile getiren Chhibber, geçmişte bu potansiyelin çok kısıtlı olarak kullanılabildiğini ve sektörün makroekonomik dengesizliklerden ve çarpık finansal ortamdan olumsuz yönde etkilendiğini anlattı.
Bankacılık sektöründeki sorunlara ciddi şekilde el atıldı
Sektörde sorunların 1980'li yıllarda, ekonomik stabilite olmadan ve ciddi finansal sistemler oluşturulmadan liberalizasyona geçilmesiyle başladığını belirten Chhibber, hükümeti, sektöre ve özellikle kamu bankalarına yönelik düzenleme çalışmalarından ötürü kutladı.
Fona devredilen bankaların sahiplerine karşı başlatılan yasal işlemlerin de denetim kurumunun ne kadar ciddi olduğunu gösterdiğini vurgulayan Chhibber, geçen yıl Eylül ayından itibaren bankacılık ve finans sektöründeki sorunlara ciddi şekilde el atıldığını söyledi.
Chhibber, ''Kamu bankalarının özelleştirilmesi elbette çok zor bir görev ama uzun yıllar hiçbirşey yapılmadan beklenmesine karşın en azından süreç başladı'' dedi.
Sistem zor bir dönemden geçiyor
Enflasyonu düşürme programının bankacılık sektörüne ciddi tehditler getirdiğinin de unutulmaması gerektiğini belirten Chhibber, ''Bankacılık sistemi bugün çok zor bir durumdan geçiyor. Yeni sistem içinde rekabet gücünü kazanıncaya kadar çok zorlanacağını bildiğimiz bazı bankalara elbette, uzun vadeli finansman projeleri bulmakta yardımcı olmak gerekir'' dedi.
Chhibber, hazine bonolarından artık kar edemeyen bankaların daha çok tüketici kredilerine yöneldiklerine işaret ederek, ''Tüketici kredilerinin bu kadar hızla artması, ciddi risk analizi yapılamaması endişeye sebep olacak bir konudur'' dedi.
Şirket kurtarma eleştiriliyor
Asya krizinde ve Güney Amerika'da görülen, iflas halinde olan kuruluş ve şirketleri kurtararak, istihdam sorunu yaratmama uygulamasının, "acıyı artırmaktan başka bir işe yaramadığını ve kaçınılmaz şekilde yeniden yapılanmayı gerektirdiğini'' de anlatan Chhibber, ''Kayıpları artırıyor, bütün bu hataların faturası da vergi ödeyenlere çıkıyor'' diye konuştu.
Kamu bankalarında yeniden yapılanmanın mutlaka bir hedefi olması gerektiğini vurgulayan Chhibber, ''Emlakbank bir ipotek bankası olarakgelişebilir. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Ziraat Bankası daha küçük bir Ziraat Bankası olabilir, bunlar örneklerdir'' dedi.
Chhibber, reformların kararlı bir şekilde uygulanmasının Türk ekonomisine ve Türk bankacılık sektörüne büyük yararları olacağını de dile getirerek, ''Bazı yol kazaları geçirilebilir ama Türkiye'deki bankacılık sektörü sistem içindeki bankaların sayısı ile değil, mali aracılığın kuvveti ile ölçülür'' diye konuştu.