Borcumuzu ödememeyi bile düşündük

Güncelleme Tarihi:

Borcumuzu ödememeyi bile düşündük
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2001 00:00


Haberin Devamı

Krizin kendini en yoğun hissettirdiği mart ayında, Türkiye'nin bir borç batağına doğru gittiğini belirten Devlet Bakanı Kemal Derviş, ‘‘Bir ara şunu da düşündük, ‘Acaba bu borçlarımızı ödemesek mi?' Dünyada hiç olmamış bir şey değil bu. Ama Türkiye 4-5 yıl kaybederdi’’ dedi.

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, ‘‘Güvenin bu ortamda bugünkü strateji ile ve bugünkü programla yeniden tesis etmek inşallah 6-9 ay içinde mümkündür’’ dedi. Derviş, mart ayının başında borçları hiç ödememeyi bile düşündüklerini itiraf etti.

TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısının öğlen yemeğinde konuşan Kemal Derviş, iş dünyası temsilcilerine moral verdi. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, ‘‘Bu ülkenin sizin gibi siyasetçilere ihtiyacı var’’ derken, Derviş, konuşmasına işadamlarına destekleri için teşekkür ederek başladı. Programın geldiği aşamayı işadamlarına anlatan Derviş, ‘‘Ekonomide orta yerde durmak zor. Ya iyiye, ya da daha kötüye gidiyor. Bence iyiyi gitmesi için çok neden var’’ diyen Derviş, mart başında geldiği Türkiye'yi ‘‘tam bir yangın vardı’’ diyerek tanımladı.

O dönemde Türkiye'nin borç batağına girmek üzere olduğunu ve bütün çabalarının bunu önlemeye yoğunlaştırdıklarını söyleyen Derviş, borç ertelemesini bile düşündüklerini itiraf etti. Derviş, bunu şöyle anlattı:

‘‘Bir ara şunu da düşündük, ‘Acaba bu borçlarımızı ödemesek mi?' Dünyada hiç olmamış bir şey değil bu. ‘Gönüllü olmayan bir biçimde yeniden yapılandıralım, vadeyi uzatalım, hem içerideki, hem dışarıdaki yatırımcıya çağıralım, alıp bunu bir müzakere edelim' diye bir düşünce de vardı. Hatta dış çevrelerde bunu tartıştık. Fakat Türkiye'deki duruma ve dünyadaki deneyime baktığımız zaman, bunun kesinlikle Türkiye'nin yararına olmayacağı kanısına vardık. Bunun maliyeti Türkiye'ye çok çok daha yüksek olurdu. Ondan sonraki güveni yeniden tesis etmek, en az 4-5 yıl sürerdi. Halbuki bence, güvenin bu ortamda bugünkü strateji ile ve bugünkü programla yeniden tesis etmek inşallah 6-9 ay içinde mümkündür. Yani bir tarafta 6-9 ay, öbür taraftan 4-5 sene. Sanıyorum doğru kararı verdi Türkiye.’’

TAKAS ÖNEMLİ ADIM

‘‘Bunu mutlaka gönüllü yöntemlerle yenmemiz gerekiyordu’’ diyen Derviş, bunun için öncelikle yeni bir program oluşturduklarını ve dış desteği sağladıklarını kaydetti. Derviş, bunlar yapıldıktan sonra iç borç dinamiğinin ve kamu finansman dengesinin sağlanması için hızla başka şeyler eklenmesini gerektiğini ve takas operasyonun da bu noktada önemli bir adım olarak nitelendirdi.

‘‘Çok iyi bir operasyon oldu, herkes kazandı’’ şeklinde değerlendirdiği takas operasyonu ile vadelerin ciddi biçimde uzadığını, bankacılık sisteminin döviz pozisyonu açısından rahatladığını vurguladı. Miktarın istediğinden biraz daha yüksek olduğunu belirten Derviş, gelen teklifleri görünce, miktarı biraz üstte tuttuklarını ifade etti. Takasın Hazine'ye maliyetinin de kabul edilebilir olduğu görüşünü dile getiren Derviş, ‘‘Ortalama yüzde 15'in biraz altında oldu. Arjantin gibi bir ülkenin maliyetinden daha uygun bir maliyet ama herşeye rağmen yüksek bir maliyet. Bunu da kabul etmek gerekiyor’’ dedi. ‘‘Bu şartlar altında başkü türlü olmazdı’’ diyen Derviş, ‘‘gerçekçi ve yurtsever’’ davrandığını söylediği bankacılara teşekkür etti. Almanya ve ABD'ye yaptığı gezilerde yabancı bankacılarla yaptığı görüşmeleri de anlatan Derviş, ‘‘yarı resmi, yarı tehdit dolu’’ dediği bu görüşmelerde Stanley Fischer'in de sert ve keskin bir dille yabancı bankacılara ‘‘görevinizi yerine getirin’’ dediğini aktardı.

Risk alan bankacı korunma ister

Önceki gün Meclis'te yaşanan ve kamu bankalarının ortak yönetim kurulu başkanı Vural Akışık'ın istifa restine kadar giden gerginliği de hatırlatan Kemal Derviş, ‘‘Banka yöneticilerini desteklememiz ve korumamız gerekiyor. Banka yöneticilerini olmayacak ithamlardan suçlamalardan korumamız lazım’’ dedi. Suçlularla, risk alan insanların birbirinden ayrılması gerektiğini vurgulayan Derviş, ‘‘Hukuk sistemimizde bu ayrımı yapamazsak, risk almak isteyen, hizmet vermek isteyen insanlar bunu yapamayacak. Bu ciddi bir sorun’’ diye konuştu.

Müdahale etmeyeceğiz kur ne olacaksa olacak

Kemal Derviş, bütün zorluklara, özel sektörün ve Hazine'nin kurdan yediği darbeye rağmen, şu anda Türkiye'nin kur açısından rekabetçi bir durumda olduğunu söyledi. Bu durumun, çok önemli bir koz olduğunu vurgulayan Derviş, ‘‘Hem ihracat, hem turizm, hem de ithal ikamesi açısından önemli bir koz. Eninde sonunda rekabeti sağlayan bir kur’’ dedi. ‘‘Gerçekten dalgalanan kurdayız’’ diyen Derviş, buna alışmanın ne özel sektör, ne kamu sektörü için kolay olmadığını vurguladı. Derviş, ödemeler dengesindeki ve cari açıktaki olumlu gelişmelerin de kur üzerinde olumlu etki yapacağını kaydetti. Dalgalı kur sisteminin Merkez Bankası'nı enflasyon açısından özgür kıldığına, bütün gücüyle enflasyonla mücadelesine imkan sağladığına dikkat çekti. Enflasyonun nisan ve mayıs aylarında biraz yüksek seyretmekle birlikte yılın kalan yarısında programda öngörüldüğü gibi yüzde 18'de kalmasına ‘‘muhtemel’’ diyen Derviş, ‘‘Buna piyasaların inanması lazım, şu anda inanmıyor’’ dedi. Derviş, kur konusunda ise ‘‘Dalgalı kurda ne olacaksa olacak. Gerçekten müdahale olmayacak. Kur fikslemesi yok’’ dedi. Türkiye'nin 12-18 ay dalgalı kur sistemini uygulayacağını kaydeden Derviş, ‘‘Daha sonra nasıl bir kur olacak bunu ciddi bir şekilde düşünmemiz gerek. Özellikle AB'ye ve euro'ya giriş konusunda bunu düşünmemiz lazım’’ diye konuştu.

Söz verdik, ‘programa uymam' demeyi bırakın

Yaşanan bazı zorluklara da değinen Kemal Derviş, hükümet üyelerinin tavırlarına dikkat çekti. Derviş, ‘‘Sendikayla müzakere başka, bu programı uygulayacaklarını taahhüt eden birilerinin çıkıp ‘‘ben buna uymuyorum' demesi başka’’ diye konuştu. Derviş, Başbakan Ecevit'in programa kesin desteği olduğunu ve Türkiye'nin bu konuda tüm dünyaya taahhüdü bulunduğunu hatırlattı. Programa taahhüdünü koyduğu halde ‘‘biz bu bu programı uygulamıyoruz’’ diyenlerin faizlere 5 ile 8 puan etkisi oldunu dile getirdi.

N O T L A R

Nilgün KARATAŞ-Sadi ÖZDEMİR

Derviş gazladı moraller düzeldi

Bakan Kemal Derviş'in konuk olduğu TÜSİAD YİK toplantısına katılım oldukça yüksekti. Öğle yemeği sırasında konuşan Derviş'i birçok gazeteci ve TÜSİAD çalışanları ayakta dinlemek zorunda kaldı.

Derviş, Sabancı Center'a gelişinde evsahibi Sakıp Sabancı ile TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan ve YİK Başkanı Muharrem Kayhan tarafından karşılandı. Bakan Derviş ile Sabancı, Özilhan ve Kayhan, bir süre başbaşa görüştükten sonra, yemeğe katıldılar.

Yemekte, Derviş'in yanına Sabancı ile Kayhan oturdu. Masada, Rahmi Koç, Tuncay Özilhan ve Feyyaz Berker de yer aldı. Koç'un yemek sırasında Sabancı ile yer değiştirdiği gözlendi. Bu arada, yemek sırasında Bakan Derviş'in yanına gelen TÜSİAD Üyesi Şevki Figen, Sefa Kaplan'ın ‘‘Kemal Derviş, bir kurtarıcı öyküsü’’ adlı kitabını imzalattı.

İşadamlarını ekonomiye ilişkin yorumlarını ‘‘Derviş'i dinlemeden önce’’ ve ‘‘Derviş'i dinletikten sonra’’ diye ikiye ayırmak mümkün. Sabah yapılan yorumlar, henüz reel sektörün sorunlarına değinilmediği ve bunun etkilerinin ağır bir şekilde sürdüğü yönündeyken, öğleden sonra işadamları daha iyimser bir havaya girdi.

Derviş reel sektöre dönük çok somut bir şey söylememesine karşın TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Derviş'in konuşmasını ‘‘Desteği ve morali aldık, yolumuza devam ediyoruz’’ diye yorumlaması da bunun en somut örneği oldu. Özilhan, önümüzdeki dönemde reel sektörün rahatlayacağı, faizlerin maliyetlerini düşürebilecek, ihracatın önünü açabilecek ve yabancı sermaye gelme imkanına yol açacak birtakım çalışmaların da geleceğine inandığını belirtti.

Sakıp Sabancı da, ‘‘Problemlerimiz uçmadı, önümüzde dağ gibi duruyor. Ama şevk, heyecan, moral pompalandı. Bunlara da ihtiyaç var’’ diye konuştu. Bu pompalamaların netice alması ve hedefe varılması için elele verilmesi gerektiğini kaydeden Sabancı, ‘‘Elele verme beceresini gösterebilirsek, bu memlekette muhteşem, inanılmaz potansiyeller var’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!