Çakan: Yasa AB normlarına uygun
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2001 11:30
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan, Elektrik Piyasası Kanunu'nun, AB normları paralelinde hazırlanmış iddialı bir kanun olduğunu söyledi.
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından düzenlenen, ''Elektrik Piyasası Yasası Forumu''nda konuşan Bakan Çakan, Elektrik Piyasası Kanunu'nun en büyük özelliğinin, 'yeni piyasa yapısının odağına özel girişimi oturtmuş olması' olduğunu kaydetti.
Kanunun pazar için rekabet yerine, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterilebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı, şeffaf ve 'pazar içi rekabet'e dayanan bir piyasa yapısının konulmasını öngördüğünü ifade eden Çakan, rekabet ortamının tesis edilebilmesi için, elektrik sektörünün bölünme yolu ile yeniden şekillendirilmesi ve sonrasında özelleştirilmesinin planlandığını kaydetti.
Üretim, iletim, dağıtım ve ticaret faaliyetlerinin birbirinden ayrıldığını ve bunlardan sadece iletim ve yük dağıtım hizmetlerinin kamunun tekelinde bırakıldığını söyleyen Çakan, diğer sektörlerin satış yoluyla özelleştirilmesinin önünün açıldığını bildirdi.
GEÇİŞ DÖNEMİ
Elektrik Piyasası Kanunu'nda, 18-24 aylık bir geçiş dönemi öngörüldüğüne dikkat çeken Bakan Çakan, bu süreçte, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) kurumsal gelişimi ve yönetmelikler, prosedürler ve lisanslar olmak üzere, ikincil mevzuata ilişkin tüm düzenlemeleri hazırlamasını ve bilişim teknolojisine dahil alt yapının kurulmasını kapsadığını anlattı.
EPDK'nın 7 üyesinin hafta başında yemin ederek, görevlerine başladığını kaydeden Çakan, üyelere başarılar diledi. Elektrik Piyasası Kanunu'nun piyasa katılımcıları arasında yapılacak ikili anlaşmalara ve dengeleme, uzlaştırma mekanizmasına dayalı bir modelin teşkilini öngördüğüne dikkat çeken Çakan, bu kapsamda piyasa uygulama tasarımına ilişkin hususları içeren bir el kitabı hazırlanması yönünde çalışmalar başlattıklarını bildirdi.
Çakan, önümüzdeki günlerde nihai halini alması beklenen el kitabının, hazırlık dönemi içinde EPDK tarafından gerçekleştirilecek ikincil mevzuat çalışmaları ve uygulama sürecinde, tüm piyasa katılımcıları açısından başlıca referans kaynağı olacağını sözlerine ekledi.
BAŞKAN ARABUL
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Hüseyin Arabul ise Elektrik Piyasası Kanunu'nun önünün açık olmasının, hükümet kararlarının tutarlılığı ile mümkün olacağını söyledi.
Kanunun AB direktiflerinden farklı olmadığını ve her hali ile benimsediklerini ifade eden Arabul, ''Yasanın ülkemiz koşullarına uygun biçimde işlerlik kazanmasında çok ciddi dar boğazlar bulunuyor''dedi.
Hazine'nin işletme hakkı devri projelerine garanti vermemesinde ısrarcı olmasını da eleştiren Arabul, şunları kaydetti:''Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yasalara dayanarak yerli ve yabancı konsorsiyumlarla sözleşmeler imzalamıştı. Bu sözleşmelerin görüşmeleri, Hazine temsilcilerinin huzurunda ve Danıştay'ın onayı ile yürütülmüştü.
Bütün bunlara rağmen, Hazine'nin sözleşmelerle ilgili olmayan, istişari mahiyetteki mütalaa ile işletme hakkı devri projelerine hazine garantisi verilmeyeceğinde ısrarcı olması, Bakanlar Kurulu'nun hazine garantisi verilmesine ilişkin verdiği karara rağmen, Hazine'nin bunu uygulamamada ısrarcı olması, gerçekten demokratik bir ülkede yaşamımızı zora sokmaktadır.''
Kanunun pazar için rekabet yerine, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterilebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı, şeffaf ve 'pazar içi rekabet'e dayanan bir piyasa yapısının konulmasını öngördüğünü ifade eden Çakan, rekabet ortamının tesis edilebilmesi için, elektrik sektörünün bölünme yolu ile yeniden şekillendirilmesi ve sonrasında özelleştirilmesinin planlandığını kaydetti.
Üretim, iletim, dağıtım ve ticaret faaliyetlerinin birbirinden ayrıldığını ve bunlardan sadece iletim ve yük dağıtım hizmetlerinin kamunun tekelinde bırakıldığını söyleyen Çakan, diğer sektörlerin satış yoluyla özelleştirilmesinin önünün açıldığını bildirdi.
GEÇİŞ DÖNEMİ
Elektrik Piyasası Kanunu'nda, 18-24 aylık bir geçiş dönemi öngörüldüğüne dikkat çeken Bakan Çakan, bu süreçte, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) kurumsal gelişimi ve yönetmelikler, prosedürler ve lisanslar olmak üzere, ikincil mevzuata ilişkin tüm düzenlemeleri hazırlamasını ve bilişim teknolojisine dahil alt yapının kurulmasını kapsadığını anlattı.
EPDK'nın 7 üyesinin hafta başında yemin ederek, görevlerine başladığını kaydeden Çakan, üyelere başarılar diledi. Elektrik Piyasası Kanunu'nun piyasa katılımcıları arasında yapılacak ikili anlaşmalara ve dengeleme, uzlaştırma mekanizmasına dayalı bir modelin teşkilini öngördüğüne dikkat çeken Çakan, bu kapsamda piyasa uygulama tasarımına ilişkin hususları içeren bir el kitabı hazırlanması yönünde çalışmalar başlattıklarını bildirdi.
Çakan, önümüzdeki günlerde nihai halini alması beklenen el kitabının, hazırlık dönemi içinde EPDK tarafından gerçekleştirilecek ikincil mevzuat çalışmaları ve uygulama sürecinde, tüm piyasa katılımcıları açısından başlıca referans kaynağı olacağını sözlerine ekledi.
BAŞKAN ARABUL
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Hüseyin Arabul ise Elektrik Piyasası Kanunu'nun önünün açık olmasının, hükümet kararlarının tutarlılığı ile mümkün olacağını söyledi.
Kanunun AB direktiflerinden farklı olmadığını ve her hali ile benimsediklerini ifade eden Arabul, ''Yasanın ülkemiz koşullarına uygun biçimde işlerlik kazanmasında çok ciddi dar boğazlar bulunuyor''dedi.
Hazine'nin işletme hakkı devri projelerine garanti vermemesinde ısrarcı olmasını da eleştiren Arabul, şunları kaydetti:''Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yasalara dayanarak yerli ve yabancı konsorsiyumlarla sözleşmeler imzalamıştı. Bu sözleşmelerin görüşmeleri, Hazine temsilcilerinin huzurunda ve Danıştay'ın onayı ile yürütülmüştü.
Bütün bunlara rağmen, Hazine'nin sözleşmelerle ilgili olmayan, istişari mahiyetteki mütalaa ile işletme hakkı devri projelerine hazine garantisi verilmeyeceğinde ısrarcı olması, Bakanlar Kurulu'nun hazine garantisi verilmesine ilişkin verdiği karara rağmen, Hazine'nin bunu uygulamamada ısrarcı olması, gerçekten demokratik bir ülkede yaşamımızı zora sokmaktadır.''